Bölüm 1

5.7K 307 83
                                    

Garry' nin sesiyle bedenime baktım. Doktor ümitsizce şok cihazını bıraktı. Kalbim yeniden çalışmamıştı. Ellerini göğsümün üzerine yerleştirdi. Birkaç kez bedenime çöktürdü. Sonra hafiften bir acı hissetmeye başladım. Ruhların canı yanar mıydı? Etrafım karardı. Sesler kesildi. Sadece acımın şiddeti arttı. Sonra yine her şey yok oldu.

...

-"...bi? ...bi? Abi?" Garry' nin sesini duyuyordum. Biri elimi sımsıkı tutuyordu. Elimdeki eli sıktım. "Tanrım... Şükürler olsun" dedi Garry. Gözlerimi yavaşça açtım. Etraf bulanıktı. Gözlerimi yeniden kapayıp açtım.

-"Ga... Garyy"

-"Konuşma, zorlama kendini" dedi ve elimi öptü. Gözüm, arkasında duran Leon' a çarptı. Ağlamaktan mahvolmuştu. Gözaltları morarmış, topladığı saçları tokadan fırlamıştı. Odada göz gezdirdim. Christian yoktu.

-"Bay Rosswald?" Yanaklarından yaşlar süzülürken yüzüme bakıyordu Leon. Ona gülümsedim. "İyisiniz değil mi?"

-"İ-yi-yim"

Garry elimi bırakıp ayağa kalktı.

-"Ben sizi baş başa bırakayım" diyerek göz kırptı. Ona cevap verecek halim yoktu. Odadan çıkınca, Leon onun kalktığı boş sandalyeye oturdu.

-"Ölmeyeceksiniz değil mi?" diye sordu. Sesi titriyordu. Gülümsedim.

-"Bil-mem. Sa-nı-rım ke-fe-ni yırt-tım."

Yavaşça doğrulmak istedim. Göğüs kafesime müthiş bir ağrı saplandı. Hemen kendime baktım. Kolumda bir alçı vardı. Ellerimde sıyırıklar, kafamda üzeri kapatılmış bir yara. Göğsümü yokladım. Bir şey yok gibiydi. Bana giydirdikleri şeyin boğazından içeri baktım. Ameliyat yarası filan görmeyince içim rahatladı. Yatağın düğmesine basıp, başımın altını yükselttim. Leon hala ağlıyordu.

-"Leon..." Ona elimi uzattım. Elimi tuttu. "Korkma" Dilimin uyuşukluğu yavaş yavaş geçiyordu.

-"Ölmeyin lütfen"

-"Olur, ölmemeye çalışırım" diyerek sırıttım. Elini bırakıp yüzünü tuttum. Başparmağımla gözyaşını kuruladım. "Çok üzülür müsün ölürsem?" Başını kaldırıp öyle paramparça bir halde yüzüme baktı ki cevabımı almıştım.

Bir süre sonra Garry odaya geri dönmüştü.

-"Lindie'ye haber verdin mi?" dedim.

-"Evet. 'Umarım geberir' dedi."

-"Kahpe"

-"Boş ver."

-"Annemle babama..."

-"Hayır. Annem bunu duyarsa şekeri fırlar."

-"Söylememekle iyi etmişsin"

-"Abi..." Garry' nin sesi ciddileşti. "Beni çok korkuttun. İçkiliyken nasıl direksiyona geçersin?"

-"Tam olarak nasıl olmuş kaza?"

-"Karşı şeritte gidiyormuşsun. Bir kamyon sana vurmak üzereymiş. Son anda direksiyon kırmış. Sende hâkimiyetini kaybetmişsin ve tamamen yoldan çıkmışsın. Bariyerleri kırıp şarampole yuvarlanmışsın. Polis böyle anlattı. Onlara da şoför öyle ifade vermiş"

-"Evet birazını hatırlıyorum sanırım"

-"Neyse ki ufak birkaç sıyrık, biraz ezikle atlattın. O arabadan sağ çıkmanın mucize olduğunu söylüyorlar."

-"Kolum da kırılmış" diyerek alçıyı gösterdim.

-"Ve buraya gelirken yolda kalbin durmuş. Buradayken de durdu." Sonra sustuk. "Bir daha sakın böyle bir şeye kalkışma. Her neredeysen beni ara, ben seni gelir alırım."

-"Çocuk muyum ben? Evimin yolunu kendim bulabilirim."

-"Tabi evet, görüyoruz nasıl bulduğunu."

-"Kapa çeneni"

Akşam olunca Rayan bana kocaman bir buket çiçekle 'geçmiş olsun' a geldi. Sonra Leon' u alıp gitti. Garry uykusuz olmalıydı. Koltukta sızmıştı. Yavaşça yataktan kalktım. Koridora çıktım. Belki Chris buralardadır ama odaya gelmiyordur diye ümit ediyordum. Ama yoktu. Onunda diğerleri gibi olduğunu biliyordum. Ama ona inanmak istemiştim. Beni, birilerinin gerçekten sevebileceğine inanmak...

Candy Man IIWhere stories live. Discover now