Bölüm 18

3.6K 233 39
                                    


Yatakta uzanıyorduk. Göğsüme yatmıştı. Bir kolunu bana sıkıca dolaştı. Ben de sıkıca kollarımı ona sarmıştım. Tropikal meyveler gibi kokan, başak sarısı saçlarını kokluyordum. O en kırılgan dalıydı gönül bahçemin. En güzel kokan, ama en hassas nadide çiçeğim.

-"Başkalarıyla olmam seni bu kadar çok mu üzüyor?" dedim.

-"Evet. Sizi paylaşamam. Başkalarının size dokunmasına tahammül edemiyorum" Sesi yeniden ağlamaklı bir hâle büründü.

-"Şşşşşş. Sakın ağlama. Ayrıca yine bana siz diyorsun"

-"Alışkanlık"

Bir süre sustuk sonra beni daha da sıkı sardı.

-"Ben siz-... Yani senin sevgilinim, öyle değil mi?"

-"Elbette."

-"O zaman senden bir şey isteyebilir miyim?"

-"Ne istersen..."

-"Başkalarıyla olmamanı istiyorum."

Gülümsedim.

-"Tamam"

-"Söz mü?"

-"Söz" Vermiştim vermesine de, ne kadar ve nasıl tutacaktım bu sözü, hiçbir fikrim yoktu.

-"Teşekkür ederim"

Bana daha da sokulmak istediğinde bir şey belime battı.

-"Leon... Şu lanet ayıyı aramızdan çeker misin lütfen?! Ayrıca bunun siki falan mı var? Acayip bir şey batıyor bana"

Leon başını kaldırdı ve güldü. İlk kez onun güldüğünü gördüm.

-"Hayır. Burnu batmıştır" diyerek, uzun tüylü beyaz ayıyı aramızdan çekti.

-"Neyse ne. Hem neden onu aramıza koydun ki?"

-"İki Gervase' e bir sarılmak istedim" Ayıyı komodine oturttu.

-"Bir daha ona sarılmak yok" diyerek kaşlarımı çattım.

-"Neden?"

-"Ona sarılırsan ben de seni aldatmış sayarım haberin olsun"

-"Pft. Hah ha ha ha..." Aniden kahkaha attı. İşte bir ilk daha... Çok ama çok güzel gülüyordu. Gözlerinin içi bile gülüyordu bana bakarken. Onu çektim ve sıkıca sarıldım.

-"Sadece bana sarıl" dedim.

-"Sen nasıl istersen."

...

Sabah uyandığımda yanımda yoktu. Neden yanımda değildi ki? Neden o da diğer birbirini seven insanlar gibi yatağa uzanıp beni izlemiyordu? İzlenecek bir tarafım olmadığı için miydi? Moralim uyanır uyanmaz alt üst olarak örtüyü üzerimden attım. Gerinerek yataktan kalktım. Üzerimi giyinip mutfağa yöneldiğimde Leon kahvaltı hazırlıyordu. Bilgisayarı tezgâhta açıktı. Klasik müzik çalıyor, ocakta çay kaynıyor, makinede kızaran ekmeğin kokusu burnuma doluyordu. Leon Omletimi pişirirken her zamanki ifadesiz yüzüyle şarkıyı 'hm hmhm hm' diye mırıldanıyordu. Kapının pervazına yaslanmış sırıtarak onu izliyordum. 'Ne huzurlu bir sabah ama...' Beni fark edince dönüp yüzüme baktı. Ama ne bir gülümseme ne de başka bir ifade...

-"Günaydın"

-"Günaydın bebeğim"

Her şeyi boş vererek yanına yaklaşıp kolumu beline sararken, güzel kokusunu içime çekerek onu yanağından seslice öptüm.

-"İyi uyudun mu?" diye sordu.

-"Hiç olmadığım kadar"

Onu bırakıp kahvaltı masasına geçtim. Rutin hareketlerle tabağımı doldurdu ve karşıma geçip oturdu. Sadece yüzüne bakıyordum. Yemeğini yemeye, masadaki gazete ekini okumaya başladı. Astroloji köşesini okumayı sevdiğini biliyordum. Aldığı ufak lokmaları çiğnerken elini yüzüne yaslamış yazıları inceliyordu. Bir şeyleri okurken ya kaşlarınızı çatarsınız, ya kaldırırsınız, ya sırıtırsınız. Buna benzer bir sürü şey geçer yüzünüzden. Kahvemden bir yudum aldım ve yeniden ona baktım. Kendi kendime konuşurmuş gibi mırıldandım.

-"Neden böylesin?"

-"Nasıl?"

-"Bu kadar..." diyeceğim doğru kelimeyi aradım. "...tepkisiz."

Hiçbir şey söylemeden yüzüme bakmaya devam etti. Dün yüzünde gördüğüm ifadeleri bir daha görebilecek miyim merak ettim o an. Ve diyeceği nedenleri bekledim. Ama verdiği cevap tam bir hayal kırıklığı yaşamama neden oldu.

-"Anlayamadım?"

-"Boş ver"

Masadan yavaşça kalktım. Ağzımı silip kapıya yöneldim. Arkamdan gelip ceketimi giydirdi.

-"Şirkete gelecek misin?"

-"Eğer benimle çalışmayı hala istiyorsan..."

-"Gecikme" diyerek kapıyı açtım ve bahçeye yöneldim. Arkamdan seslendi.

-"Birazdan oradayım"

Adımlarımı hızlandırıp bahçe kapısını açtım ve arabama yöneldim.

Şirketten içeri girdiğimde büyük bir uğultu fark ettim. Odama doğru yürürken uğultu şiddetleniyordu. Kapımın önüne geldiğimde büyük bir kalabalık gördüm. Birinin etrafını çevirmişlerdi. Neydi bu kargaşanın nedeni?

Candy Man IIWhere stories live. Discover now