Bölüm 40

3.4K 164 40
                                    


Yüzümü çevirip gözlerinin içine baktım. Buğulanmıştı bakışları. Elini yüzüme attı. Yüzümü okşamasına izin verdim. Leon' a o kadar çok benziyordu ki... Dudaklarını yaklaştırdı. Yüzümü geri çekerken diğer elini de yüzüme atıp engelledi. Alnını alnıma yasladı.

-"Lütfen..."

-"Tony... Yapamam."

-"Son... Son kez... Lütfen. Bir dahası olmaz. Lütfen... Senin olmama izin ver. Sadece bir kere daha..."

Elimden kadehimi alıp kahve sehpasına bıraktı ve kucağıma çıktı. Dudakları dudaklarımla buluştu. Kokusu... Bu parfüm... O'nun parfümünün aynısıydı. Saçları... O'nunki kadar yumuşak ve aynı O'nun gibi sarı, düz...

Dudakları dudaklarımdan koptu. Tişörtünü çıkarıp attı. Yüzümü bedenine yaklaştırıp kokladım. Gözlüğümü çıkarıp, koltuğa attı. Çenemi tutup başımı kaldırdı ve yeniden dudaklarını uzattı. Öpüşmeye başlarken ellerimi kalçalarına attım. Kotunun üzerinden sıktım.

-"Mmh"

Dudaklarımın arasındaki o işveli inleyişi her şeyin yokuş aşağı gitmesine neden oldu. Zaten kolay hâllenen bir yapım vardı. Şu dakikadan sonra boşalmadan asla duramazdım. Üstelik Tony ile olmak oldukça zevkliydi. Bu sefer onun Leon olmadığının bilincindeydim de.

İnce kazağımı çıkarıp attım. Pantolonumu çözdü. Kucağımdan indi. Diz üstü çöküp aletimi çıkardı. Okşadı, dilini gezdirdi. Yüzünü ittirip altımdaki her şeyden kurtuldum. Onu da ayağa kaldırıp tamamen soydurdum.

-"Yatak odan nerede?"

-"Gel" diyerek elimi tuttu ve ilerlemeye başladı. Elini bıraktım. Bana arkasını dönmüş koridorda ilerlerken beyaz, güzel poposuna sertçe vurdum.

-"Ah!"

Omzunun üstünden bana bakıp gülümsedi. Yatak odasına girdiğimizde onu yatağa ittim. Dirseklerine yaslandı. Üzerine abanıp saçlarını çektim ve yüzünü yüzüme yaklaştırdım. Dudaklarımız yeniden buluştu. Onu sertçe öpüyordum. Arada dişliyor, çekiştiriyor, dilimi sürtüyordum. Sonra dudaklarımı çektim ve kalktım. Aletimi dudaklarına sürttüm. Eliyle tutup boydan boya öptü. Kasıklarımı, hayalarımı öptü. Bacaklarımı öptü. Aletimi boydan boya yalayıp ağzına aldı. Dilini sürterek git gele başladı. Aletimin hepsini ağzına alabiliyordu. İyice zevke gelmiştim ve sulanıyordum. Ara sıra da aletimin hepsini ağzına alıp duruyordu ve iyice somurarak çıkarıyordu. Kudurmuştum. Git gel yaparken kalçama aniden vurmasıyla çığırımdan çıktım. Ağzından hızla çektim ve onu ittim. Bacaklarını ayırıp, geriye ittirdim. Deliğine tükürüp, parmaklarımla delikten içeri ittirdim.

-"Ah..."

Onu biraz genişlettikten sonra aletimi dayadım. Yavaş bir git gele başladım.

-"Ah... Gervase..."

Deliğine bakmayı kesip suratına çevirdim bakışlarımı. Dudaklarını ısırıyordu. Bacağına sertçe vurduğumda kasıldı ve yeniden inledi. Bacaklarından tutup, onu yatağın en kenarına çektim. Git gelimi hızlandırdım. Kollarımı tutup sıktı. Ellerini ittirdim. Bacaklarını sıkıca kavradım ve yeniden vurdum.

