Buz Adam -39-

3.5K 146 4
                                    

Nereye kadar kaçabilirdim ki? Elbet bu okula gelecek ve yine sıradan hayatıma dönecektim..

-

Herkes tam kadro sınıftaydı. Berre arkada kitap okuyor, Karan aynı şekilde arkada telefonuyla ilgileniyor, Doğa'yla Birsu fitne fesatlık peşinde, tam gaz gıybet modundalar yine birilerini çekiştiriyor gibiler ve en önde oturan dörtlü yine derse hazırlıklı gelmişler. Bir an bu gözlemimi yapıp gülümsüyorum. Aslında o kadar da kötü değil sınıfım be!

İlk ders edebiyattı bu yüzden güne güzel başladım. Karan'ın yanına geçip oturdum.

-Günaydın.

Kafasını telefonundan kaldırmadan cevapladı;

-Küs olduğumuzu sanıyordum?

(Gerçekten gerizekalı! Gelip seninle konuşuyorum işte neden küs olalım ki sığır!?) Sakin bir tavır takınarak;

-Neden küs olalım ki?!

Bilerek beni sinir etmeye çalışıyordu!

-Geçen gün durduk yere bağırış çağırış yaşadıkta bahçede ondan dedim. Neyse bir özür bekliyorum..

Kendime hakim olamayıp ''Hoşt!'' dedim. Karan'da bu tepkime şaşırmış olacak ki ciddi bir ifadeyle yüzüme baktı.

-Ay pardon, ben.. Şey.. Özür falan dilenecek bir şey yapmadım Karan. Konuşmak istemezsen şu dakika sıramı değiştirebilirim?

Ses yok.

-Değiştireyim yani o zaman?

Ses yok.

-İyi madem değiştireyim yani?!

Artık sinirlenmeye başlıyordum, tepki vermiyordu.

-Peki!.

Tam kalkıyordum ki kolumdan tutup ''Otur şuraya.''dedi.

Ne yalan söyleyeyim bu tepkiyi zaten bekliyordum.

-Peki madem çok ısrar ettin, oturayım.

-Vera!

-Aman tamam.

Sonrasında ikimizde konuşmadık. Işın Hoca geldi, dersi anlattı derken zaman o kadar çabuk geçmişti ki ama Karan hala telefonla oynuyordu. Telefonda bir oyunu vardı, gece gündüz buna kafa yoruyordu. Aklımdan da bir fenalık geçmedi değildi.

-Hocam?!

-Efendim Vera?

-Hocam Karan telefonla oynuyor ve sesinizi çıkarmıyorsunuz. Bu sınıfta hepimiz eşit değil miyiz? Neden ona ses çıkaran yok?

Işın Hoca'yı severdim. Herkese eşit davranır, mevki falan önemsemezdi.

-Görmemiştim. Karan, o telefonunu getirebilir misin canım?

Karan bana kötü kötü bakışlar fırlatırken kafasını da yavaş yavaş aşağı yukarı sallamayı ihmal etmiyordu. Tekrar yanıma gelip oturduğunda ''Bunun intikamı kötü olacak bak'' dedi, gülümsedim. Onunla şu ufak atışmaları bile seviyordum.

Zil çaldı, Karan hoca çıkar çıkmaz hemen bana döndü;

-Neden böyle bir şey yaptın sen şimdi!?

-Çünkü özür dilemem gerekti ve ben de seni şu oyun illetinden kurtardım işte.

-Vera!.

-Karan!.

Buz AdamWhere stories live. Discover now