Ela'dan💻

4.3K 192 7
                                    

Saat öğlen saatine doğru yaklaşıyordu. Kazım bey odasından çıkıp buraya doğru yürümeye başladı. Yanına geldiğinde o tonton yanaklarına kocaman bir gülümseme koydu.

"Güzel kızım öğlen olacak sende yemeğe çık istersen. Bayezıdle tanıştınız mı?"

Malesef tanıştık kazım dede senin bu torunun beni mahvetti be.

"Tanıştık."dedim ayağa kalkarak. Ellerimi önümde birleştirmiştim. Kazım bey erdemin kapısını çalıp içeriye kafasını uzattı hadi oğlum gel öğlen yemeğine çıkalım. İçerden olumlu cevap almış olacakki kapının önünde beklemeye koyuldu.

"Ee nasıl ilk iş günün."

"İyi." Aynen çok iyiydi az önce salya sümük ağlayanda nenemdi zaten. Erdem kapısını açtı ve dedesine bakarak

"Hadi dedem gidelim." Dedi inatla beni görmüyordu sanki. Kafasının arkasına bi tane şaplak atıp bak bende burdayım diyesim vardı ama kendimi tuttum. Kazım bey bana dönüp.

"Ela kızım sende gidebilirsin yemeğe." Dedi. Erdem ismimi duyunca elindeki dosyayı düşürmüş ve sonunda o yeşil gözlerini üzerime çevirmişti. Beni görür görmez gözleri dolmuştu.

"Ne yapıyorsun oğlum." Kazım beyin çağırmasıyla kendine gelmiş olacak ki yere eğilip dosyayı aldı. Elleri titriyordu. Titrer tabii titresinde ben sana neler yapacağım bak gör sen.

"Şe -şey elimden kaydı dede."

" tamam hadi gidelim." Kendimi bir bıkkınlıkla sandalyeye bıraktım. Gerçekten çok zorlanıyordum. Ama gitmeyecektim beni o şekilde bırakmanın hesabını soracaktım ondan.

O sırada geçende şirketi gezerken karşılaştığımız gamze adındaki kadın yanıma doğru geldi.

"Selam."

"Selam."

"Nasılsın. İlk iş günün umarım iyi geçmiştir."

"Saolun iyi geçti."

"Gel hadi birlikte öğlen yemeğine gidelim bende yalnız yememiş olurum az önce senin şu patron beni ekip dedesiyle çıkınca yemeğe bende tek kaldım."

Benim patron bu kadını neden ekmişti kimdi bu kadın. Yaklaşık benimle aynı yaşta duran kadını baştan aşşağı süzdüm. Gerçekten çok güzel bir kadındı. Mavi gözleriyle etrafa enerji saçıyordu sanki kafasına taktığı mavi şal gözlerini daha da ortaya çıkarmıştı. Kim olduğunu o kadar merak etmiştim ki teklifini kabul ettim.

"Olur gidelim."

"Tamam bugün bendensin ilk maaşını alıncada sen bana ısmarlarsın artık."

Aşırı tatlı ve enerjik biriydi. Şirketten çıktığımızda arabasına bindik ve çokta uzak olmayan sahil kenarında bir restorana getirmişti beni. İçeri girip gösterilen yere oturduk ve yemeklerimizi söyledik.

"Erdem  biraz zordur umarım iyi anlaşırsınız kızlarla da arası pek iyi değildir yani üstüne alınma genel olarak kabadır benim kardeşim."

Ne kardeşi mi ablası olduğundan bana hiç bahsetmemişti.

"Ablası mısınız."

"Pek öyle sayılmaz yani öz ablası değilim."

"Nasıl yani."

"Süt kardeşiz biz erdemle ben yaşlarımız aynı olduğu için bebekken kazım dedelere geldiğinde bizi süt kardeş yapmışlar."

"Siz tam olarak neyi oluyorsunuz ki."gerçekten meraklanmıştım

"Ben aslında kazım dedenin evinde çalışan hizmetlinin kızıyım avukat olunca da beni şirketine yanına aldı işte can dedem."

"Şey özür dilerim haddimi aştıysam."

"Ay yok sorun değil takılmam ben böyle şeylere." Yani takılacak bir şeyde yoktu zaten haklı.

Yemeklerimizi yiyip bir güzel karnımızı doyurmuştuk. Şirkette önemli bir konuma sahip olmasına rağmen staj yapan bir kızla yemeğe gelmişti gerçekten çok tatlı bir kadın. O değilde bizim bu erdem zenginmiş madem niye polislik yapıyordu. Ve bana bunlardan hiç bahsetmemişti. Bildiğim tek şey babasının albay olduğu annesininde doktor olduğuydu. Babası neden burada değildi de albaydı.  Bu gamze ablaya sorsam çok saçma olurdu sanırım.

Gamze ablada nereden çıktı ben bunları neden sahipleniyorsam gamze hanım hanım.

Şirkete geldiğimizde erdemle kazım bey daha gelmemişti. Masama geçip oturdum. Bugün hiçbir şey yapmamıştım zaten. Saolsun patronum benimle pek ilgilenmediği için. Vee kapıdan göründü meymenetsiz şey.

3 yıl geçmişti ama hala çok yakışıklıydı. Sahi bu kadar yakışıklı olmayı nasıl başarıyordu aptal herif. Daha bu saydıklarım ona iltifat gibi kalırdı. Masamın yanına geldiğinde durdu. Bana bakıyordu. Ama benim dönüp ona hiç bakasım yoktu. Israrla karşımdaki duvara bakıyordum. Boğazını temizledi birşey söyleyecekti. Söyleme gir işte odana be adam.

"Odama gelir misin?"

Gelemem. Bunu söyleyip odasına girdi. Nasıl gidemezsin paşa paşa da gideceksin. Ne olacaktı şimdi ah kalbim sıkışma dur artık.

Kapıya vurdum ve içeriden gelen gel sesiyle odaya girdim. Gayet soğuk sayılabilecek bir sesle sordum.

"Buyrun ne istemiştiniz."

"Ela" sesi o kadar tiz çıkmıştı ki. Yüzüne bakmak istemiyordum bu adamın. Ama yapacaktım. Omuzlarımı dikleştirdim o yeşil gözlerinin içine gözlerimi diktim. Kelimelerimin üzerine bastırarak "Ela hanım"dedim.

Benim bu duruşum onu yıldırmış olmalıydı sol gözünden akan göz yaşını görmezden geldim. Beni öyle bırakıp şimdide karşımda  ağlayacak mıydı? Yok ya. Kafasını önüne eğip yutkundu.

"Peki Ela hanım." Afferin adam ol. Sözüne devam etmek istercesine kıpırdandı ve"iki gün sonra güney koreli iş adamlarıyla bir toplantımız var ben projeyi hazırladım seninde üzerinde çalışmanı istiyorum  korece ufak bir sunum hazırlarsan toplantının gidişatı için olumlu sonuç alabiliriz" dedi.

Elindeki dosyayı uzatıp  "sunumunu hazırladığında önce gelip bana ve dedeme sunman lazım o yüzden türkçesine de çalış olur mu?"

Tamam dedim elinden sertçe dosyayı çekerken. Hayır artisliğim kimeydi adam patrondu patron beni kovsa ne yapacaktım. Kapının çıkışına doğru yönelmiştim ki erdemin kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Seni çok özlemişim" 

Hah bunu söylemeye hakkın var mı be adam. Yüzüne tükürmek istiyordum ama yapamazdım işte. Şöyle okkalı bir şamar atsam. Onuda yapamazdım.

"Bugün erken çıkıcam" dedim. Lan bu kararları stajerler verebiliyor mu. çekip hızla odadan çıktım. Masanın üzerindeki çantamla telefonumu alıp evime doğru yol aldım.

Eve geldiğimde ağlamaktan sümüklenen burnumu bir güzel temizledim. Hayır hem ağlıyordum hem burnum akıyordu birde yetmiyormuş gibi başım ağrıyordu. Üzgün olmam yeterliydi zaten bunlara ne gerek var diye düşündüm. Umarım kovuldunuz mesajı almazdım. Depresyon pijamalarımı giyip kanepenin üzerine kıvrıldım ağlaya ağlaya uyuya kalmıştım.







Aşk Gerçekten Varmış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin