Candy Man II

Bölüm 29

Yumuşak, pembe ve narin dudaklar... Sertçe dişlemekten kıpkırmızı kesilmişti. Onu öperken elleri rahat durmuyor, gömleğimin düğmelerini çözüyordu. Bu kadar çok arzuluyordu beni demek? Nazikçe gözlüğümü çıkardı. Gömleğimi omuzlarımdan aşağı itti. Çıkarıp attım. Tişörtünün yakasından tutup onu kendime biraz daha yaklaştırdım. Sonra hırsla tişörtü yırttım. Altından çıkan şeyle nutkum tutuldu.

-"Bu... Bu ne?"

-"Şirketten aldım. Filmde kullanılan çamaşırlardan... Neyse ki kullanılmamış bir tane buldum."

Kotunun düğmesini çözüp soyduğunda ağzım açık kalmaya devam ediyordu. Videoda kullandığımız dantelli çamaşırlardan giymişti. Koyu morun, beyaz teninde enfes durduğunu itiraf etmeliydim. Ellerini boynuma koydu ve dudaklarını yeniden uzattı.

-"Mmmh"

Ellerimi vücudunda gezdirerek öpüşmeye başladım. Yüzümü okşuyor, saçlarıma dokunuyordu. Çamaşırın kopçasını çözdüm ve çıkardım. Pembe ufak göğüs ucuyla uğraşmaya başladım. Dişledikçe ve dişlerim arasında tuttukça sertçe ısırasım geliyordu. Hızlı dil darbeleri attığımda saçlarımı sıkmaya başladı. Elini ittirip boynuna gömüldüm. Kokusunu doya doya içime çekerek emdim ve dilediğim gibi ısırdım. Kıvrandığını görebiliyordum. Dilimi boynundan kulak memesine doğru sürterken, önünü okşadım.

-"Ah..."

O da elini pantolonuma atıp çözdü ve aletimi çıkardı. Saçlarından çekip başını bacak arama eğdim. Bana tutunarak aletimi ağzına aldı. Hiç acele etmeden tadını çıkararak git gel yapıyordu. Dilinin tenimde bıraktığı his beni iyice zevke getiriyordu. Kudurmuştum. Dilediği gibi okşayıp, emmesine izin verdim. Ama tahammül edemez oldum. Onu hızla ittirdim. Masanın üzerine yattı. Dantelli çamaşırını çekiştirerek deliğini açığa çıkardım. Parmaklarımı ıslatıp onu hazırlamaya giriştim. Hazır olduğunda kendimi ona henüz dayamıştım ki ellerimi tuttu.

-"Şunu çıkarabilir miyim? Canım acıyor"

Neyden bahsettiğini anlayıp yan yan sırıttım ve bacağına sertçe vurdum.

-"Hayır. Aç bacaklarını."

Böylece içine girdiğimde zevk almak için kendiyle oynayamayacaktı ve canı daha çok yanacaktı. İstediğimde buydu.

Yavaşça sıcak içiyle buluştum. Üzerine eğildim. Kalçalarından tutup, iyice masanın kenarına çektim ve hızla git gel yapmaya başladım. Omuzlarıma tutundu. Ellerini ittirdim. Kaşlarımı çatıp yeniden sertçe vurdum.

-"Ah!"

Beş parmağımın izinin çıktığına emindim. Sıcak ve sıkı kalçaları arasında ona sürttükçe, tenine çarptıkça çıkan ses kulaklarımı doldurunca, üstüne bir de o azgınca inleyince tamamen ipleri koparmıştım. Delicesine hızlanmıştım ve iniltileri çığlıklara dönüşmüştü. Sürekli ellerini boynuma belime sarmak istiyor, vurup, ittirerek engelliyordum. Gözleri, zevkten mi yoksa acıdan mı bilmem nemlenmişti ve yaşlar yanaklarından süzülüyordu. Sonunda sınırımı aşıp geleceğimi anladığımda içinden çıktım ve karnına doğru boşaldım. Rahatladığımda sandalyeye çöktüm. Leon elini dantelli donuna sokarak aletini tuttu.

-"Çek elini!" diye bağırdım.

-"Ama ben rahatlayamadım. Canım çok acıyor"

Pantolonumu kapatıp, gömleğimi ve kravatımı yerden aldım. Masaya eğilip gözlerinin içine bakarak pis pis gülümsedim.

-"Demek canın acıyor?"

-"Evet." Giyinerek mutfak kapısına yöneldiğimde doğruldu. "Nereye? Gidiyor musun?"

-"Gidiyorum."

-"Beni böyle bırakıp çekip gidecek misin?"

Suratı her an ağlamaya hazırdı. İçimi acıtsa da gardımı düşürmemeliydim. Pis sırıtışıma devam ederek onu süzdüm.

-"Ben istediğimi aldım. Gerisi senin sorunun."

Kapıya yöneldiğimde beni takip etmemesi içimi rahatlattı. Esasında hem benden vazgeçsin istiyor, hem de egoistçe peşimden koşmasını bekliyordum. Yürekti ya bu, söz dinlemek onun işi değildi elbet. Ceketimi alıp evini terk ettim. Bahçe kapısından çıkarken son kez dönüp baktım ve mırıldandım.

-"Affetme beni Leon. Ve çek git. Kurtar kendini"

(Y.N: Leon' un giydiği zımbırtı medyada resim olarak mevcuttur)