Buz Adam -6-

6.5K 248 4
                                    

Eve geldiğimde aklım hala bugün ki olanlarda kalmıştı.

Gün içinde birden fazla duyguyu aynı anda yaşamıştım. Karan'la düzgünce konuşurken Baybars'ın teklifi üzerine beni aşağılarca konuşması, üzgün olduğunu belirtip bana içini açması ve sonunda noktayı onun koyup gitmesi.. Hem kendimi aşağılık hissedip daha sonrada içini döktüğünde özel olduğumu düşünmüştüm.

Bilmiyordum. Nil'i aramaya ihtiyacım vardı ama şuan derste olabilirdi. Saat 16:38.. Buluşmak istesem daha çıkmasına 1 buçuk saat vardı. ''En iyi mesaj atayım çıkışta bize gelsin'' diye düşünüp mesaj attım ve oturma odasına gidip televizyonu açtım.

Abim bugün kampa gidecekti onun hazırlığını yapıyordu, annemde daha gelmemişti.

-

Televizyon izlerken uyumuş olduğuma asla inanmazdım yüzümdeki yastık izleri olmasaydı eğer. Kapı ziliyle uyanmıştım, büyük ihtimalle gelen Nil'di. Beni ''ölümüne uyku ulaaan'' ruh haliyle görünce kahkaha atmadan duramadı.

''Kızım sen baya panda gibi oradan oraya sürünüyorsun.'' Çoktan içeri girmiş ve odamın yolunu tutmuştu bile.

''Dökül bakalım?''

''Ne anlatayım, ya da hangisinden başlayayım?'' dedim yatağa otururken.

Yastıkla kafama vurdu ve : ''Vera, seni tanıyorum. Senin en yakın arkadaşınım. Yani bu senin için çok büyük bir şans'' dedi gülerek ve devam etti; ''Mesela kafanı karıştıran o mühim kişiden başla?''

Gözlerimi sabit bir noktaya dikip iç çektim. Kafam çok doluydu, bunu birine anlatmalıydım ve en iyi kişide Nil'di biliyordum.

''Bugün sadece 2 kişinin bildiği bir sırrını söyledi bana, içini açtı bir nevi.''

''Eee ne güzel işte kızım sevinsene, ne sürünüyorsun evin içinde?''

''Tabi bunun öncesi de var Nil. Kırdı, döktü. Sınıfta beni aşağılarcasına konuştu. Sanırım çok üzüldüğümü, ağladığımı da görünce şu garibanı sevindireyim diyip bir şeyler anlattı işte.''

''Allahım bu kız beni öldürecek! Vera hayırsever mi bu çocukta sana tutup içindeki sıkıntılarını hayrına anlatsın? Fakir mi sevindiriyor sanki? Seni özel görüp içini dökmüş işte. Bana bak! Neymiş o sır?

Göz ucuyla Nil'e bakıp ''Söylemeyeceğimi biliyorsun.'' dedim.

''Aman be, tamam. Hadi aç bilgisayarı da şu asil gencin duvarını istila edelim''

Bilgisayarı almak için kalktım, geri yatağa oturduğumda kapı açıldı ve annemin gelmiş olduğunu gördük.

''Hoş geldin anne.''

''Selam kızlar, hoş bulduk patatesim benim. Nil, hoş geldin kızım''

Annem Nil'e hep böyle sıcak davranırdı. Nil bizim ailenin kızı gibiydi. Annem, Nil'in benim için çok önemli olduğunu biliyordu.

''Merhaba Suzan Teyze. Bende yeni geldim, sende hoş geldin'' dedi neşeli bir sesle.

''Hoş bulduk fıstığım. Ben gidip size yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Uğraşırken yersiniz.'' dedi odadan çıktı. Bilgisayar açılmıştı, hemen Karan'ın duvarına girmek için niyetlendik ama kapatmıştı. Neydi şimdi bu?! Oysa sürekli aktif olurdu, şimdiyse hesabını kapatmıştı. Nil ile birbirimize baktık, suratım düşmüştü. Anlamış olacak ki:

''Bizde ararız o zaman?'' dedi gülümsemeye çalışarak.

''Numarası yok. Ki olsa da aramam. Üstüne düşmek istemiyorum Nil.'' dedim. Biliyordum, ısrar edecekti buna fırsat vermeden ''Hadi aşağıda bir şeyler yiyelim'' dedim.

Israrlarının sonuç vermeyeceğini anladı ve ''peki'' dercesine kafasını salladı. Aşağı indik, annem kaşla göz arasında karşı pastaneden su böreği falan almış onuda tabaklara koymuş. Gülümseyerek tabakları bize uzattı ve ''Alın bakalım''dedi.

Oturma odasına geçip televizyon izlemeye başladık. İçim dolu doluydu, rahatta değildim. Ne oldu da bu çocuk hesabını kapattı diye düşünürken 15 dakika geçmişti. Nil'le annem sohbet ediyorlardı, Nil'in telefonu çaldı ve eve gitmesi gerektiğini, annesinin erken gelmesini istediğini söyledi. Kalkıp Nil'i yolladıktan sonra annemin dizine yattım. Havadan sudan konuşup gülüyorduk. Annem en mutsuz olduğum anda bile beni güldürebilen tek insan.

Saat 18:00 olmuştu. Annem saçlarımla oynarken birden kapı zili çaldı. Annem bakmak için kalktığında gelen Sinan Abi'ydi. Hemen gülümseyip kapıda biraz sohbet ettik.

''Annenizi akşam yemeği için alabilir miyim acaba Küçük Hanım?'' dedi. Bende gülümseyerek ''Tabi tabi efendim, ama lütfen gece 12'den önce evde olsun'' dedim gülüşerek odama çıktım. Annemde Sinan Abi'yi içeri davet etmiş ve o sırada hazırlanmaya koyulmuştu. Yarım saate yakın bir sürede evden ayrıldılar. Bende yatıp kitap okumaya karar verdim, her ne kadar kafamı veremesem de. Abim sonunda odadan çıkabilmişti. Gerçekten bir arada valiz hazırlarken çürüyüp gittiğini düşünebilirdim.

''Patates ben gidiyorum, hazırlandım.'' dedi odama girerken. Annemde, abim de bana ''Patates'' derlerdi. Kısa ve şirin bir surata sahibim diye olduğunu düşünüyorum.

''Annem evde yok, acelen yoksa bekle?''

''Çıkmam lazım, arkadaşlar bekliyor. Ben ona yolda mesaj atarım, öptüm'' dedi ve çıktı. Evde tek kalmıştım. Bir insan bu kadar işsiz olur ki yapacak hiçbir şey bulamıyordum. Şuan Karan'la konuşmayı öyle çok isterdim ki, anlatamam. Suyu hazırlayıp duşa girmeye karar verdim. Çok canım sıkkın olduğunda saatlerce banyoda kalabilirdim.

-

Saat akşam 21:09 civarıydı. Banyodan yeni çıkmıştım. Az daha dursam su damlası olur delikten kayar giderdim herhalde. Saçlarımı havluya sarıp, geceliklerimi giyip yatağımın içine girdim. 2 senedir bir kitap üzerinde çalışıyordum. Hatta bazen hiçbir şey yapmadan gün boyu yazıyordum. Birden bire can sıkıntısından mı bilinmez kitabın tüm bölümlerini sildim. Yeniden yazacaktım, konusu bambaşka olacaktı. Kitabımın adını ''Buz Adam'' koyacaktım. Kimseye anlatamadığım her şeyi bu kitaba yazıp bir gün yayımlamak istersem yayımlayacaktım. Kafamdaki giriş cümlesini yazıp telefonu kapattım ve uyumaya karar verdim.

''Bazı kadınlar, yaradır adamlara. Bazı adamlarda iz kalır kadınlarda.''


Buz AdamNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