Buz Adam -46-

3.1K 133 16
                                    

İçimi çeke çeke eve geldim. Abime ne diyeceğime dair hiç bir fikrim yoktu. Sessizce odama çıkma planları kuruyordum.

-Vera, sen mi geldin abim?

Kapı sesini duymuş olacak ki içeriden bana sesleniyordu. 

Burnumu çekip sesimi düzenlemeye çalışıp cevap verdim.

-Benim abi, biraz erken geldim. Odamdayım.

Yanıma gelmesine fırsat bırakmadan odama çıktım. Yatağıma oturup karşımdaki duvara kitlenerek neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Neden hep arkasından vurulan, çıkarları uğruna arkadaşları tarafından satılan ben oluyordum ki?

Üzerimi çıkarmadan olduğum gibi yatağa uzandım. Artık ağlayacak gücüm olmadığından gözümden yaş akmıyordu. Tavana bakıp dakikalarca kendime ''Acaba gerçekten çok mu safım?'' diye sordum. Gerçekten saftım! Ağır derece de hemde! Doğruyu savunamayacak, o kalabalığın içinde kendimi yapmadığım bir şey uğruna ezdirecek kadar saftım aslında! Belki de salak!.

Bunları düşünürken abim kapıyı tıklattı.

-Vera, iyisin değil mi? 

-İyiyim abi.

-Emin miyiz?

-İyiyim, duşa gireceğim. Çıkınca gelirim, yemek yeriz olur mu?

-Tamam bekliyorum.

Duşa  girmeye bile halim yokken abimden kaçmam için en geçerli sebep buydu. Ona yalan söylememek içinde üstümdekileri çıkarıp yorgunluktan yere yığılacak olan bedenimi havluyla sardım ve banyoya geçtim. 

''İçinizde kopan çığlıklara engel olabildiğiniz zaman gerçekten tüm acılara göğüs germiş oluyorsunuz. Acının sesi vardır.

Acının tonu vardır. 
Acının yaşı vardır.

Yaşı kişiye göre değişir, sesi yaşadığınız şeye göre, tonu ise acıyı size yaşatan insana göre. 

Ben acının sesini çığlık çığlığa annem öldüğünde yaşadım. En kara tonunu Karan'ın simsiyah dünyasına dahil olduktan sonra, yaşını ''17'' yaşında..

17 yaşımı ziyan edecek ne kadar olay varsa başıma geldi. Söyleyecek bir çok şeyiniz varken anlayacak kimsenizin olmaması..

Suyun altında boğulmayı istedim banyodayken. Boğulup, tüm acılardan kurtulmak ve beni üzen insanların bundan ölümüne pişmanlık duymasını istedim.

Yaklaşık 1 saat banyoda kaldım. En çokta üzgünken burada olmayı seviyordum. Savunmasız, yapayalnız, suyun altında.. Ağlayıp ağlamadığım belli bile olmuyor gözyaşlarım suya karışırken.

Banyodan çıkıp saçlarımı kuruladım. Eşofmanımı giyip, saçlarımı da tepeden topuz yapıp aşağı indim.

-Abi ben banyodan çıktım, ne yapayım?

-Dolapta köfte vardı onları kızarttım ben.

-Oh be bugünün en güzel haberi.

Bir an gözlerime baktı.

-Vera bana üzülmen dışında başka bir şey olmadığına emin misin?

Sadece kafamı salladım. Biliyordum, bu konu açılırsa ağlardım. Boğazımda ki düğümlere engel olamıyordum. 

Masaya koyduğu tabaklara köfteleri paylaştırırken ben sadece sandalyeye oturdum.

Kulaklarımda Karan'ın nefret dolu sözleri çınlıyordu.

Buz AdamWhere stories live. Discover now