ÖZEL BÖLÜM

452 15 2
                                    

İnsan bir kere aşık olur bana göre. Ve o aşk ya mutlu eder ya da mutsuz. Hayatını baştan aşağı düzeltir. Dengeleri değiştirir. Tekrardan yeni bir düzen gerekebilir.
Ya siz? Siz hiç aşık oldunuz mu? Böyle tarifsiz bir duygu ile karşı karşıya kaldınız mı? Kelimelerin boşlukta gezindiği oldu mu?
Bakın ne güzel demiş Cemal Süreya, "Aşık olunacak çok insan var da; Aşık kalınacak olanı zor bulunuyor!" Siz aşık kalınacak insan buldunuz mu ondan haber edin...

Umarım unutmamışsınızdır hikayemizi. Zordu, belki biraz saçmaydı. Biraz salakta olabilirdik ama güzeldik, hemde çok. Kazandığımız gibi kaybettik. Ama mutlu olmayı hak ettik, mutlu olmayı becerenlerdik biz.

"Hayatım neredesin?" Bora'nın sesi ile balkondan denize bakmayı kesip arkamı döndüm. O sırada odamıza Bora girdi.

Bora:
"Çocuklar aşağıda, sen burada ne yapıyorsun birtanem?" Diyerekten yanıma geldi. Kollarımı boynuna doğru bağladım. O da ellerini belime koydu.

"Hiç. Biraz kafa dinleyeyim dedim. Çocuklarla seni baş başa bıraktım."

Bora:
"Bu çocuklar bize çok çekmiş yalnız. Fazla enerjikler." İkimizde güldük.

"Off hele ki Deniz. Onunla başa çıkamıyoruz."

Bora:
"Deniz'de kendimi görüyorum." Kahkaha attım bu sefer. Bora dudaklarıma baktı uzunca. Yüzüme iyice yaklaştı ve çapkınca gülümsedi. Ardından minik bir öpücük kondurdu.

Bora:
"Eğer aşağı inmezsek Deniz ve Yıldız çikolatalı Makarnayı avuçlayacaklar."
Şaşkınlıkla kollarımı Bora'dan çektim.

"Bensiz yapamazlar!" Diyerek hızla odadan çıktım. Bora arkamdan bağırdı.

Bora:
"Bu evde kaç çocuk var?"
Merdivenlerden hızla indim. Arka bahçeye çıktığımda masanın başında makarnaya hayranlıkla izleyen Deniz ve Yıldız'ı gördüm.

"Çocuklar?"

Beni duymaları ile irkilip ellerini masadan çektiler. Deniz ve Yıldız sandalyelerden inip koşarak bana sarıldılar.

Deniz:
"Anne çok acıktım. Seni bekledik."

"Yerim ben seni yakışıklı oğlum."

Yıldız:
"Hayır yalancı. Bir tane yedin gördüm."

Deniz:
"Söylemene gerek yoktu Yıldız." Diyerek kollarını önünde bağlayıp başını aşağı eğdi.

"Çocuklar, yapmayın böyle. Deniz yiyebilir Yıldızım, acıkmış olabilir. Hadi bak bende çok acıktım."

Yıldız Deniz'e doğru yaklaşıp kollarını ona sardı. Daha dört yaşında sevgi dolu çocuklardı ikisi de ve önlerinde koca bir hayat vardı.

Yıldız:
"Özür dilerim abi." Çocuğumun dilini yemek istemem normal mi? Çok tatlılar Allah'ım bunlar gerçekten benden mi çıktı?

Deniz:
"Hadi birlikte yiyelim kardeşim." Diyerek Yıldız ile sandalyeye tekrar oturdular. Bende hemen yanlarına oturdum. Yıldız çatalı tutarken zorlanabiliyordu. Yemesinde yardım ettim. Bora'da yanıma gelip oturdu ve boynumdan öptü. Yapma şunu çocukların yanında be, yapma.

Deniz:
"Anne. Ben doğmadan önceki kardeşimin adına ne koymak istemiştin?"
Boğazımda oluşan yumru ile kalakaldım. Bora elimi tuttu. Ona dönüp baktım. Elimi okşayıp öptü.

8 yıl önce...

Bora:
"Artık doğdu doğacak. Kızımız olacak, bir kızımız." Heyecanla söylediği sözler yüzümde koca bir gülüşe sebep oldu.

YAZLIKWhere stories live. Discover now