Erdem'den

3.5K 162 17
                                    

Vay bee. Sevdiğim kadın artık benim karım.

Elayı odada rahat haraket etsin diye tek bırakıp aşşağı indim. Bu kız beni çileden çıkarıyordu. İnsan sevdiğinde böyle oluyormuş demekki. Evet saçının kılına dokunmaya kıyamıyorum ama bir o kadarda dokunmadan edemiyorum.

Seneler önce kafana poğaça fırlatan kızla evleneceksin deseler gülerdim. Ela benim kahramanımdı o gün ve sonrasında beni o adamlardan kurstarmasaydı belkide hiç tanışamazdık. O gün iyi ki o herifler beni eşşek sudan gelinceye kadar dövmüşler.

Şükrettiğim şeye bak.

"Ben acıktım erdem" merdivenlerden inerken söylenen ela yüzüme kocaman bir gülümseme yayılmasına sebep olmuştu.

"Ne yemek ister benim güzel karım."

Karnını ovuştururken cevap verdi.

"Ne olsa yerim."

"Kebap yemeye götüreyim mi seni."

"Ayy olur hemde çok iyi olur."

"Tamam giyinde gel o zmn bekliyorum."

"Sen damatlıkla mı gideceksin." Elanın üzerini değiştirmesine yardım etmiştim ama ben karımın güzelliğini düşünürken üstümü değiştirmeyi unutmuştum. Elayla birlikte odaya çıktık ve onun benim için seçtiği kıyafetleri üzerime geçirdim bir çırpıda. Karım açtı onu bekletemezdim.

Elaysa hala banyodan çıkamamıştı.

"Ne yapıyorsun kız bayıldın mı yoksa."

"Geliyorum."

Lila çiçekli bir elbise giymişti üstünede lila şal takmıştı. Bu kız bu kadar güzel olursa valla ben olay çıkarırım.

"Çok güzelsin"

Ela kızaran yanaklarını saklamaya çalışarak hızlıca odadan çıktı. Bende peşinden indim . Arabaya bindiğimizde artık aklıma takılan sorulara bir cevap almak istercesine söze başladım.

"Ela sen bana ne zaman sevdiğini söyleyeceksin.  Bak yine sevmiyorum vay efendim öyle felan deyip canımı acıtmaya çalışma artık lütfen."

"Korkuyorum."

"Neden."

"Bilmiyorum sanki sana bunu söylersem her şey bitecek sen beni bırakacaksın gibi geliyor."

"Bana hala güvenmiyorsun." Bu durum canımı çok sıkıyordu. Ela hala bana güvenmiyordu. Onun güvenini tekrar nasıl kazanacağım hiç bilmiyorum.

"Bilmiyorum erdem tek bildiğim şey korktuğum. "

"Senin güvenini tekrar nasıl kazanabilirim."

"Belkide zamana bırakmalıyız."

"3 yıl ayrı kaldık ben sana daha fazla geç kalmak istemiyorum."

"Bende sana" bu sözü içimi sıcacık yapmıştı. Arabayı kenara çekip elayı kucama çektim. Ela bu hareketim karşısında afallamış duruyordu.

"Beni sev ."

"Erdem yapma böyle şeyler bırak beni."

"Bir kerecik bile olsun istemiyor musun. O gün öpmüştün tek bir kere. Ne bileyim  o günkü gibi sarılmak öpmek ,saçlarımı okşamak istemiyor musun ela."

Ela yüzünü kaldırıp gözlerini gözlerimle buluşturdu. Ellerini saçlarım arasında gezdirmeye başladı. Çok hoşuma gidiyordu şu an için ömrümü verirdim.

"Çok istiyorum ama ya sana alıştığımda gidersen." Bunu söylerken gözlerinden yaşlar süzülüverdi. Ben bu kızın ne denli güvenini kırmıştım böyle. Gözlerindeki yaşları silip ellerini sımsıkı tuttum.

"Elam güzelim bak 3 yıl birbirmizi görmedik ama benim seni sevmediğim tek bir gün bile olmadı bundan sonrada olmayacak. Eğer bir gün gitmek gibi bir aptallık edersem seni sevmediğim için değil seni korumak içindir bunu asla unutma olur mu?"

"Beni korumak içinde gitme bırak başıma ne gelirse gelsin ama sen yanımdayken olsun."

"Sana zarar gelmesine nasıl göz yumayım."

"Sen yokken daha fazla zarar geliyor gitme işte."

"Gitmeyeceğim ömrüm boyunca gitmeyeceğim söz veriyorum."

"Bak eğer bu sözünde yalan çıkarsa çok fena bozuşuruz."

"Bazen gitmek demek sadece yanından gitmek değildir. Ela ben senin yanında olmasamda senden gitmeyeceğim. Gidemiyorum. Ve bu zamana kadar bu sözümde hep durdum. Hepte duracağım."

Ela elleriyle yanaklarımı sımsıkı kavradı.

"Birgün bende seni öpücem."

"Heyecanla o günü bekliyor olacağım."

"Hadi bırak beni ve yemek yiyelim artık."

"Romantik anların katilisin be güzel karım."

Elayı koltuğuna bıraktım ve en yakın kebapçıya doğru ilerledim. Geldiğimizde ela bir heyecanla kendine adana kebap söylemişti bende onunla aynı şeyi söylemiştim tabiki ne kadar hanımcı olunursa o kadar hanımcı olmak istiyorum.

"Balayına nereye gitmek istersin."

"Bilmem ki hiç düşünmedim."

" Yok mu gitmeyi çok istediğin bir yer hiç."

"Şey aslında var."

"Tamam işte oraya gidelim."

"Ben koreyi hep çok merak etmişimdir oraya gidebilir miyiz?"

"Sen istersinde gitmez miyiz? Hemen  yarın ayarlamaya çalışayım vize pasaport belki biraz uzun sürer ama sıkıntı yok."

"Teşekkür ederim."

"Böyle şeyler için teşekkür etme sen benim karımsın ve senin isteklerini yapmak benim bir görevim."

Kebaplarımız gelmişti bir güzel karnımızı doyurduk ve temiz havayı bulmuşken üsküdar sahilinde yürüyüş yapmaya karar verdik. Parmaklarımı elanın parmaklarının arasından geçirip birbirine sımsıkı kenetledim. Üsküdar sahil benim için istanbulun en anlamlı ilçesiydi. Buraya her geldiğimde elayla olan aşkımızı düşünürdüm. Galata kulesi ve kız kulesinin imkansız aşkını anlatan hikayeyle hep bizim hikayemizi bağdaştırır aşk acımı çeker ve sonra eve giderdim.

Şimdiyse o asla kavuşamayacağımı düşündüğüm kızla beraber yürüyordum bu sahilde. Bir insanın en mutlu olduğu şeylerden biri budur sanırım. Sevdiğin kişi tarafından sevilmek. Doğrusu daha ağzından duymamıştım beni sevdiğini ama olsun. En azından artık inkar etmiyordu.

Bir gün güvenini tekrardan kazanacağım ve çok güzel bir aile olacağız.

Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now