Ela'dan

2.9K 144 4
                                    

Erdem gideli 2 gün geçmişti ama sanki bana 2 yıl gibi gelmişti.

Bu sefer onu gerçekten çok üzmüştüm. Bana olan güvenini boşa çıkarmıştım ve tekrar nasıl geri kazanırdım bilmiyorum.

Erdem gittikten sonra cemi arayıp işe dönmeyeceğimi ve artık görüşmek istemediğimi söyledim. Aslında o gün erdeme yalan söylememiştim. Ben market alışverişini yaptıktan sonra cem evin kapısının önünde karşıma çıkmıştı ve bende erdem görmesin diye o panikle işe geri dön diye ısrarına tamam döneceğim diyip başımdan savmıştım. Ama cüzdanımı yere düşürdüğüm için cem eve geldiğinde olay iyice sarpa sarmış ve ben yalancı durumuna düşmüştüm.

Bu konuda yine hırs yapıp haklılığımı savunmayacaktım. Çünkü gerçekten erdem çok üzülmüştü. Belkide seneler önce ona yalan söyleyip giden annesini hatırlattım ona. Bu akşam geldiğinde bu olayı anlatıp tekrar güvenini kazanmak için her şeyi yapacağım.

Zaten vizelerimizde çıkmıştı. Eğer erdem hala vazgeçmemişse 2 gün sonra güney koreye gidecektik.

Kapının açılma sesiyle hemen kapıya koştum. Ve özleminden ölmek üzere olduğum kocamın boynuna kollarımı dolayıp  kafamı gömdüm. Ama erdem her zamanki gibi belime sarılmamıştı. Buna üzülsemde o an onu güzel karşılamak istiyordum yüzüme kocaman bir gülümseme koyup kendimi geri çektim.

"Hoş geldin seni çok özledim."

Erdem düz bir ifadeyle cevap vermişti.

"Hoş buldum." Elinde çantasıyla beraber odamıza çıkarken bende hemen peşinden ilerliyordum.

"Açsındır sana yaprak sarması yaptım eğer başka birşey istersen hemen yapabilirim."

"İstemiyorum saol."

"Tamam ben sofrayı hazırlıyorum o zmn sende üstünü değiştirip gel olur mu?"

"Tamam." Bunları söylerken bir kere bile yüzüme bakmamıştı erdem ilk kez bana böyle davranıyordu. Hep kavga etmiştik ama hiç küs kalmamıştı bana bu sefer gerçekten farklıydı ama açıklayacaktım.

Aşağı inip sofrayı hazırladım. Erdemde üzerini değiştirip gelmişti. Sandalyeyi çekip oturduğunda bende yemekleri koydum ve hemen karşısına oturdum.

"Hadi yesene."

"Böyle olmam mı gerekiyordu bana değer vermen için."

Bunu söylerken kafasını eymiş tabağındaki yemekle oynuyordu. Geldiğinden beri bir kez o yeşil gözleriyle gözlerimin buluşmasına izin vermemişti.

"Ben sevgi konusunda çok beceriksiz biriyim ."

"Sadece bana öylesin."

"Sadece seni kaybetmekten korkuyorum çünkü."

"Yine güven meselesi sanırım ama ben bu güne kadar sana hiç yalan söylemedim bence benim sana güvenmemem lazım."

"Güven meselesi olarak kastetmedim genel olarak hayatımdan kim çıkarsa çıksın sen kadar üzülmem bak annem ,babam ya da diğerleri bir anda hayatımdan çıktı ama ben sen gittiğinde mahvolduğum kadar olmadım çünkü sen yanımdaydın. Aptallığım yüzünden gururum yüzünden ya da ..."

Sessizleşmiştim. Çünkü bu düşünce bana en ağır gelen düşüncelerden biriydi.

"Ya da ne."

"Ya da beni bir anda sevmezsen diye korkuyorum. Ben ben." Ağlamaya başlamıştım. Kendimi tutmak için uğraşıyordum ama olmuyordu. Çünkü bu korkumu ilk kez dile getiriyordum. Ben ya onun hayalindeki elayı karşılayamazsam ve ya beni artık sevmezse diye gerçekten korkuyordum.

Normalde ağlamama dayanamazdı erdem ama şuan sessizce sadece tabağıyla oynuyordu.  Gözyaşlarımı silip kelimelerimi toparladım.

"Erdem."

"Efendim."

"Bu kadar korkak olduğum için özür dilerim."

"Ela lütfen beni daha fazla hayal kırıklığına uğratma bende korkuyorum bir daha eskisi gibi olamamaktan."

"Ben sana yalan söylemedim."

Sonunda gözlerini kaldırıp yüzüme bakmıştı ama inanmayan bir ifadeyle. Büyük bir ihtimalle cümlemin devamını bekliyordu. Ama anlatsam ne değişecek bir kez gözünde yalancı konumuna düşmüştüm belki anlatsam ona da inanmayacaktı. Ben cümlemi tamamlamayınca elindeki çatalı bırakıp masadan kalktı.

"İştahım yok zaten benim yorgunum uyuyacağım." Diyerek yatak odamıza gitti. Bense önümdeki yemekleri yiyememiştim masayı topladıktan sonra odaya çıktım. Erdem yere bir yatak serip oraya yatmıştı.

Beni gerçekten bu kadar istemiyordu. Birşey yapmamıştım belki ama işlerin bu raddeye gelmesine ben sebep olmuştum cemle yemeğe gitmem daha sonrasında onu savunmam ve diğer şeyler üst üste gelince gerçekten hatalı olduğumu düşünüyordum.

Yatmadan önce iki gündür ayrı kaldığım kocamı bir kez öpmek için eğildim. Öptüğümde erdemin yüzünün alev alev yandığını farkettim ateşi vardı.

Hemen üzerindeki yorganı aldım. Uyku serhoşluğu ve ateşin etkisiyle boğuk sesiyle söylendi erdem.

"Ne yapıyorsun üşüyorum."

"Çok ateşin var hadi kalk tişörtünü çıkarayım."

"Küsken olmaz barışalım sonra şey ederiz." Hastayken bile bu şekilde düşünmesi bana umut ışığı olmuştu en azından beni hala seviyordu.

"Tamam onu da şey ederizde ondan demiyorum ateşin düşsün diye."

"O düşmez sen varken."

"Sen hastaykende biraz şey oluyormuşsun ha."

"Ney."

"Sapık ama olsun hadi çıkart." Tişörtü belinden kavrayıp çıkardım. Heykel gibi bir adamla evlenmişim be.

"Sende çıkar."

"Ben niye çıkarayım ateşi olan sensin."

"Sen beni çıplak görüyorsan benimde seni görmeye hakkım var."

"Fazla ateş sana kafa yaptı sanırım hadi banyoya ılık bir düş al." Ellerimle erdemin kalkmasına yardım ettim. Kalktığında sendelediği için banyoya kadar eşlik etmiştim. Suyunu ayarlayıp.

"Burdan gerisini sen halledersin artık bişey olursa ben kapıdayım."

"Halledemem ben ayakta duramıyorum nasıl halledeyim."

"Ama ." Erdem kolumdan çekip ikimizide suyun altına çekmişti.

"Ela bi öpsen belki ateşim düşer."

Alnını alnıma dayamıştı bunu söylerken bu kadar yakınken zaten onu öpmemek benim için bir zulüm olurdu. Ellerimle yanaklarını kavrayıp öpmeye başladığımda o da bana karşılık veriyordu. Yüzümdeki ellerini tişörtüme götürüp bir çırpıta çıkardı.

Belimden tutup beni iyice kendine çekti. Vücudlarımız birbirine değdiğinde sanki benimde vücudumu bir ateş sarmıştı. Erdemin kalçama inen ellriyle ağzımdan ufak bir inleme çıkmıştı bununla erdemin kendini geri çekmeside bir olmuştu.

Sanki bir rüyadan uyanmış gibi afallamış bir şekilde bana bakıyordu.

"Ne oldu."

"Ben bana güvenmeyen bir kadına dokunmam." Diyip kapının arkasındaki bornozunu üstüne giydi ve beni orada bırakıp gitti. Zamanında söylediğim her söz bugün aramızdaki ilişkiyi bozuyordu. Böyle olacağını bilememiştim bütün hırsımı hep erdemden çıkarmıştım çünkü o beni hiç bırakmaz bıkmaz diye düşünüyordum.

Bende üzerimdekileri çıkarıp bornozumu giydim ve odaya geçtim. Yine yere yatan erdemin ateşine baktığımda düştüğünü görünce derin bir nefes alıp yattım. Eğer dış kapıdaki kamera kayıtlarına ulaşırsam erdeme herşeyi güzelce kanıtlardım. Güvenlikçi  salih abiden istemiştim en erken yarın verebileceğini söylemişti. Yarın aramızdaki bu durumu çözecektim.




Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now