Bölüm 9

4K 264 73
                                    

Gözlerimdekileri zor tutarak kendimi hızla stüdyonun dışına attım. Son sürat koştum. Birkaç kişiye istemeden çarptım ve bu canımı yaktı. Ama şu an hiçbir acı kalbimin ki kadar acıtmıyordu. Binadan dışarı delicesine çıktım. Hıçkırıklarımı tutamıyordum. Yanımdan geçenler deliymişim gibi bana bakıyordu. Umurumda bile değildi.

Dermanım tükenene dek koştum. Bulduğum bir kaldırım kenarına oturdum en sonunda. Yağmur başladı. Sanki gökyüzü acıma eşlik etmek ister gibiydi. Daha çok ağladım. Sırılsıklam olmuştum. Uzun bir süre orada oturdum. Neyin matemiydi bu? Neyin acısı? Beni, bedenimi aşıp, ruhuma kadar dağıtan, dağlayan bu duygunun adı neydi?

Önümde duran siyah bir araba ile düşüncelerim dağıldı. Garry koşarak yanıma geldi. Beni yavaşça kaldırdı.

-"Hadi abi... Eve gidelim."

Arabaya binip evin yolunu tuttuk. Garry, içindeki pamukları ıslanmış alçımı kırdı. Sonra beni banyoya ılık suyun altına soktu. İliklerime kadar üşüyordum. Banyodan sonra salondaki sofalardan birine uzanmıştım. Garry üzerimi örtmüştü.

Akşamın ilerleyen saatlerinde birbirimizle hiç konuşmadık. O, televizyonu bile açmadı. Sadece elinde sigara, kahve oturuyordu. Dumandan geberecektim ama ses edecek halim yoktu. Sonra kapı çaldı. Garry kapıyı açtı. Tepemde biri dikildi.

-"İyi misiniz?" Tepemde dikilene baktım. Leon' du. Onu görmek canımı yakmıştı yine. Hem de bu kez eskisinden bile daha çok yanmıştı canım.

-"Neden buradasın?"

-"Bunu vermek için geldim" diyerek bir kağıt uzattı. Alıp incelediğimde gözlerime inanamadım.

-"İstifa mı ediyorsun?" Boğazım düğümlendi. O kadar güçsüz hissettim ki. Ama yüzümü ifadesiz tutmaya özen gösterdim.

-"Evet. Rayan ile olacaksam sizinle daha fazla çalışamam"

-"Peki"

-"İyi akşamlar"

Çekip gitti. Gözlerimden akanlar üzerinde hiçbir kontrolüm yoktu. O gidince herkes gitmişti sanki onunla beraber. Ruhumda hissediyordum acıyı. Tüm bedenim sızlıyordu. Gözlerimi kapattım. Bedenimin can çekişircesine acımasını dinledim. Ama acım dinmedi.

...

Aradan günler geçmişti. Evden çıkmıyordum. Ruh gibiydim. Saçım sakalıma karışınca karımın dediğinin gerçek olduğunu anladım. Harbiden de maymuna dönmüştüm. İşe gitmiyordum. Sürekli içki içiyordum ve sızıyordum. Garry tamamen benimle yaşamaya karar vermişti. Bana yemek yapıyor, hem ajansa hem de Candy Man'e yetişmeye çalışıyordu. Christian ise ortalıktan kaybolmuştu. Polisler peşindeydi. Paramı alıp kayıplara karışacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Çok güzel rol yapmıştı. Oscar' ı hak ediyordu doğrusu. En son ki yaptığı kıskançlık oyununda hakikatten ona inanmıştım. Nasıl inanabilmiştim ki? Etrafımdaki herkesi kullandığımı sanırken aslında kullanılan bendim. Aklım başıma ancak geliyordu.

Başımı kaldırıp etrafıma baktım. Televizyonu kapadığım anda evdeki tüm sesler kesilmişti. Çıplak yalnızlığım yankılanmıştı ıssız tenimde. Kimsenin sana değer vermemesi değersiz olduğunu mu gösterirdi? Hayır mı? Peki, değerler parayla satın alınabilir miydi? Alabildiğim tüm değerlerin riyakâr, boyalı suratlardan ibaret olması beni ne kadar değerli kılardı?

Koltuğun tepesine oturmuş, elimde tekila camdan dışarı bakıyordum. Telefonum çaldı. Bilmediğim bir numaraydı. Merakımdan açtım.

-"Alo?"

-"Nasılsın sevgilim?" Bu ses tanıdıktı sanki.

-"Kimsiniz?"

-"Beni tanımadın mı?"

-"Christian?" Şaşırmıştım. Kahkaha attı.

-"Hemen hatırladın bak. Demek ki beni unutamamışsın." Bir daha kahkaha attı.

-"Neredesin?" Sesim biraz öfkeli çıkmıştı.

-"Bulamayacağın kadar uzakta." Ona cevap vermedim. "Kasanı kontrol ettin mi? Senin paralar çok iyi geldi bana doğrusu. Eh her şeyin bir bedeli vardır. O kadar üstüne titredim. O para da benim hakkımdı."

-"Diğerleri gibi değilim diyordun birde, sürtük"

-"Hadi amaaaa... Biraz gerçekçi ol. Sence seni o meymenetsiz suratınla kim sever? Birinin sana sırf sen olduğun için aşık olabileceğine filan inanıyor musun cidden?" Bir kahkaha daha attı. "Az sonra geberip gideceğim ama iyi güldürdün beni. Teşekkür ederim."

-"Gebermek mi?"

-"Sana söylemedim mi? AIDS' liyim ben. Senden o paraları..." Sesi boğuldu. "Tedavi olmak için çaldım. Ama geç kalmışım." Sonra sesi yeniden neşe kazandı. "Gebermeden önce de seninle eğleneyim istedim. Eminim sende bir gün benim gibi sürtmekten AIDS olacaksın ve gebereceksin. Görüyorsun ya sevgilim her şey parayla olmuyor. Hoşça kal çirkin yaratık."

*PAT*

Candy Man IIWhere stories live. Discover now