Buz Adam -1-

26.7K 562 98
                                    

Annem işlerinin Kurtuluş'ta daha iyiye gideceğini düşünerek beni eski okulumdan alıkoymuştu. Tüm düzenimin altüst olduğunun farkındaydım. Ama günümün çoğunu buna üzülerek değil de yeni taşındığımız bu yere içimden küfrederek geçiriyordum. Yeni kaydolduğum okulun ''Kendimi tanıyorum'' formunu doldururken bir yandan da başlayacak olduğum okula lanetler yağdırıyordum. Formda ''Kişisel bilgilerim, aile durumum, buraya gelme nedenim, burada olmaktan mutlu muyum vs'' gibi şeyler yazıyordu.

''Adım Vera, Vera Sarancı. Henüz 17 yaşındayım. Daha önce Gaziemir'de bir okulda okuyordum. Annemin işleri için bu okula geldim. Annem hayatta, babam vefat etti, ben annem ve abim yaşıyoruz. Annem bir butik işletiyor, abim üniversite öğrencisi. Ve burada olmaktan hiç ama hiç mutlu DEĞİLİM!''

Yazmayı bitirip anneme uzattığımda son cümleyi okur okumaz suratıma bakıp gözlerini devirdi.

-

Okul müdüresinin "Kızım saçlarının bu hali ne?!" sözleriyle irkildim daha okula adımımı atarken.

Bu kadının derdi neydi? Oysa annemle kayıt yaptırmaya geldiğimizde de saçım aynıydı, o zaman sesini çıkarmamıştı da şimdi mi dikkatini çekmiştim?

Annemden okul için bağış alırken "Mirik itmiyin hinimifindi, kiziniz biridi ivindiymiş gibi hissidicik. Ni kidirdi gizil bi kiz." diyerek beni övmeye başlamıştı. Hatta annem araya laf sokmasa belkide ben bile güzel olduğuma inanabilirdim. Normalde kendimi hiç beğenmemde, neyse.

"Günaydın Bayan Süha" diyip sorusunu duymazdan geldim.
Hem ne olmuş sanki saçlarım sarı olup aralarında yeşille mavi varsa? Normalde son sınıf öğrencilere karışılmazdı öyle değil mi?  En son arkamdan "Tavuz kuşu kılıklı" dediğini duydum ama yine umursamadım. Bu kadını gerçekten dikkate alan var mıydı?
Okul müdüresini unutup sınıfımı aramaya koyuldum, bakalım seklem yığını sınıfım neredeymiş? Derken karşımda formda yazan sınıfı gördüm, 12/C, istemeyerek de olsa sınıfa girdim. Hemen gözüme arka sıralar ilişti. Asla öne oturmamalıydım. Sınıfta bin bir çeşit tip vardı, ben sınıfa girince hepsinin gözü bana döndü. Çok mu değişiktim gerçekten? Bu kadar dikkat çekici bir dış görünüşe sahip değildim. Beline uzanan sarı, kıvırcık saçları olan, ela ve iri gözlere sahip, orta boylarda bir genç kızdım sadece.

Bana garip bakan onlarca gencin gözlerine bende dik dik baktım. Bir ortamda tüm dikkatlerin üzerinde olduğumu hissettiğimde gerçekten de çok çaresiz oluyordum. Belli ki bu sınıfta da ''Yeni gelen öğrenciyi tuhaf karşılama'' inancı vardı. Arka sıraya doğru giderken gözüme hemen yan sıradaki çocuk çarptı. Şu sınıftaki tüm saçma insanlar bana bakarken o telefonuyla uğraşıyordu. Çantamı koydum ve köşeye yerleştim. Yavaş yavaş sınıf dolmaya başlıyordu. Yanıma bir kız gelip oturdu. Baya yerleştikten sonra "Oturuyorum ama, problem yok değil mi?" dedi. Gözümün ucuyla bakarak "Sorun var desem de kalkacağını sanmıyorum" dedim ve gülümseyerek "Aynen öyle" dedi. Bir tane normali de beni bulmaz ki!

Belki de ben değişiktim.
Aklım hala yan sıradaki çocuktaydı. Kolay kolay ilgisini bir tarafa verebilen biri değildim evet ama onu böyle bulunduğu çevreden soyutlanmış görünce ister istemez hakkında bir şeyler öğrenmek istemiştim. Yanımda ki kıza dönerek;
''Baksana şu yan sıradaki çocuk, tanıyor musun?'' diye sordum.

Dikkatimi çekmesinin bir diğer sebebi de çok rahat oluşuydu. Sıraya ayaklarını uzatmış, kimse yokmuş gibi telefonuyla uğraşıyordu. Dış görünüş olarak da etkileyiciydi. Arkaları kısa ama önlerde hafif yoğunlaşan kumral saçlarını geriye doğru atmıştı. Gözlerinin rengini tam seçemesem de yeşile çalıyordu. Gördüğüm kadarıyla da baya uzun boyluydu ve omuzları genişti. Yüzünde hafif çiller vardı.

Buz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin