Buz Adam -28-

3.8K 161 5
                                    

Teneffüste Karan'la kantine indik ve sıcacık bir çay içtik. Tabi ben bu sırada aç olduğum için mideme tamı tamına 4 tane açma indirmiştim. Karan benim bu hallerime gülüyordu. Şunu da söylemeliyim ki Karan'la geçirdiğim en sorunsuz gündü, yani şuana kadar..
-Sonradan yine bir şeyler olup aramız bozulmayacak değil mi Karan?
Kafasını iki yana salladı;
-Bu sefer hayır.
İlk defa bu kadar netti.
Karan "hayır" diyorsa hayırdır. Gülümsedim..
Karnımı ovuştururken kendini tutamayıp tekrar güldü.
-Ne gülüyorsun be?!
Saçlarını sola yatırırken ''Çok doğalsın" dedi.
Buna sevinmiştim. Haklıydı, yapmacıklığı sevmezdim.
-Artık kalkalım mı Vera? Yani 5. açmayı da gömmeyeceksen?
"Gıcık!" derken çoktan ayağı kalkmıştım.
Koridorda konuşarak sınıfa giderken Kumru yanımıza yaklaştı.
- Bölmüyorum inşallah gençler?
Karan gülerek "Yine mi sen?" dedi.
-Senin için gelmedim be! Vera'yı alıp gideceğim.
-Aman al senin olsun.
Bu cümlesine bile üzülebilirdim önceden olsa. Ama abime söz verdim. Abuk subuk şeylere ağlayıp kendini yıpratan kız olmayacağım artık.
Karan'dan ayrılıp Kumru'yla tekrar kantine döndük. Birer çay alıp bahçeye çıkacaktık. Kumru'nun neşeli hallerini çok seviyordum.
Sıcak çaylarımızı alıp bahçeye çıktık. 

-Neyin var Vera?

Canımın sıkkın olduğunu bu kadar dışa vurduğumu bilmiyordum.
- En yakın arkadaşımla aram biraz açık, canım ona sıkkın. Önemli bir şey değil..
-En yakın arkadaşlar önemlidir. Mesela sen benim için önemlisin. Diğer arkadaşlarımın samimiyetine çok güvenmezdim zaten ama sen çok içtensin.
Kumru'ya içimdeki her şeyi dökmeye karar verdim.
- Bak Kumru benim yakın zamanda annem öldü, darmadağın oldum ve bu süreçte yanımda en büyük destek Nil'di. Hatta belkide Karan'la şu an olduğumuz konumu da Nil'e borçluyum. Çünkü Karan beni her kırdığında arayıp onu Nil uyardı.
-Karan bir kere bir kızla buluşacaktı. Kız sürekli Karan'ın telefonunu arayıp duruyordu. Yani senin arkadaşın mıydı?
-Evet. O buluşacakları gün bende vardım. Annemin öldüğünü duyup gelmiştir Karan..
Kumru bir kaşını kaldırdı;
-Hayır, ben Karan'a ''teke tek bir buluşma mı?" diye sormuştum ve "evet'' demişti. Karan bana bu konuda yalan söylemez adım gibi eminim."
- Nil'de benden habersiz böyle bir şey yapmaz. Çünkü biliyor Karan'a hissettiklerimi. Yaptıysa da benim içindir.
-Bilemiyorum..
Her ne kadar iyi niyetle bakmaya çalışsam da kafam karışmıştı. Aslında bakarsak; Nil'in bu sebepsiz soğukluğunun, ilgisizliğinin sebebi Karan olabilir miydi?!
Derin düşüncelerime sebebiyet veren bu soru işaretini Karan'a açmalı mıydım?
Kumru'dan ayrılıp sınıfa çıktım. Çantam sıramda değildi, sıramda başka biri oturuyordu.
Bana kalsa bu olayı çözemezdim yani Karan yana kayana kadar..
Çantamı alıp yanına koymuştu. Artık aramda bir dünya olan adamla yan yana oturacaktım..
Yanına geçtiğimde hala telefonla uğraşıyordu.
-Koy şunu cebine!
Yanımda birinin tamamen telefona gömülmesine sinir oluyordum.
Telefonu cebine koydu.

Saatlerce yanımda kokusunu hissetmeme sebep olarak oturdu. Sınıftaki çoğu kız-erkek bizim neden bu şekilde oturduğumuzu, benim neden Karan'ın yanında olduğuma anlam veremese de onunla artık Karan ve Vera değildik. ''Biz''dik..

Sanki 17 yaşıma kadar hissetmeyi beklediğim duygu buymuş gibi hasretle Karan'a bakacaktım ki sıraya başını koymuş uyuyor.. O soğuk, itici çocuk uyurken o kadar masum ki.. Ellerimi saçlarında gezdirdim bir süre ve elimi çektiğimde Birsu'yla göz göze geldim. Bana bakışları neydi öyle?! O nasıl bir nefret?! 

Zil çaldığında Karan hala yatıyordu. Elime siyah keçeli kalemi aldım ve Karan'ın suratına tavşan dişleri çizmeye karar verdim. Tam kalemi Karan'ın yüzüne götürmüştüm ki Birsu hemen oradan atıldı ''Yapma, Karan böyle şakalardan hiç hoşlanmaz!'' Duymamazlıktan gelip çizmeye başladım. Hafif hafif dokunuyordum ki uyanmasın diye. Tabi Birsu'nun yandaşçısı Doğa atıldı bu sefer; ''İnsanların hoşlanmadığı şeyleri yapmasana Vera!'' En sonunda dayanamadım; ''Sizin gibi sıradan bir insan değilim onun için, haberiniz olsun belki bilmek istersiniz ama bana bir şey demez.'' Birsu daha da sinirlenmişti. ''Evet bizden daha sıradansın'' dedi. Allahım bu kızın kuru lafları benim sinirime dokunsa da sabrediyordum! Dişleri çizip kalemi bıraktım. Ve başımı Karan'ın başının üstüne koydum. Arası çok sürmedi telefonunun çalmasıyla uyandı. Kafamı kaldırıp telefona bakmasına müsaade ettim. Telefonu açıp kapıya doğru gitti, arayan belli ki Ertan'dı. 2-3 dakika konuşup tekrar sıraya geleceği sırada kapıda ki yansımasını gördü. Bir an duraksadı. Yüzüne sinirli bir surat ifadesi yayıldı ve bana baktı. Birsu'yla Doğa ''Biz söylemiştik'' dercesine gülümseyerek bana bakıyorlardı. O kadar korktum ki! Şu iki suratsızı haklı çıkarmak istemiyordum. 

Karan sinirli sinirli yanıma yaklaştı!. Ve birden gülerek ''Yapa yapa tavşan mı yaptın beni?'' dedi. O an o kadar mutlu oldum ki. Gelip bağırıp çağıracak, Birsu'nun yanında beni ağlatacak gibi hissettim. Çantamdan ıslak mendil çıkarıp yüzüne çizdiğimi silmeye başladım. Bu sırada da ben kızlara ''Asıl ben size demiştim'' dercesine bakışlar atıyordum. 

Allahım lütfen şu zamanlarım birden darmadağın olmasın..

Buz AdamWhere stories live. Discover now