Erdem'den

3.7K 197 17
                                    

Dün gece elanın söylediği sözlerin acısını hala atlatamamıştım. Beni sevmiyordu. Benden tiksiniyordu. Bütün gece bunları düşündüğümden gözüme uyku girmemişti.

Sabah namazından sonra daha fazla yatakta dönmemeliyim diye düşünerek bilgisayarımı aldım ve çalışmak üzere aşşağı indim.

Bir kaç saat sonra uyanan elada yanıma gelmişti. Kafamı çevirmek istemiyordum çünkü onu gördüğümde ona sarılmadan öpmeden durmak artık benim için çok zordu ama o beni istemiyordu.

İstemiyordu madem şimdi neden böyle yaptı. İnan anlamıyorum. Şuan neden beni öptü bu kız. Gerçekten kafayı yiyeceğim artık. Sürekli yıllar önce neden gittiğimin hesabını soruyor ama beni sevmiyor. Beni sevmiyorsa bunu sormaya ne hakkı var. O günde beklemiştim ama bana cevap vermemişti. Şimdiyse gittiğim için ben suçluydum.

Ela mutfakta kahvaltılık birşeyler hazırlayıp yanıma geldi. O sırada çalan kapıyla ikimizde kalktık kapıya yöneldik.

Gerçekten onu görmeyi beklemiyordum. İki gün önce numarasını bulup mesaj atmıştım. Elayla aslında o gün bizi evde bastıklarında yanlış anladıklarını ve olayın nasıl gerçekleştiğini anlatan bir mesaj. Belki okumaz diyordum ama buraya geldiğine göre okumuş olmalıydı. Kapıda ki elanın abisi selimdi.

Ela gözlerinden akan yaşları bir hışımla sildi.

"Ne işin var senin burda neden geldin." Kapıyı tam kapatıyordu ki elini tuttum.

"Dur ela. İçeri gir selim." Selim bu sözümün üzerine içeri girdi. Ve hep birlikte salona doğru yol aldık. Elanın elini sımsıkı tutmuştum. Sözümde  de ne durdum ama hani dokunmayacaktım. Ama önce o beni öptü.

Selim oturmadan elaya döndü. Ellerini elanın yüzüne götürüyordu ki ela ellerini itip.

"Bana sakın dokunma sen beni o gün yapayalnız bıraktın."

"Kardeşim ben özür dilerim ama o sahnede ne düşünebilirdim ne yapabilirdim inan bana mantıklı düşünemiyordum. Seninde erdemi sevdiğinide biliyorum o yüzden-"

"O yüzden kaç yıllık kız kardeşinin bir adamı evine atabileceğini düşündün öyle mi abi."

Bunca lafın arasından payıma düşeni alıp elaya döndüm.

"Sen beni seviyor muydun."

Ela gözlerini devirdi ve tekli koltuğa oturup iki kolunu göğsünün altında birleştirdi.

"Git burdan artık benim senin gibi bir abim yok. O gün beni bir kere bile dinlemediğinde öldün benim için." Elanın bunu söylerken sesi bile titrememişti bu durumu garipsemiştim. Bu kız kinlendiğinde gerçekten bütün duygularını yitiriyor. Selim elanın önüne dizlerinin üzerine çöktü ve konuşmaya başladı.

"Ela abicim ne desen haklısın ama ne düşüneceğimi bilmiyordum."

"Sen aynı durumda olsan ben abim yapmaz derdim."

"Bende dedim eğer sana inanmasam burda olur muydum. Ama o gün şoktaydım ne yapacağımı bilemedim. "

"Sen beni savunmadın abi."

"Özür dilerim ne olur affet beni."

"Affetmiyorum hiçbir zamnda affetmeyeceğim. "

"Affedene kadar seni rahat bırakmıyorum bende ."

"Bal gibide bırakacaksın burası benim evim artık siz beni değil ben sizi kovabilirim çık evimden."

"Tamam kapında beklerim bende sen beni affedene kadar."

"İyi ne yaparsan yap ama evimden çık ve git."

Selim yardım dilenir gibi bana baktı ama yapabilecek birşeyim yoktu. Kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi. Ama sonunda şunu anlamıştım ela da beni seviyordu bu yüzdendi bu kini öfkesi.

Selime omuzlarımı silkince ayağa kalktı.

"Sen beni affedene kadar kapında yatacağım gerekirse hiçbir yere gitmiyorum küçük hanım hadi bakalım."

"Ne halin varsa gör." Selim yanımdan geçip kapıya çıktı. Camdan baktığımda arabanın üzerine yaslanmış bir şekilde duruyordu. Selinin karşısındaki koltuğa oturdum.

"Bir şans verebilirsin o senin abin."

"Beni istemiyorsan açıkca söyle ben giderim."

"Ela neden böyle yapıyorsun ben sana öyle bir şey mi dedim şimdi."
Bu kız yürüyen tripti ama bu hallerini bile çok seviyordum be. Omuzlarını silkti.

"O zamn onu affetmemi söyleme."

"Tamam o zmn başka konuda bir şey sorabilir miyim?" Yine omuzlarını silkti.

"Sor ne soracaksan."

"O gün sana sevdiğimi söylediğimde neden bana bende seni seviyorum demek yerine görüldü attın." Ela kafasını kaldırıp bana baktı kaşları çatılmıştı.

"O ara attığın mesaja seviniyordum çünkü beni engelleyeceğini nereden bileyim."

"Ela ben sen beni sevmiyorsun sandım."

"Sorunda bu ya hiçbiriniz beni beklemeden, anlamadan ,dinlemeden davranıyorsunuz işte bu yüzden hepinizden nefret ediyorum."

Koltuktan kalkıp gitmeye çalışan elanın kolundan tutup kucağıma çektim ve oturtum kollarımla sımsıkı sardım.

"Özür dilerim bu kadar aptal bir herif olduğum için."

"Yapıp yapıp özür dileyin."

"Benim yerime kendini koysan sen ne yapardın."

"Sen neden bana dokunuyorsun bıraksana beni."

"Soruma cevap ver."

"Soruna cevap vermek benim tasarrufumda olan bir şey bırak şimdi beni."

"Sen beni az önce öperken iyiydi ama."

"Öpmeyiz bir daha bırak hadi."

"Öp hep öp."

"Öpmicem bırak diyorum bak ."

"Birşey daha soracağım cevap ver bırakıcam."

"Sor allahın cezası sor."

"Benimle evlendiğin için pişman mısın. Cevap vermessen hayır olarak alacağım cevabı." Bunu söyledikten sonra ellerimi gevşettim. Ve cevap vermeden kucağımdan kalkıp merdivenlere doğru koşan elanın peşinden sırıtarak baktım.

Beni seviyordu ve benimle evlendiğine pişman değildi. Ah be güzelim o zmn ne diye bize bunu çektiriyorsun. Doğrusu haklıydı bende o beni severken bizi 3 yıl birbirimizden ayrı bırakmıştım. Ne yaparsa haklıydı benim güzel karım. Ama bilmiyordum. O akşam ailesinin bana davranışı ve diğer şeyler bana böyle davranmam gerektiğini düşündürmüştü. Yoksa ben aramıza 3 yıl girmesine göz yumar mıydım hiç.

Beni sevdiğine dair tek bir belirti görsem bırakır mıydım. Bırakmazdım. Şimdi olduğunu gibi bırakmayacaktım. Elanın gönlünü en iyi şekilde yapmam lazım.

Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now