Never Been Hurt.

92.3K 1.5K 80
                                    

Açın: Zakkum - Ben ne yangınlar gördüm.

"Hadi, tut elimi gidelim." dedi gözlerimin içine bakarak. Bana her baktığında olduğu gibi gözleri parlıyordu. Elini bana uzatmıştı ve gözlerinde büyük bir beklenti vardı.

Derin bir nefes aldım. "Yapamam." Elini indirir diye bekledim ama indirmedi. Gözlerindeki büyük beklenti yavaş yavaş yerini büyük bir acıya bıraktı. "Neden?" diye sordu güçsüz bir sesle. Sesinin aksine güçlü görünüyordu. Sanki beni buradan götüreceğine emindi. 

"Yapamam işte." dedim tekrar. Söylecek kelimelerim, yüzüne bakacak cesaretim yoktu. Başımı aşağı indirip göz kontağımızı kestim. "Gözlerime bak!" dedi emreder bir sesle. Kafamı zar zor kaldırıp gözlerimizi buluşturdum. Bana böyle bakmayı kesmesi gerekiyordu. Böyle.. acıyla.

"Sana bir soru sordum. Neden?" dedi. Zorla gülümsemeye çalıştım ama yaptığım tek şey anlamsızca dudağımı buruşturmak olmuştu. "Ben bunu aileme yapamam. Yıllarca benim için uğraştılar ve ben şimdi tek bir hamlede onları ezip geçemem." Anlık bir cesaretle devam ettim. "Sen benden bir seçim yapmamı istiyorsun. Ailem ve sen arasında." Gözlerini kapatıp elini indirdi. "Haklısın. Ve sen seçimini yaptın." dedi. Kafamı hızla iki yana salladım. "Hayır, hayır. Yapmadım. Kimseyi seçmedim." Hayır seçtin." dedi acıyla yüzünü buruşturup. "Benimle gelmeyip burada kalıyorsun. Bu seçim yaptığını, bir tarafın kazanıp bir tarafın kaybettiğini gösterir." dedi. Kalbime büyük bir alev düştü. Bulunduğu yeri yavaş yavaş yakmaya başladı. "Ben bu durumda kaybeden taraf oluyorum," Kafasını kaldırıp bana baktı. "Değil mi?" dedi. Gözleri parlıyordu ama ana baktığı için değil, dolduğu için.

"Yapma böyle." diye ileri uzanıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Seni nasıl sevdiğimi biliyorsun." Gözlerini, dolduğunu görmeyeyeyim diye başka yöne çevirdi. "Biliyorum. Ama sende biliyorsun. Sensiz nefes alamayacak gibi olduğumu, bütün renklerin griye döndüğünü, sesini duymadan, seni görmeden bir gün geçirdiğimde o günün benim için bir anlamı olmadığını biliyorsun. Ve bile bile beni bırakıyorsun." Ellerimi yüzünden çekip elleri arasına aldı. "Sen bu elleri asla bırakmayacağını söylemiştin."dedi. Direkt gözlerimin içine bakıyordu. O kadar kararlı ve emin bakışlardı kı bunlar.. 

"Ama şimdi bırakıyorsun." Ellerini ellerimden sertçe ayırdı ve ellerim havada sallandı. Bir rüzgar esti ve kalbime düşen alev her yere yayılmaya başladı. Evet, o elleri ilk tuttuğumda asla bırakmayacağıma dair söz vermiştim. Ama böyle olacağını bilemezdim ki..

"Anlamıyorsun biz istesek de olamayız. Sen nişanlısın!" Yere odakladığı bakışları bana çevirdi. O öfkeyi içimde hissettim. "Tek sorun nişanlı olmam mı?" Gözümü sıkıca yumdum. Omuzlarımdan tutup beni sarstı. "Cevap ver. Tek sorun nişanlı olmam mı? Eğer tek sorun buysa hemen yarın gidip ayrılırım." Gözlerimi açtım. Tekrar sarstı beni. "Nişanlı olmasam, benimle gelir misin?" 

Yapamam. Gidemem. Aileme bunu yapamam. Geri döndüğümüzde abimin yüzüne bakamam. Onu sırtından yaralayamam.

Yutkundum. "Hayır." dedim nasıl bu kadar emin çıktığından şaşırdığım sesimle. "Gelmezdim. Şimdi de gelmiyorum. Olay nişanlı olup olmamaman değil. Gelemem işte. Anla." Burnunu çekti. Ve elime düşen sıcak bir damla hissettim.

Rüzgarın etkisiyle büyüyen alev içimdeki her şeyi yakıp bitirdi. 

"Buraya kadar mı?" dedi. Kafasını aşağı eğip gözlerime baktı. "Buraya kadar." dedim fısıltıya yakın bir tonda. "Ah, pekala." dedikten sonra hızlıca bana sarıldı. O kadar çok sıkıyordu ki. Omzuma düşen sıcak damlalardan ağladığını anlamak zor değldi. Dudağımı ısırdım. Ve bir damla da onun omzuna düştü. Kokusunu içime çektim. Son kez.

"Seni seviyorum Arabell." dedi. "Bende." diye fısıladadım. Benden ayrıldı ve gözlerime baktı. "Bundan sonraki yaşamında mutlu olursun umarım." diye bir dilekte bulundu. "Umarım, sende." dedim. Alayla güldü. "Sanmıyorum."

Kapıya ilerledi ve son kez arkasına baktı. "Hoşçakal, prenses." diye mırıldandı. Derin bir nefes aldım. "Hoşcakal, koca adam."

Daha fazla burada durmaya katlanamayacakmış gibi hızla kapıyı çarpıp çıktı. Gitti.

Never Been HurtWhere stories live. Discover now