48. BÖLÜM

580 18 1
                                    


  Bora ile yazlığın önünde durduğumuzda dönüp bana baktı. Öyle güzel bakıyordu ki kendimi bile kıskanmıştım şimdi. Derin bir iç çekti, gülümsedi.

Bora:
“Ölüyorum sana.”  Dediği şey ile utanmıştım. Saçlarımı geriye doğru atıp boynuma bir öpücük kondurdu. O sırada bir alkış sesi duymaya başladım. Bora ile arabanın önüne baktığımızda bizimkiler yine herkesi ayaklandıracak hareketlerinden ödün vermiyorlardı.

Bora:
“Bu Atlas kılıklısı niye burada?”

“Çünkü o benim kuzenim.”

Bora:
“Ne? Kim, kim?”

“Oho! Sen neler kaçırdığını bilmiyorsun?”

Bora:
“Çok şey kaçırdığım kesin. Birazdan odamda anlatsana.”
  Saf ayağına yattım.

“Neden odanda?”

Bora:
“Bence amacım gayet açık.”

“Bora. Arabadan inmeliyiz.” Diyerek kemerimi çözdüm.

Bora:
“Kaçışınız yok Lara hanım. Haberiniz olsun.”
  Arabadan indiğimde kızlar hemen yanıma geldi.

Gece:
“Düğün ne zaman?”

Kayla:
“Ne zaman teyze oluyorum?”

“Arkadaşlar sakin. Karı koca olmadık, sevgili olduk.”
Ahenk:
“Hayırlısı ile onu da olacaksınız inşallah.”

“İki gündür çok güzel dualar ediyorsun. Gözümden kaçmadı değil.” Diyerek göz kırptım. Ardından Gece’nin kulağına fısıldadım, “Sinem’i salın gitsin.”

Emre:
“Oh be! Sonunda ciddi ciddi yenge diyeceğim sana. Lara demeye alışamamıştım zaten. YENGEM!” diye bağırdı Emre.

Çınar:
“Gubidi, erdin mi muradına?”

“Erdim abidi.”

Bora bir anda elini elime kenetledi, “Evet, izninizle şimdi Lara ile biraz vakit geçirmek istiyorum. Çünkü hala konuşacaklarımız var?”

Ahenk:
“Konuşacaklarınız mı yapacaklarınız mı?”

  Kızım her çifte söyleyip durmasana şunu! Fesat fesat düşünüyorum! Alla halla!
Bora yangından mal kaçırır gibi ne çekiştirip çekiştiriyorsun. Çok özlediysen 15 gün uzak durmasaydın benden. Ben mi dedim sana git diye? Hı? Ben mi dedim? Ben sana daha bunun triplerini atacağım. Kapıyı hızla açıp beni içeri çekti. Kolum koptu Bora.

“Ya Bora yavaş. Ne bu acele? Kaçmıyorum merak etme. Ben sen değilim.”

Bora:
“Hey, laf sokmanın zamanı değil. Bu gece bizim artık.” Kitlediği kapının anahtarını cebine koydu. Sıçtım!

“Bora. Yok öyle bir şey. Tamam bitti gece. Hem ben daha bu yaşattıklarının cezasını çektireceğim.”

Bora:
“Yarın başlasak ona, olmaz mı?” dedi yalvaran sesi ile. Elini belime doladı yine. Kendisine doğru çektiğinde gülmeden edemedim. Sabırsız çocuk ya!

“Bora, ne yapmayı planlıyorsun acaba?”

Bora:
“Hiçbir şey planlamıyorum ama seni bir planın varsa yapabiliriz.”

“Var.”

Bora:
“Ya, odam çıkalım o zaman?”

“Yo, mutfakta işimiz.”

Bora:
“Odam daha rahat değil mi?”

“Yemek yapmak için mi?”
  Dediğim şeye karşı Bora gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Sanırım bunu beklemiyordu. Bu çocuğun aklından çok kötü şeyler geçiyor. Mutfakta bile yapabilir.

YAZLIKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt