Candy Man II

Bölüm 30

Garry

Candy Man' in göz bebeğiydim. Bütün oyuncular tarafından seviliyordum. Beni sevmeyen kimse yoktu. İşveli bir gülüş, ufak birkaç dokunuşla kıvama getiremeyeceğim insan tanımıyordum. Eğer konu aşk, meşk ve sekse benim üstüme adam bulamazdın. Çeşitli entrikalar, jestler, sürprizler, havalı sözcükler, aklı baştan alan şiirler hepsi bende mevcuttu. Pezvenkliğin kitabını yaz deseler 'hay hay' der ve yazardım. Arkadaşlar arasında bana 'Eros' diye takılanlar bile vardı. Eros mu? Eros da kimmiş benim yanımda?

Hayatım oldukça tatminkâr, zevkli, eğlenceliydi. Hiçbir şeyi gereğinden fazla ciddiye almıyordum. İşin sırrı da buydu aslında. Mutlu olmak istiyorsan, biraz da boş vererek yaşayacaktın. Sık sık arkadaşlarla toplanıyor, içip hoş vakit geçiriyorduk. Canım istediğinde birilerini arıyordum ve feneri istediğimle söndürüyordum. İstediğim her şeyi ve herkesi elde ederken daha ne isteyebilirdim ki hayattan. Bazıları şanlı doğardı, tıpkı benim gibi. Ve eğer bu şansla doğmuşsam neden sonuna kadar değerlendirmeyeyim ki?

Ofisimde oturmuş, bir yandan en sevdiğim türden olan bol köpüklü karamelli kahveden içiyor, diğer yandan Andre' nin şikâyetini dinliyordum.

-"Size söylüyorum Bay Garry. O herifle bir daha asla yatmam!"

-"Neden?"

-"Neden mi? O herif tam bir canavar!"

Biraz evvel Vitaly denilen Rus herifle video çekmişti. O heriften herkes şikâyetçiydi. Sadist olduğunu bildiğim için o herifin çekimlerine katılmıyor. Videolarını izlemiyordum. Söz konusu onun videolarıysa topu abime atıyordum. Ama piyasada iyi iş yapıyordu. Aldığım geribildirimlerde izleyiciler ondan gayet memnundu. İş video çekmeye geldi mi tüm oyuncular köşe bucak kaçıyordu. Ben de en sonunda mazoşist olduğu için Andre ile eşleşmesini istemiştim ve sonuç yine hüsrandı. Andre bile şikâyet ediyorsa gerçekten de canavar filan olmalıydı.

-"Ne yaptı da bu kadar sinirlendin sen bebeğim?" diyerek yan yan sırıttım.

-"Ne mi yaptı?! Sürekli boğazımı sıktı. Beni öldürüyordu az daha. Üstelik arkama tam üç tane dildo sokup, bir de girmeye çalıştı. Hiç durmaksızın git gel yaptı. Şu an koltukta zoraki oturuyorum. Canım müthiş acıyor. Ayrıca suratıma ve içime işedi. Bu da yetmezmiş gibi sürekli vurup, ısırıp durdu. Her yerim kanadı. Kulağımı koparacağını sandım bir ara. Kafamı duvara vurdu. Boğazımı sıkmıyorsa ağzımı çekiştiriyor. Hem burnumu, hem ağzımı kapayıp nefes almamı bile engelledi. Kollarım bağlı olduğu için engelleyemedim bile. Bunun gibi daha bir sürü şey var. Lanet olsun... İğrençti her şey." Ağlamaya başlaması ile ayağa fırladım.

-"Hey hey hey... Şşşşşş. Andre bebeğim..."

Oturduğu koltuğun kenarına gidip oturdum ve onu kendime çekip, başını okşadım. Başını göğsüme yaslayıp ağlamaya devam etti. Ne kadar korktuğunu görebiliyordum. Üstelik yüzünde morluklar vardı. Alt dudağı tamamen siyahlaşmıştı morarmaktan. Andre birçok sadistliğe katlanabilen tek oyuncumuzdu. Eğer Vitaly' e o bile katlanamamışsa o zaman kesinlikle o herife uygun yeni birini almam gerekiyordu. Emin olduğum bir şey varsa bir daha Andre' nin bu hale gelmesine izin vermeyeceğimdi. Ellerimin altındaki ufak bedeni tir tir titriyordu.

-"Vücudunu görebilir miyim?" diye nazikçe sordum.

Başını itaatkâr bir şekilde salladı. Dik yakalı kazağını soydu. Karşısına geçip oturdum ve vücuduna baktım. Bedeni çürük doluydu. Boynunda parmak izleri şeklini almış büyük bir morartı mevcuttu. Kabuk tutmuş yaralar ve ısırık izleri de cabasıydı. Kaşlarımı çattım.