Episode 2. "Hazel eyes."

30.8K 1.2K 111
                                    

Bölüm 2. "Ela Gözler."

And we can't stop.

(Ve biz durmayız.)

And we won't stop.

(Ve biz durmayız.)

Can't you see it's we who own the nigth.

(Gece kim olduğumuzu göremiyorsun.) 

Derin bir nefes aldım. Babamın Jason'un odasına ses sistemi yerleştirdiği güne lanet olsun!

"Hannah, devam et lütfen." dedim gözlerimi Hannah'a dikerken. O da benim gibi derin bir nefes aldı. "Annemin bana böyle davranması gerçekten çok saç--"

Can't you see it we who bout' that life.

(Bu hayatı aldığımızı göremiyorsun.)

And we can't stop.

(Ve biz durmayız.)

And we won't stop.

(Ve biz durmayız.)

We run things, things don't run we.

 (İşleri biz yönetiyoruz, işler bizi yönetmiyor.) 

"Ben seni yöneteceğim bekle." diye mırıldandıktan sonra yataktan kalktım. "Hannah, biraz bekler misin?" Beni başıyla onayladı. Hızla odadan çıkıp kapı çalma nezaketinde bulunmadan içeri daldım. Hoparlörü bilgisayara bağlayan kabloyu biligsayardan çıkardım ve böylece etrafı derin bir sessizlik kapladı. 

"Hey, Arabell!" Jason hızla yataktan kalktı. "Ne yaptığını sanıyorsun?" Masasının üstündeki kulaklığı alıp elimde salladım. "Bak, bunu ne için yapıyorlar? Müzik dinlemek için. Peki bunu ne için yapıyorlar?" Elimle hoparlörü gösterdim. "Özel günlerde ya da eğlenirken insanlara müzik dinletmek için. Sen ne yapıyorsun? Evde Miley'nin sesini inletiyorsun. Hayır Jason, hayır." Elimdeki kulaklığı ona doğru attım. Güldü. "Neden ki bu gün gayet önemli bir gün." Gözlerimi devirdim. "Hadi ya." "Evet." Sırıttı ve ardından devam etti. "Malik ailesi geliyor ya?" 

Malik. Ah, evet. Şu konu. 

"İyi." dedim duygusuz bir şekilde. "Gelince onlara dinletirsin o zaman." Ve odadan çıkıp kendimi odama attım. 

Malik. Sadece soyadının bile geçmesi dünkü dansı hatırlayıp, o ateşi tekrardan hissetmeme sebep oluyordu.

Hannah'ya döndüm. Komidinin oraya eğilmiş, bir şeye bakıyordu.

Komidin. Peçete. Telefon numarası. Not.

Lanet olsun.

"Hannah!" Hafif çığlığımla yerinden zıpladı. "Ne yapıyorsun?" Bana döndü. "Şarj aleti arıyordum ama burada bir şarj aletinden daha ateşli bir şeyler var." Ardından sırıtıp elindeki peçete parçasını bana gösterdi. O'na doğru ilerlediğimde yatağın üstüne çıkıp diğer tarafa geçti. Sesli bir şekilde notu okumaya başladı. "  'Mesaj atarsan ya da daha iyisini yapıp ararsan bu esmeri mutlu edersin.' " Bana baktı. "Bu ne demek Arabell? Gizli sevgili yaptın da benim mi haberim yok?" Yatağa oturunca bende karşısına bağdaş kurup oturdum. "Hayır, o benim sevgilim değil. Şimdi o peçeteyi bana ver." Avucumu açtım ve  lafımı ikiletmeden peçeteyi avucuma koydu. 

"Dün akşam tanıştın. Abimin arkadaşıymış." dedim. Kafamı aşağı eğdim. O'ndan bahsederken utanmamalıydım. O da diğer sıradan insanlardan biriydi. Sıradan ve yakışıklı.

Never Been HurtWhere stories live. Discover now