Ela'dan / Bölüm 8

6.7K 242 26
                                    

Dün akşamki konuşma aklıma gerçekten takılmıştı.

Acaba çocuğa çok mu sert çıkmıştım. Üstelik sadece beni korumak istemişti. Hayır korumak değil -borçlo hossosttoğom oçon-miş allah allah . Ben kafamda büyütmüşüm gayette iyi dedim. Borçlu hissetmese umrunda bile değilim yani. Ya ne sanmıştın ela diye söylendim kendi kendime.

Guruldayan midem bu iç muhasebemi sonlandırdı.Bu olaydan dolayı sabah iştahım yoktu o yüzden bir şey yemeden doğrudan kütüphaneye gelmiştim. İşin kötü yanı düşünmekten derste çalışamıyordum.

Kafam dağılsın diye birkaç kitap kurcalayım diye düşünerek oturduğum yerden kalkıp kitap dolu raflara doğru yürüdüm. Kitapların arasında gezerken gözüme pembe bir kitap takıldı ama bir hayli yüksekteydi. Sanırım zıplarsam alırım.

Her zıpladığımda farklı kitap düşürüyordum. Birde inat eder gibi hepsi kafama düşünüyordu. O sırada başımın üzerinden uzanan bir el alacağım kitabı tutup aldı. Ben okuyacaktım görmüyor muydu.

"Ben okuyacaktım o kitabı." Dedim. Bir hışımla arkamı dönerken. Veee. Bana bakan kalbimde ritim bozukluğu başlatan o iki yeşil göz.

"Ben de aksini iddia etmedim. Kafana biraz daha kitap düşerse bu kitabı okuyacak nöronların kalmayacaktı o yüzden yardım etmek istedim. Al bakalım." Dedi elindeki kitabı uzatırken. Şaşırmışdım ne işi vardı burda.

"Se- sen ne işin var burada."

"Halk kütüphanesi polislere kapalı bir yer mi yoksa." Dedi başıyla kitabı gösterip"al hadi." Diyerek kitabı bir kez daha uzattı. Acaba benim için gelmiş olabilir miydi. Elindeki kitabı aldım ve
" teşekkür ederim "dedim.

"Önemli değil." Dedi gözlerini dikmiş bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Bende ona biraz daha böyle bakışmaya devam edersek annemin hint dizilerine rakip olacaktık. Bu sessizliği bozmaya karar verdim.

"İyi madem ben kitabımı okumaya gideyim." Gerçekten tam bir aptalsın ela diye içimden kendimi sövüyordum. Erdemde aksi gibi hiçbir şey demeyip başıyla onayladı beni.

Yok gerçekten aptaldım. Beceremiyordum bu işleri. Kitabıda beğenmedim zaten gidip kitabı yerine zorla koymaya çalıştım olmayınca kapıdaki görevliye verip koymasını rica ettim. Bugün selinde gelmemişti zaten rahatsızlanmış. En iyisi bende eve gitmeliydim.

Nee! Hayal görüp görmediğimi kontrol etmek için gözlerimi ovuşturdum. Kapıdaydı. Kütüphanenin kapısında ne bekliyordu. Beni beni bihterini. İyide neden beklesin. Dışarı çıktığımı farkedince bana doğru yürümeye başladı.

"Seni bekledim biraz konuşabilir miyiz?"

Bunu o kadar kibar sormuştu ki. Bu ses tonuna her şeyi yapabilirdim şuan. Tamam her şeyi değilde legal şeyleri her neyse benden cevap bekleyen adama döndüm.

"Ne konuşacağız."

"Bu olaylarla ilgili dünde düzgün konuşamadık zaten."

"Mesajlaştığımızda anlaştığımızı düşünmüştüm."

"Mesajlaşmanın iyi bir iletişim yolu olduğunu düşünmüyorum." Dedi eliyle saçlarını düzeltip" eğer sevgilin felan varsa ve o rahatsız oluyorsa yani ondan dün öyle kestirip attıysan onunlada konuşabilirim." O bunları söylerken telaşla

" hayır yok öyle bir şey."dedim bunuda nereden çıkarmıştı. Ben bunu söylediğimde yüzünde saklamaya çalıştığı bir tebessüm olmuştu ne kadar belli etmemeye çalışsada gamzeleri gizlemesine izin vermemişti.

"Dün sen öyle yazınca belki rahatsız olan birileri vardır diye düşündüm."

"Hayır yok sadece bir şey yapabileceklerini düşünmüyorum o yüzden seni de meşgul etmek istemedim." Ben bunu söylediğimde yüzü bu sefer tedirgin bir hal almıştı.

Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now