Episode 39. "Just friend."

15.7K 659 89
                                    

Hikayenin gidişatından, rahatsız olan, beğenmeyen var mı? *-*

Önerdiği şarkı için @dark_malik'e teşekkürler. ♥

İthaf; @Sinemm-'e gidiyor.

Bölüm 39. "Sadece arkadaş."

"Sende ne cevherler varmış." dedi Hannah defteri kapatıp Liam'a uzatırken. "Sıkıldığımda bir şeyler saçmalarım işte böyle." Liam bir süre defteri inceledi. Sayfayı çevirdi ve defterden kafasını kaldırıp bana baktı. "Bu senin saçmalamış halinse mantıklı davrandığında ne olur bilmiyorum." Güldüm. Sayfaları tekrar çevirip bana uzattı. "Bence bunu kaydetmeliyiz." dedi. Deftere baktığımda başlığa kaydı gözlerim.

Sad Serenade.

"Saçmalama." dedim gülerken. "Bu en rezil olanları." "Deli misin sen?" diye kızdı bana. "Bizim grubun bateristi Josh bize yardımcı olur." "Liam, hayır." diye mırıldandım. "Arabell." dedi yanıma gelip. Onun oturmasıyla yatak hafif içe çöktü. "Tamam biliyorum. Yaşadıkların zor şeyler. Seni anlayamam. Ki bir erkek olarak benden anlamamı da bekleme." Güldü. "Ne kadar odunsun." dedi gülerken. O devam etti. "Ama hayatının hepsi O'na üzülerek geçemez. Toparlan. Yeni bir şeyler yap. Zor değil. Aksine, kolay olacak ve kendine gelmeni sağlayacak." Yüzüne baktım. "Zayn'in seni neden en yakın arkadaşı olarak gördüğünü çok açık. Ayaklı psikolog gibisin." dedim gülerek. "Tamam. Kayıt ederiz ama yayınlamak yok." "Ben telefonuma bir tane istiyorum!" dedi Hannah. İtiraz edecekken Liam bana baktı. "Bende istiyorum." Konuşmama fırsat vermeden beni ayağa kaldırdı. "Hadi. Oynat poponu biraz. Kurtul şu pijamalardan. Aşağıda bekliyoruz." Liam Hannah'ın elinden tuttu ve birlikte aşağı indiler.

Elime ne geçtiye üzerime geçirip defteri yanıma aldım. Çantayı es geçip sadece telefonumu aldım ve aşağı indim.

"Bak Liam. Bence geri dönelim." dedim iki koltuk arasından kafamı uzatıp. "Hayır. Dönmeyeceğiz." Bir şey diyecekken Liam'ın telefonu çaldı. Ceketinin cebinden çıkarı açtı ve hoparlöre verdi. "Efendim?" dedi o güzel sesiyle. Hayır. Liam'a asıldığım yok.

"Liam. Nerdesin?" Tanıdık sesle telefonun ekranına baktım.

Zayn.

Kendimi atmaya gidiyorum.

"Hannah ile restoranta geçiyoruz. Ne oldu?" Bak bak. Beni adamdan saymıyor. "Zahmet olacak ama geçerken beni de alsana." sesi telaşlı geliyordu. "Arabana ne oldu?" dedi Liam göbekten geriye dönerken. "Babamla tartıştık. Adama 3 gün araba yasağı koydu. Manyak mıdır nedir ya. Çocuğum sanki ben." Liam güldü. "Düzgün konuş baban hakkında. Geliyorum bekle." dedi ve telefonu kapattı. "Ben ineyim." dedim Liam'a. Dikiz aynasından bana baktı. "Neden?" "Tanrı aşkına o adamla arka koltukta oturamam ben?" Hannah arkaya döndü. Hiddetle "Ne yapacak? Tecavüz mü edecek? Saçmalama. Sen kendi tarafında otur, o kendi tarafında. Hem senin sevgilin, onunda nişanlısı var. Birbirinize sırnaşak haliniz yok." diye hırladı. Dedikleri üzerine kendi köşeme çekildim.

Büyük evin önüne geldiğimizde kendi kısmıma iyice gömüldüm. Camlar film ile kaplıydı bu yüzden emini içerde kimin olduğunu göremiyordur.

Üstünde uzun kollu kolları açık gri göğüs kısmı koyu gri yakasız bir tişört vardı. Ayağına üstüne iyice yapışan siyah bir pantolon geçirmişti ve bu ince bacaklarını daha ince göstermişti. Saçları her zamanki şeklindeydi. (Multimedia)

Arabayı görünce telefonu cebine soktu ve arka kapıya adımladı. Nefes kesici görünüyordu. Kapıyı açıp hemen yanıma oturdu. Resmen kapıyla bütünleşmiştim. Ya da öyle hissediyordum. Nefes kesici kokusu hemen arabaya doldu. "Babamdan nefret ediyorum!" O sırada sağ tarafına döndü ve beni gördü. Gözlerindeki sinirin yavaş yavaş yerini şaşkınlığa bırakmasını izledim. Beni burada görmeyi beklemiyor gibiydi. Boğazımı temizleyip başımla selam verdim. Gözlerini kırpıştırıp önüne döndü. "Yine ne yüzünden kavga ettiniz?" dedi Liam aynadan ona bakarken. "Boş ver." dedi Zayn. "Daha sonra konuşalım." Ve geriye yaslanı kolunu camın pervazına yasladı.

Never Been HurtWhere stories live. Discover now