Episode 43. "Pearl."

14.7K 614 71
                                    

Bölüm 43. "İnci."

20. Temmuz saat 12.40. 

Zayn. 

"Hiç bir şeyin aksi gitmesini istemiyorum." dedim telefondaki adama. "Her şey tıkırında gitmeli. Bunun için elinizden geldiğince çalışın lütfen." "Merak etmeyin." dedi. "Sorunsuz bir gece olacağından emin olabilirsiniz." "Teşekkür ederim." dedim ve telefonu kapattım. 

"Bu neyin acelesi Dj?" Harry yanımdaki sandalyeyi çekerken sordu. "Tatlı telaş diyelim." dedim önümdeki kağıttan bir numaranın daha üstünü çizerken. Sırada yemek ayarlamak vardı ama o sona kalabilirdi. "Tamam da neden?" diye devam etti. Kalemi bırakıp ona baktım ve gülümsedim. "Özel bir bayanla, özel bir gece geçireceğim Harold." İlerdeki kahve bardağına uzanıp bir yudum alırken Harry tekrar sordu. "Perrie mi?" 

Ağzımdaki kahveyi püskürtmemek için kendimi engellerken Niall gelip Harry'nin kafasına bir tane vurdu. "Perrie özel bir bayan mı Harry?" Dediği üzerine güldüm. "Ben hala ne için olduğunu anlamadım." dedi Louis. "Tüm bu hazırlıklar. Organizasyon. Bu heyecanın." Diğer yanımdaki sandalyede o oturdu. "Ne için?" Gülümsedim. "Bizim çifltik evini 22 Temmuz gecesi için hazırlatıyorum." dedim şaşkın bakışları arasında. "O gün Arabell'in doğum günü. Amacım, O'na unutamayacağı bir doğum günü geçirtmek." "İyi de," dedi Niall. "Jason'da düzenleyecektir. İkisine nasıl katılacak?" "Onu düşündüm." dedim gülüp. "Jason illa ki bendne yardım isteyecektir. Partiyi erken bir saate başlatıp, erken bir saate bitireceğim." Harry ayağa kalktı. "Korkulur bu adamdan. Aşk için her şeyi yapıyor pis herif." Dediği üzerine büyük bir kahkaha attım. "Dua edinde işe yarasın." 

"Hediye olarak ne alacaksın?" dedi Liam. "Araba diye düşündüm ben ama." dedim omuz silkerken. "He, Jason sonra alsın o arabayı senin gö--" "Konuşacağım almadan önce herhalde." dedim tersleyerek. "Sormadan alacak halim yok." "Hangi parayla?" dedi Niall. "Şirketin durumu ve paranız belli." Sırıttım. "Bunca sene burada boşa çalışmadık Nialler. Kirli çıkıyız herhalde biz." Gülmeye başladılar.

"Çocuklar! Provaya hadi!" Lou kafasını içeri uzatınca toparlandık. Önümdeki kağıtları katlayıp cebime koydum. Beyaz telefonu elime alıp arka cebime yerleştirip çocuklara katıldık.

İçime yayılan nedensiz mutluluk, yaşama enerjimi geri vermiş gibiydi.  

**

"Olmaz."

"Jas--"

"Zayn, hayır dedim."

"Bir dinle--"

"Hayır."

"Jason!" 

Ani bağırışım üzerine sustu. Araba fikrini söylediğimden beri ağzından olumlu tek kelime çıkmamıştı. "Bu kız zaten araba kursuna gitmiyor mu 2 haftadır? Tamam işte yavaş yavaş öğreniyor. Doğum günü hediyesi olarak da ben alacağım işte." "Anlamıyorsun." dedi elini büzerken. "Demek istediğim, babam bunu kabul etmez. Arabell'de öyle. Aile üyesinden gelse kabul eder ama senin vermen onu zora sokacaktır." "Sen demiyor musun sen O'nun abisisin diye?"

Ov. En ağır yerden vurdum şu an.

"Bekle." dedi yüzüme bir süre baktıktan sonra. "Babama soracağım." Telefonunda numarayı çevirdikten sonra kulağına tuttu. "Ah, merhaba baba. Müsait misin? Güzel. Bir şey soracaktım." Olayı kısa bir şekilde geçti. Karşı taraf epey konuştu. Sonra Jason "Tamam" diyerek telefonu kapattı. 

"Ne diyor?" dedim gergince. "Tamam." diye mırıldandı. "Alabilirsin." Gülümsedim. "Teşekkür ederim." "Bak, hediyeye bende sulanacağım ona göre." "Nasıl?" dedim kaşlarımı çatarken. "İşte bende alırken yardım etmişim gibi." Masadan kalkarken güldüm. "Emin olabilirsin." 

**

"Nereye gidiyoruz?" dedi Niall orta koltuğa kurulurken. Onun yanına Liam ve Harry bindi. Louis'de öne. "Bilmiyorum." dedim arkaya dönüp. "Ne tür araba kullanır, bir fikrim yok." "Lamborghini Aventador'a ne dersiniz?" Gülmemi engelleyemedim. "Niall, kız yarışçı değil." "Ne alaka?" dedi kaşlarını çatıp. "Biraz Ferrari tipi bir araba o. Kullanamaz." dedi Harry açıklayarak. "Ben biliyorum sanırım." dedim gülüp önüme dönerken. "Ne alacaksın?" dedi Louis bana bakarak. Anahtarı kontağa soktum ve mat siyah arabanın motor sesi kulağıma doldu. 

"Şu an içinde bulunduğunuz arabanın beyazını."

"Çok büyük dostum burası." Liam etrafı incelerken konuştu. Niall ve Harry etraftaki arabalara dalmışken şık giyinimli bir bayan Louis, Liam ve benim yanıma geldi. "Hoşgeldiniz." dedi sevecen bir ifadeyle. "Nasıl yardımcı olabilirim?" "Biz doğum günü hediyesi olarak bir arkadaşa araba almak istiyoruz." diye Louis benim yerime konuştu. "Tabii." dedi bayan gülümseyerek. "Aklınızda istediğiniz bir model var mı?" Arkamı dönüp camlar sayesinde görüne arabamı gösterdim. "Audi R8." Bayana döndüm. "Onun beyazını istiyoruz. Elinizde var değil mi?" Gülümsedi. "Oldukça şanslısınız . Son 2 kalmıştı." Derin bir nefes verdim. "Buyrun." dedi ve ilerdeki masayı gösterdi. 

Satış işlemleri plaka vesaire derken araba kapının önünde bizi bekliyordu. "Pekala." dedim kendi arabamın anahtarını Louis'e uzatırken. "Siz gidin, ben arabayı çifliğe bırakıp geri dönerim." "Araba yok, neyle döneceksin?" dedi Liam. Güldüm. "Taksi." Beyaz arabanın kapısını açıp içeri girdim ve çalıştırdım.

Çiftliğe geldiğimde hazırlıklar devam ediyordu. Arabayı garaja bıraktıktan sonra garajdan içeri girdim. 

İstediğim gibi mumdan yollar yapmışlardı. Mumları koca botlarımla devirmeden yatak odasına girecektim ki bir kaç tanesi devrildi. Hızlıca eğilip düzelttim. Yatak odasının yerlerinde mumlar vardı. Yatak örtüsü siyahtan beyaz olarak değiştirilmişti. İçerisi son derece düzgün görünüyordu.

"Efendim?"

Arkadan gelen sesle irkildim. Görevlendirdiğmi adam bana bakıyordu. "Beğendiniz umarım." Başımı gülümseyerek salladım. "Evet, son derece güzel olmuş. Tebrik ederim." "Sakıncası yoksa bu kadar hazırlığın ne için olduğunu sorabilir miyim?" Gözüm ilerdeki muma takıldı. "Elimde bir inci tanesi var." dedim ve bakışlarımı adama çevirdim. "Bütün bunlar," elime odayı gösterdim.

"İnci tanesini kaybetmemek için."

Evden çıkıp taksiye atladığımda cebimden telefonumu çıkardım. 

Halletmem gereken son bir iş daha vardı.

22 Temmuz'u bekleyin. ;)

#HemsvatosWait22July

Never Been HurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin