Bölüm 3

4.4K 280 88
                                    


-"O söylüyorsa sevmen gerekiyordur" diyerek sırıttım. Bakışlarını kaçırdı. Elimi yüzüne attım. "Bir şey merak ediyorum"

-"Nedir?"

-"Onunla hiç öpüştün mü? Yattın mı?"

-"Bunu neden soruyorsunuz?"

-"Biliyorum bu senin özelin. Ama..." Cümlemin devamını getiremedim. Yine nedensiz bir şekilde içim burkulmuştu.

-"Siz bana 'Kimsenin sana böyle teklifsizce dokunmasına izin vermeyeceksin' demiştiniz. Ben de kimsenin bana teklifsizce dokunmasına izin vermiyorum" deyince yüzüne baktım. O da bana bakıyordu.

-"Ben dokunabiliyorum ama" diyerek sırıttım.

-"Evet, çünkü siz farklısınız"

-"Nasıl farklıyım?"

-"Siz benim... Patronumsunuz" diyerek başını eğdi. Bu onu incitiyor muydu? Elimi çenesine attım.

-"Dokunuşlarım seni rahatsız ediyor mu?"

-"Hayır"

Yüzünü kendime yaklaştırdım ve dudaklarımı uzattım. Sözlerini teyit etmeliydim. Gözlerini kapatıp dudaklarını araladı. Yumuşacık dudaklarıyla buluştum. Onu büyük bir açlıkla öptüm. Farklı şekillerde dudaklarını öpüyordum. Karşılık vermese de dudaklarını tamamen bana teslim etmişti. Kollarını boynuma doladı. Bundan cesaret alarak onu kendime iyice yapıştırdım. Dudaklarımız ayrılırken içim eridi. Isıra ısıra kızartmak istiyordum bu dudakları. Başımı boynuna doğru eğdim. Dudaklarımı tenine sürttüm. Nefis kokuyordu. 'Ye beni' diye beni davet eder gibiydi teni. Öptüm. Yeni emmeye girişmiştim ki Garry' nin sesini duydum.

-"Öhü öhü! Yemek hazır" dedi yarı kıkırdar bir tonda. Kolumu gevşetmeden ona dönüp kötü kötü baktım. Leon kollarını boynumdan çekti.

-"Size yardım edeyim" Kolumu belinden çektim ve o ayaklandı. Mutfağa yöneldiğinde, koltuktaki ufak yastıklardan birini Garry' e doğru fırlattım. Kaçındı.

-"Bu anı bölmek zorunda mıydın geri zekâlı?"

-"İzlemek hoşuma gitse de çok açım abi. Sizin işinizin bitmesini bekleyemezdim"

Ona pis pis bakmaya devam ederken mutfağa gitti. Bende peşinden kalkıp gittim. Leon yemekleri servis ediyordu. Gözümü dikmiş onu izliyordum. Yemek boyunca ona bakmıştım. Tuhaf bir şekilde onu özlemiştim.

Yemekten sonra koltuklarda oturup televizyon izliyorlardı. Ben de uzanıyordum. Leon mısır patlatmıştı. Komedi filmi izliyorlardı. Garry karnını tutarak debelenirken, Leon her zaman ki yüz ifadesiyle izliyordu. 'Acaba espriden hiç mi anlamıyor?' diye düşündüm. Filme baktım. Evet, esprileri gayet kaliteliydi. Sahneler de eğlenceli ve komikti. O zaman o neden gülmüyordu?

Kapı çaldı. Garry gidip açtı. Biraz sonra salonun kapısında Christian belirdi. Gülümseyerek bana doğru hızla geldi. Yattığım yerden zorla doğruldum. Bana sarıldı.

-"Gervase... Senin için çok endişelendim"

-"Yavaş ol, canımı yakıyorsun" diyerek onu ittirdim. Hala göğüs kafesim acıyordu. Yanıma oturdu.

-"Özür dilerim sevgilim"

-"Sevgilim mi? Siz çıkıyor musunuz?" diyerek hayıflandı Garry.

-"Evet çıkıyoruz" dedi Chris. Leon ile göz göze geldim. Bakışlarını kaçırdı. "Daha iyi misin?" Yüzümü okşayan Chris' e döndüm.

-"Şimdi mi aklına geldim? Hastanedeyken neredeydin?"

-"Yanındaydım. Sen taburcu olmadan önceki gün dinlenmeye gitmiştim. Hem doktorlar iyi olduğunu söylemişti." Sonra kötü kötü Garry' e baktı. "Taburcu olduğunu bana haber vermediler. Hastaneye gittiğimde öğrendim." Seslenmedim. Elimi tuttu. "Hadi bana gidelim. Sana ben bakmak istiyorum sevgilim"

-"Gerek yok. Ona biz bakarız. Değil mi Leon?" dedi Garry imalı bir tonda. Leon yeniden bana baktı.

-"Bay Rosswald nasıl isterse."

-"Sana gelmeme gerek yok. Kardeşim ve Leon yanımda" dedim. Christian Leon' a kötü kötü baktı.

-"Asistanının burada ne işi var?"

-"Bay Rosswald' a yardım etmek için geldim" dedi Leon.

-"Sana sormadım" diye tersledi Chris. "Ona ne gerekiyorsa sevgilisi olarak ben yaparım. Evine git!"

Kaşlarımı çatıp Christian' a kötü kötü baktım. Leon ayağa kalktı.

-"Leon!" dedim ona bakmadan. Chris dönüp bana baktı. Onun gözlerinin içine bakarak konuşmama devam ettim. "Sana sadece ben emir veriyorum. Ben demeden hiçbir yere gidemezsin. Şimdi otur yerine" Leon' a bakmasam da yeniden oturduğunu görebiliyordum. Christian şaşkındı. "Leon' la düzgün konuşman gerektiğini sana daha kaç kere söyleyeceğim?"

-"Af edersin" diyerek suratını çevirdi.

Garry ayağa kalktı.

-"Müsaadenizle ben odama gidiyorum. Size iyi akşamlar" diyerek salondan çıktı. Chris hala Leon' a pis bakışlar atıyordu.

-"Neden geldin? Evimi nasıl buldun?" dedim.

-"Adresini şirketten aldım. Hem 'neden geldin' de ne demek? Sevgilimi merak ettim." Yanağımı sesli bir şekilde öptü. Leon' a baktım. Bize bakıyordu.

-"Gidip yatabilirsin Leon. Bir şey olursa seslenirim" dedim. Ayağa kalktı.

-"Emredersiniz efendim"

O da salonu terk etti. Christian ile baş başa kalmıştım. Yüzüne baktım. Ona bakınca içimde hangi duyguların uyandığını analiz ediyordum. O ise bana sırıtıyordu.

-"Neden bana böyle tuhaf bakıyorsun bebeğim?" dedi ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu.

-"Bilmem"

-"Hadi gel. Yatak odana geçelim. Dinlenmen lazım"

Kalkmama yardım etti. Beraber yatak odama geçtik. Yatağa uzandım. Yanıma gelip uzandı. Başını omzuma yasladı.

-"Seni iyi gördüğüme çok sevindim. Öyle korktuk ki... Özellikle de kardeşin mahvoldu. Sana bir şey olursa biz ne yaparız" diyerek ellerinin arasındaki elimi öptü. Belki de onun hakkında ön yargıya kapılıyordum bazen. Belki de gerçekten beni seviyordu.

Candy Man IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin