Ela'dan

2.8K 122 3
                                    

Duşumu alıp aşağı indiğimde erdem kahvaltıyı hazırlayıp gitmişti. Belki bir işi çıkmıştır diye düşünerek aradım. Ama aramalarımın hiç birine geri dönmemişti. Daha fazla ısrar etmeyip aramaktan vazgeçtim ve telefonumu koltuğun üzerine koyup kahvaltılıkları toplamaya başladım.

Dün akşamdan sonra beni böylece bırakıp gitmesi gerçekten beni üzmüştü ama mantıklı bir gerekçesi olacağını düşünüyordum.

Saat öğle saatine geldiğinde kapının anahtar tıkırtısıyla yerimden doğruldum sonunda gelmişti erdem.

Benim yanıma doğru yaklaştıkça mahçupca kafasını eğiyordu. Ama ben gerçekten çok üzülmüştüm.

"Nereye gittin."

Eliyle ensesini kaşıdı. Benimle göz teması kurmaktan çekiniyordu.

"Şey ben."

"Ney sen."

Cevap veremeyip ağzında bir şeyler gevelemişti sadece bu ağlamam için yeterli bir sebepti. Kendime hakim olamamış ve gözümden akan yaşları serbest bırakmıştım.

"Bana mantıklı bir açıklama yap yoksa."

"Yapacağım."

"Hadi o zmn."

Yanıma oturup omuzlarını dikleştirdi. Öksürerek boğazını temizleyip söze başladı.

"Ben sizdeyken senin günlüğünü okudum."

"Ben sana okuma dememiş miydim benim özelim."

"Özür dilerim ama dayanamadım işte. Sonra benimle ilgili ben gittikten sonra yazdığın yeride okudum."

Erdem hatırlamamı bekler gibi sustu ama ne yazdığımı hatırlamıyordum kaç yıl geçmişti üzerinden nasıl hatırlayabilirdim.

"Ee ne yazmışım."

"İleride beni bulup intikam alacağını yazmışsın."

"Erdem saçmalama hatırlamıyorum bile."

"Tesadüf mü yani karşılaşmamız ve diğer şeyler."

"Sence ben senin mimar olduğunu nerden bileyim allah aşkına ben seni sıradan bir polis sanıyordum."

"Haklısın ama ne bileyim belki bi şekilde bulup öğrenmişsindir."

"Diyelim ki böyle oldu böyle bir geceden sonra beni bırakıp gitmek için mantıklı bir neden mi bu."

"Yazdığın yerde beni kendine bağladıktan sonra terkedeceğin yazıyordu bende birlikte olduktan sonra canımı acıtmak için terkedersin diye korktum işte hatta o yüzden uzak davrandım."

"Seni terkedecek olsam çoktan terkederdim böyle birşeyi nasıl düşünürsün."

"Ela sen olsan ne düşünürdün."

"Ben sana güvenirdim."

"Kesin güvenirdin ya kandırmayalım birbirimizi."

"İyi madem birbirimize bu kadar güvenmiyoruz evli kalmamızın bir anlamı yok."

"Saçmalıyorsun şuan ela."

"Ben mi saçmalıyorum hiç sanmam beni sabahın köründe öylece bırakıp giden sonrada telefonlarıma bakmayan senken ben hiç saçmalamıyorum."

"Tamam sakinleş öyle konuşalım."

"Konuşacak bir şey yok ben anladım anlayacağımı biz sürekli bu şekilde yaşayacağız en iyisi birbirimizden uzak duralım ve mutsuz olmayalım."

"Ben seninle mutsuz olmayı bile herşeye tercih ederim ama sen edemiyorsun demekki."

"Edemiyorum evet."

"İyi haklısın o zmn ayrılalım."

"Tamam."

Kavgamız iyice alevlenmişti ve daha 2 ay olmadan evliliğimiz bitme durumuna gelmişti. Erdem koltuğun birinde sırtını dönmüş bende diğerinde öylece oturuyorduk sessizliği önce kim bozacaktı bilmiyorum. Ama umarım daha fazla sessiz kalmazdık.

Erdem derin bir nefes alıp benim yanıma oturdu.

"Ben seni çok seviyorum."

Yüzümü çevirmeden gözlerimle hafifçe bakmıştım. Sabahki olaya çok kırgındım evet açıklaması mantıklıydı ama yinede hiçbir kadın ilk günden bu şekilde bırakılmak istemezdi. Erdem derin bir nefes daha alıp konuşmaya başladı.

"Eğer ayrılmak istiyorsan ve böyle mutlu olacaksan nasıl istersen öyle olsun."

Bunu demesini hiç beklemiyordum. Aksine ayrılmayalım diye konuşur diye bekliyordum ama beni yanıltmıştı. Sadece ağlayarak tepki verebilmiştim. İkimizde sessizce durmuştuk sadece bu son konuşmadan sonra gerçekten çok saçma bir durumun içine girmiştik.

                             ..........

Erdemde bende günlerdir çok sessizdik temel konular hariç birbirimizle hiç muhattap olmuyorduk. O kendi işine bakıyor bende kendi işime bakıyordum. Şirketten ayrıldığım için 1 haftadır kendime staj görebileceğim bir yer arıyordum. En son aradığım numarayla  iki gün sonra randevulaşmıştık umarım bu sefer olurdu.

Üniversitenin bitmesine son birkaç ay kalmıştı. Umarım staj yapabileceğim bir yer bulurdum.

Zaten evlilik iyi gitmiyor bari staj işini halledeyim. Evde oturmaktan çok sıkılmıştım. Kapının açılmasıyla erdemin geldiğini anladım ve yerimde kıpırdandım.

"Ben geldim."

"Hoş geldin."

İşte bir haftadır aramızdaki max muhabbet buydu. Bunu söyleyerek yukarı çalışma odasına çıkmıştı. Zaten genelde çalışma odasındaki kanepede yada buradaki kanepede uyuyordu. Tam kavuştuk derken ayrılmanın en âlasını yaşıyorduk. Gerçekten garip.

Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now