Bölüm 7

3.9K 275 81
                                    

Kelimeler dudaklarımdan kontrolsüzce dökülmüştü. Ona bakmıyordum. Hala yatağın kenarında oturuyordum. Elindekileri yatağın üzerine bıraktı ve yanıma oturdu.

-"Neyiniz var efendim? Son zamanlarda tuhaf davranıyorsunuz"

-"Bir şeyim yok"

-"Bay Habib' i ne zaman görseniz tuhaflaşıyorsunuz. Sizi rahatsız eden ne?"

-"Seni üzmesini istemiyorum. Hepsi bu."

-"Beni üzeceğini nereden biliyorsunuz?"

Kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzüme bakıyordu. O güzel yüzünü avuçlarımın arasına alıp yanaklarını okşamak istiyordum. İçimde yeniden bir ağlama isteği yükseldi. 'Yapamazsın' dedim kendi kendime, 'onu hak etmeyecek kadar kirlisin'

-"Bilmiyorum. Sadece endişeliyim" diyebildim. "Seni kimsenin incitmesine izin vermeyeceğim." Başımı çevirdim. Ona daha fazla bakmamalıydım.

-"Teşekkür ederim."

Yanımdan kalktı. Aldıklarını dolaba geri koydu. Işıkları kapattı. Sadece gece lambasının ışığı kaldı. Sonra yatağın öteki tarafına geçti. Yavaşça uzandım. O da yanıma uzandı. Yine tavanı izliyordum. Sonra gözüm duvardaki tabloya çarptı. Tablo eğri miydi ne?

-"Leon?"

-"Buyurun efendim?"

-"Kalk"

-"Ne oldu? İyi misiniz?"

-"Kalk çabuk. Kasaya bak"

Leon kalkarken bende doğruldum. Tabloyu kaldırdı. Işıkları yaktı ve kasanın şifresini girdi. Açılınca içinde hiç para olmadığını gördük. Birbirimize baktık.

-"Kurcalanmış mı?" diye sordum.

-"Sanmıyorum. Zorlanmışa benzemiyor."

-"Polisi ara"

...

Polislerin sesine Garry de kalkmıştı. Yarı uyur halde yüzüme aval aval bakıyordu.

-"Paralar nereye gidecek abi ya? Şirkete lazım olmuştur. Unutmuşsundur sende" diyerek esnedi.

-"Saçmalama! O kadar paraya bir anda niye ihtiyaç duyayım? Borcumuz yok ki" Sonra kafama dank etti. "Lindie..." diye mırıldandım. Polisler incelemelerini yapıp bitirince salona geldiler.

-"Kasa zorlanmamış. Parmak izleri tespit ettik. Bizimle emniyete kadar gelmeniz gerekiyor."

Üzerimizde pijamalarla döküldük sokaklara. İfade verip parmak izi taramasından geçtik. Komiserin ofisinde oturuyorduk.

-"Dördüncü bir şahsın daha parmak izi var. Ama sizden biri değil" dedi. Hepimiz birbirimize baktık. "Eve sizden başka giren oldu mu?"

-"Evet oldu. Bir arkadaşımız daha vardı" dedi Garry. Ona kötü kötü baktım.

-"Hayır, o olamaz. Karımdan şüpheleniyorum. Kendisi ile boşanıyoruz. Evi terk ederken almış olabilir" dedim.

-"Ama parmak izi bir erkek eli gibi beyefendi."

-"O zaman sevgilisi yapmıştır"

-"Pekâlâ. Şahısların isimlerini ve adreslerini rica edeyim"

İsimleri ve Christian' ın ev adresini yazdırdıktan sonra emniyetten ayrıldık. Lindie' nin sevgilisiyle nerede, ne haltlar yediğini bilmiyordum çünkü. Christian olamazdı değil mi? Şifremi nasıl çözmüştü ki? Telefonu cebimden çıkardım ve aradım. Ulaşılamıyordu. Belki de uyurken telefonunu kapatıyordu. Her gün ne yaptığını, nasıl bir hayatı olduğunu bilmiyordum ki. Bir de kendime sevgili diyordum. Beş para etmezdim.

Eve döndüğümüzde hemen yeniden uyumaya gittik. Gram uykum yoktu ve sabahı dar etmiştim. Leon sürekli uykusunda mırıldanıyordu.

-"Hayır... Olmaz... Bırak..." Yüzü şekilden şekle giriyordu. İlgiyle yüzüne baktım. İlk defa yüzünde bu kadar değişik ifadeler görüyordum. Kaşlarını çatıyordu. Sonra şaşırmış gibi havaya kaldırıyordu. En son yüzünde gördüğüm ifade ise eşsizdi. Gülümsedi ve bunu bir tek ben görebildim. Yüzüne eğildim ve dudaklarımı alnına bastırmaya yeltendim. Sonra ne yaptığımı fark ettim ve sırt üstü döndüm. Gözlerimi kapattım. Bazen adımı sayıkladığını duyuyordum. Bana ismimle bile hitap etmezken neden rüyalarında adımı sayıklıyordu ki? "Gervase..." Gözlerimi açıp ona baktım. "Yumuşacık... Pofuduk..."

Ne diyordu bu? Suratımı tuhaf bir hale sokarak ona bakmaya devam ettim. "Kirlenmiş... Makineye atayım"

-"Ne lan bu Gervase?" diye dırdırlandım. "Ne pofuduğu, ne yumuşağı?" O an neyden bahsettiğini anladım. Ayısından bahsediyordu. Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Demek ayısına benim adımı vermişti. O zaman belki de Garry söylediklerinde haklıydı.

Candy Man IIWhere stories live. Discover now