-"Ah, ha... Mmmh"

Hızlı, daha hızlı, en delirmiş halimle onu beceriyordum. Yatağı ve onu deli gibi sarsıyordum. İniltisi haykırışlara dönüşmüştü. Gözünden yaşlar süzülüyordu. Üzerine abanıp boynunu emdiğim bir an da sarsılarak geldim. O an haykırışları yeniden iniltilere ve derin nefes alışlarına döndü. Başımı boynundan kaldırdım. Dudaklarımı dudaklarına uzatıp bekledim. Kollarını boynuma doladı ve dudaklarımı kabul etti. Bu sefer öpüşüm ne sert, ne de aceleciydi. Usul usul, tadına vararak öpüşüyordum. İnlemeye devam ediyordu. Hala içindeydim. Bacaklarını belime doladı ve topuklarıyla kalçalarıma bastırdı. Dudaklarını çekip fısıldadı.

-"Devam et... Lütfen..."

Yeniden öperken hareket etmeye başladım. Sonra içinden çıkıp onu kaldırdım. Duvara ittim ve arkasına geçtim. Ellerini duvara yaslarken kalçasını bana sundu. Ellerimle iyice ayırdım. Deliğine tükürüp yeniden içine girdim.

-"Ah... Gervase..."

Aletimi çıkarıp ona sürtündüm. Dudaklarımı kulağına uzattım. Kulağını dişledim. Kalçasına sertçe vurup yeniden içine girdim. Yavaşça git gele başladım. Burnumu ensesine sürttüm.

Seviştiğim insanları nadiren koklardım. Çünkü aralarında sadece bazıları böyle güzel kokar, kokusu böyle cezbederdi. Alejandro' yu asla koklamazdım mesela, ya da Andre'yi. Eskiden sevgilim olan kadınları da koklamazdım. Kokusu cezbedici olanların kokusu kendiliğinden burnuma dolar ve beni koklamam için çekerdi. Christian' ı koklamıştım. Tony' i de kokluyordum ve bu kokuyu seviyordum. Tarçınlı elma gibiydi. Bilmediğim şekerli bir pasta gibiydi. Omzunu ısırdım ve onu bıraktım.

Yatağa gidip oturdum. Sırtımı başlığa yaslarken o da gelip kucağıma çıktı. Kalçalarını eliyle araladı ve aletime oturdu.

-"Zıpla..." dedim gözlerine şehvetle bakarken.

Omuzlarıma tutunarak zıplamaya başladı. Bir süre devam ettikten sonra onun yavaşlığına tahammülüm azaldı. Onu yatırdım ve kendim yapmaya başladım. Elini deliğinin çevresinde tutuyordu. Arada sırada aletime dokunuyordu. Sertçe içine vuruyor, kendimi tamamen itip duruyordum. Bunu en son yaptığımda tamamen durdum ve boynuna gömüldüm. Boynunu emerken, kıvranıyordu. Kalçalarımı sıktı. Elleri bedenimde gezdi. Hiç hareket etmemem onu çıldırtmıştı. Baktı ki benden tık yok, başladı kendini bana doğru kaldırıp hareket etmeye. Boynunu bırakıp o görmese de sırıttım. Çırpınışı hızlandı. Sertçe bacağına vurdum. Doğruldum. Aletimi tamamen çıkarıp, hızla kökledim. Bunu defalarca yaptım.

-"Gervase... Lütfen... Ah..."

Son ittiğimde delice bir git gele başladım. Çevrede ne kadar daire varsa bu gürültüyü duyuyor olmalıydı. Saliselerle yarışırcasına hızlandım ve yeniden sarsılarak geldim. O da titredi ve geldi. Onu bırakıp yatağa attım kendimi.

Nefesimi düzene sokmaya çalışırken bir şey fark ettim. Onunla iki seferdir prezervatifsiz sevişiyor ve içine boşalıyordum. Hızla dönüp ona baktım.

-"Hey Tony..." Baygın gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi. "Hastalığın var mı?"


(Y.N: KÜFÜR ETMEYİN!)

Candy Man IIWhere stories live. Discover now