Ela'dan

4.8K 219 9
                                    

Sabah hazırlıklar için annem beni 8de uyandırmıştı hergün alışık olduğum için kalkmakta zorlanmadım.

Geriye kalan şeyleride yapmıştık ve saat 12 olmuştu kadınlar 1 gibi geleceklerdi.

Bir yeni mesaj...

Erdem:Geldim ben.

Onu özlemiştim. Ve ondan gelen her bildirimle kalbimin hızı bir uçak hızıyla yarışabilir türden atıyordu. İyide evden ne bahane edip çıkacaktım.

Bir saklama kabı alıp her şeyden koymaya başladım içine

Ela:  Tamam koyup geliyorum hemen.

Tek derdim evden nasıl çıkacağımdı. Sanırım bu biraz zordu acaba erdem kimse görmeden odamın camına gelebilir miydi. Elimdeki saklama kabıyla odama girip erdemi aradım.

"Efendim ela"

Allahım çok tatlı ve karizmatik bir sese sahipti bu çocuk. Ne güzel yaratmışsın öyle.

"Benim odamın camına gelebilir misin bunlarla dışarı çıkarsam annemlere garip gelebilirim."

"Tamam olur neresi senin odanın camı."

"Kapının yanındaki cam hemen."

"Tamam geliyorum görüşürüz."

"Tamam." Dedim ve telefonu kapattım.

Camı açmış erdemi bekliyordum. Bu endam çok fazla be oğlum. Erdem bütün yakışıklılığıyla bana doğru yürüyordu. Geldiğinde hemen saklama kabını eline tutuşturdum.

"Afiyet olsun"

"Saol ama iki dakika konuşabilseydik keşke."

"Kadınlar gelecek bir şey söyleyeceksen mesaj atarsın."

"Yüzünü görerek konuşmakla mesaj aynı şey mi?"

"Tamam hadi git yarın görüşeceğiz sonuçta."

"Tamam görüşürüz." Dudaklarını büzerek söylemişti bunu. Küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Ama bu halde bile dünyanın en karizma insanıydı. Erdem giderken o sırada bize gelen selinle karşılaştılar. Kafalarıyla birbirlerine selam verip ayrıldılar. Selin camdaki bana imalı imalı bakarak geliyordu.

Bir ton başımı şişirirdi şimdi. Gidip kapıyı açtım seline. Koluma bir çimdik attı. Anneme özeniyordu heralde.

"Ne işi var elin oğlunun senin camında ha."

Dkdjdkkdld bunu annem gibi söylemişti . Manyak bu kız ya.

"Bugünkü yemeklerden verdim kaç gündür benimle gidip geliyor. "

"Hmm iyi yapmışsın."

"Saolun onayınız için."

"Sen gerçekten seviyor musun bu çocuğu."

Şimdide babam kadar ciddi sormuştu. Bilmiyordum ki seviyor muydum ben bu çocuğu. Sanırım seviyordum. Kendime bunu bu kadar erken itiraf edebilmeme şaşırdım.

"Bilmiyorum selin."

"Bence seviyorsun"

"Öyle mi dersin"

"Öyle derim bence o da seni seviyor belli."

"Allah allah nasıl belli oluyormuş o."

"Gözlerinizden ikinizinde birbirnize bakarken parıl parıl parlıyor be kızım."

"İlacın var madem başın neden kel"

"Ne"

"Yok bir şey geç hadi içeri."
Bunu abimle aralarındaki durumu ima ederek söylemiştim. Hayır ikiside aşık insan gördü mü şıp diye anlıyor madem senelerdir birbirlerini neden süründürüyüyorlar. Doğrusu abim garibi selinden gelecek en ufak bir ışığa bakıyor ama selin senelerdir abi abi diye ortalarda dolaştığı için. Ve ikiside bu ketumlukla ilerleyip bana içlerini dökmedikleri için ölsünler aşk acısından.

Abim mutfakta anneme yardım ediyordu içeri gelen selini görünce bir anda eli ayağına dolaşmış olmalı ki elindeki bardak kayıp yere düştü. Bir iki kere halının üstünde sıçradıktan sonra durdu. Abime bakıp

"Bu bir mucize son bardak bükücü sen misin abi"

"O kadar iyi bir insanım ki iyiliklerim karşısında Allah yardım etti yoksa annem beni çiğ çiğ yerdi."

"Yerdi valla." Vee odadan annemin sesi duyuldu.

"Nee kırdınızzz."

"Hiçbir şeyyy."diye karşılık verdim.

"Hadi abi git sende artık kadınlar gelir şimdi."

Abim seline baktı. Ondan bu kadar çabuk kopmak istemiyordu belli ama üzgünüm be abim.

"Görüşürüz selin."

"Görüşürüz selim abi." Abin batsın emi. Görümcelik damarlarım kabardı birden. Abim üstündeki mutfak önlüğünü çıkartıp kapının arkasındaki askılığa astı ve babamın yanına gitmek üzere evden çıktı. Bizde gelmeye başlayan kadınları karşılıyorduk.

Aşk Gerçekten Varmış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin