Buz Adam -65-

2.7K 109 14
                                    

Karanların evine gelmiştim. Arka bahçedeki havuz daha demir kapıdan girerken belli oluyordu. Evin kapısına yürüyecektim ki havuzda yüzen bir beden gördüm, belli ki Karan'dı. Eve girmeden onun yanına gitmenin daha iyi olacağını düşünerek arka bahçeye yürüdüm. Havuza iyice yaklaştığımda Karan'ın havuzda yüz üstü yattığını gördüm. Gülümseyerek onu izlemeye başladım ama yüzmüyordu. Havuzun üzerinde sadece hareketsiz şekilde yatıyordu. Bir an uyuduğunu bile düşünmüştüm. "Karan" diye seslendim ama ses vermedi. Yüz üstü yattığı için ifadelerinden de bir şeyler çıkartamıyorum. Tekrar "Karan" dedim ama sanki bu sefer sesimde endişe hakimdi. Suyun ortasında olan bedeni git gide bana yaklaşıyordu. Elimi omzuna koyup tekrar adını telaffuz ettim ama yine tık yok. Tek çare olarak bedenini var gücümle sırt üstü çevirdim. Masmavi olan havuz suyu onu çevirmemle kıpkırmızı kana bulandı. Kopardığım çığlığı o an sanki bir ben duyuyordum. Çevrede benim bağırmam dışında en ufak ses yoktu. Ne bir yaprak hışırtısı, ne geçen arabalar, ne de sokaktaki insanların sesi.. Karan'ın o hayranlıkla baktığım bedenine sarıldım ve ağlamaya başladım. Yüzümü bedeninden ayırınca kanın bana da bulaştığını gördüm. O kadar renksizdi ki yüzü ama teninin aksine dudakları pembeydi ve oraya yer etmiş gülümsemesi vardı birde.
Nur'un beni dürtüklemesiyle terler içerisinde uyandım.

-Vera ne oluyor? Kabus gördün sanırım.

Hala gördüğüm şeyin rüya mı yoksa gerçek mi olduğuna anlayamamıştım. İfadesizce bulunduğum yeri incelerken duyduğum tek şey Nur'un endişeli sesiydi, "Vera bir şey söyle!"
Banyoya gitmek için yataktan kalktım, "İyiyim."
Banyoya gidip aynanın karşısında durdum ve soluk tenimi incelemeye başladım. Ellerimi yüzümde gezdirirken fark ettiğim bir ayrıntı olmuştu, göz çukurlarım ıslaktı. Ağlamış mıydım? Gerçekten bu kadar etkilenmiş miydim? Yüzümü yıkarken içimde hala rüya mı gerçek mi şüphesi vardı ve Karan'ın sesini duymadan geçmeyeceğinden emindim. Saçlarımı tepeden topladım. Nasılsa birazdan okula gidecektim ve bu yapmam gereken bir şeydi. Banyodan çıkıp odaya geçtim ve telefondan Karan'ın numarasını çevirdim. Kalbimin ritmi telefon çaldıkça git gide hızlanıyordu. Umudumu kesmeye yakın telefondan sanki bana dünyanın en güzel melodisiymiş gibi gelen o ses yankılandı, "Efendim?"
O an ki çektiğim derin nefes bana ömrüm boyunca yeterdi.

-Karan şey..

-Bir şey mi oldu Vera?

-Şey.. Ben iyi misin diye sormak için aradım.

-İyiyim kelebek. Birden sesin telaşlı gibi geldi, korktum.

-Hayır hayır. Ben.. Dedim ya seni merak ettim. Doğru söyle iyisin değil mi?

-İyiyim Vera, iyiyim gerçekten. Bak şöyle yapalım. Madem içinde şüphe var okula gitmeden senin okuluna geleyim?

Bu şuan duymuş olabileceğim en güzel şeydi. "Harika olur!" diye haykırdım. Telefonu kapattığımda kapının kenarına yaslanmış, tuhaf gözlerle bana bakan Nur'la karşı karşıya geldim. "Nasıl oluyor da ruh halin bu kadar çabuk değişebiliyor? Daha az önce kedi görmüş fare gibiydin?!" Ben o sırada okul formasını giymekle meşguldüm. "Sadece bir kabus gördüm ve geçti Nur tamam mı?" Kafasını iki yana sallayarak kapının önünden çekildi.
Teyzemle dedem hala uyuyorlardı. Bu sıralar annemin butiğini çalıştırmaya heveslendikleri için yoruluyorlardı. Biz hazırlanıp bir şeyler atıştırdıktan sonra evden çıktık. Otobüse bindik ve her zaman ki alışkanlığımla cam kenarına yerleştim. Dışarıdaki insanlara camdan bakarken aklıma gördüğüm rüya geldi. Ya gerçek olsaydı? Ya Karan'ı bir gün gerçekten öyle görseydim? Acaba ne yapardım? Düşünmek istemiyordum ama sanki zihnim beni bu fikre alıştırmak ister gibi ısrarla bu fikre yoğunlaşıyordu.
Nur'un sesiyle irkildim. Sesindeki baskıya bakılırsa bana bir kaç kez seslenmişti.

Buz AdamWhere stories live. Discover now