Erdem'den

2.9K 132 0
                                    

Elanın ailesiyle kaynaşmam sandığımdan kolay olmuştu. Şuan babasıyla merkeze gidiyorduk bunu 3 yıl felan önce söyleseler kahkahayla gülerdim.

Biraz ilerledikten sonra elanın babası hüseyin amca pardon benimde babam oluyordu artık Hüseyin baba hiç bilmediğim bir yola girdi.

"Şey nereye gidiyoruz."

"Görürsün."

Hiç yumuşak bir ses tonuyla söylememişti bunu. Ya daha birşeyler yeni düzeliyordu valla birşey olmasındı artık be.

Küçük ahşap bir klübenin önüne gelince durdu.

"İn aşağı."

"Ta- tamam."

Bir tık ürküyordum.

İndiğimde yavaşça hüseyin babanın yanına yaklaştım.

"Neden geldik buraya." Bunu söylememle beni yakamdan tutup arabaya yaslaması bir olmuştu. Lan ömrüm dayak yemekle geçiyordu birde sen vur be hüseyin baba. Baba dedik o kadar dayak yiyeceğiz şimdi iyi mi?

"Senin yüzünden biz kızımızı suçladık."

"Yani teorik olarak öyle gibi ama aslında sizin suçunuz dinleseydiniz keşke bi."

Yakamı kavrayan elini daha bir sinirle çekmişti.

"Bak oğlum ben böyle olsun istemedim."

Yakamdan elini çekip ileri doğru yürümeye başlamıştı sanırım ağlıyordu.

"Biliyorum ama artık sorun değil hallettik biz."

"Ama ela bizi asla affetmeyecek ne kadar öyle olduğunuda söylesene."

"Keşke elaylada konuşsanız belki kalbi dahada yumuşar."

"Ben beceremiyorum fazla neyse sende bahsetme bu durumdan üzülmesin."

"Tamam siz nasıl isterseniz."

"İyi geç sen sür arabayı mademki damadımsın."

"Olur tabi ki. "

Dedik ve arabada yerimizi aldık. Valla üzülmüştüm ama ela artık eskisi kadar kırgın değildi bence ailesine. Yani sanırım değildi.

Merkeze geldiğimizde mal alınacak dükkanları gezip arabanın arkasına yükledik. Hüseyin baba beni herkese damadım diye tanıtmıştı eve gittiğimde elaya bunu anlatacaktım eminim o da çok mutlu olacaktı.

"Hadi gidelim artık oğlum."

E bana oğlumda diyordu oldu valla beni baya sevdiler. Sevilmeyecek adam mıyım zaten.

"Tamam baba."

Dedim ve tekrar yola koyulduk. Eve geldiğimizde neriman annenin güzel yemeklerinin kokusu kapıdan duyuluyordu. Zile bastım kapıyı bütün güler yüzlülüğüyle neriman anne açtı.

"Hoşgeldiniz oğlum hemen geçin içeri ellerinizi yıkayıp sofraya gelin."

"Tamam anne."

Diyip ellerimi yıkamaya geçmiştim ben her böyle diyişimde elanın şaşkınlığı artıyordu ama bana normal geliyordu. Alt tarafı bir anne baba demek ne kadar zor olabilirki. Ellerimi yıkayıp masaya oturdum elada hemen yanıma selimde selinle birlikte gelmişti. Bunlarda ne zmn evlenecek acaba.

"Ee sizin düğün ne zaman."

Selim selinin elini tutup cevap verdi.

"Bir ay sonra inşallah."

"Oo iyi az kalmış."

"Sen birde bana sor onu."

Selim beyin acelesi var belliki. Ee kaç yıl oldu haklı çocuk. Yemekleri yiyip odalara geçmiştik. Ela selinle özlem giderdiği için daha yanıma gelmemişti. Bende odada oturmaktan sıkılmıştım. Kalkıp incelemeye koyuldum.

Çalışma masasını karıştırırken kırmızı kapaklı bir defter dikkatimi çekmişti. Elime almıştımki kapıyı açan ela hemen yanımda bitti.

"Ne yapıyorsun."

"Canım sıkıldı seni beklerken öyle bakıyordum."

Elimdeki defterin sayfalarını açmaya kalkmıştımki ela hemen elime uzandı. Belliki önemli birşey vardı.

"Ne oldu alt tarafı içind bakacağım. "

"Özel diye birşey var sonuçta. "

"Kocanla aranda ne özeli."

O elime uzandıkça ben daha da yuksrı kaldırıyordum.

"Versene şunu erdem."

"Merak ediyorum."

"Fazla merak iyi değildir der atalarımız."

"Şuan sırası değil atalarımızın."

Ayaklarımın üzerine kalktığımda elada üzerime atlamıştı ve ikimiz birlikte yatağa düşmüştük. Ela zayıf anımdan faydalanıp hemen elimden defteri aldı.

"Ee sen uyumayacak mısın o zmn alır okurum."

"Ama ben izin vermiyorum o yüzden okumassın ben güveniyorum sana."

"Tamam okumayız devlet sırrı mübarek."

"Ya devlet sırrı değil ama belki benim sırlarım ne kadar kocamda olsan okuman doğru değil bence."

"Tamam haklısın."

Ne kadar bunu söylesemde içinde ne yazdığını çok merak etmiştim.

"Hadi yatalım artık."

"Olur."

Yatağı açıp uzandım ve yanıma gelen elayı üzerime çektim. Şuan balayında olabilirdik ama biz burda gizli gizli bişeyler yapıyorduk. Sahi eskiden anasıyla babasıyla yaşayanlar bu işleri nasıl yapıyordu ya.

Üzerime uzanan elanın belinden tişörtünü kavrayıp çıkardım.

"Niye böyle yapıyorsun."

"Ne yapıyorum."

"Yapma işte utanıyorum eve gidince yaparız."

"Evde olmaz orda olmaz burda olmaz benimkide can ama."

"Ama erdem utanıyorum."

"Tamam sadece böyle uyuyalım. "

"Sen."

"Ne ben."

"Sende çıkar o zmn."

"Tamam."

Diyip elanın yardımıyla üzerimdeki tişörtü çıkardım. Kendimize bu eziyeti niye yapmıştık bilmiyorum ama bu şekilde olup ileri gidememek daha zordu. Ellerimi elanın sırtında gezdirirken uyuya kalmıştım.

Aşk Gerçekten Varmış Where stories live. Discover now