Episode 9. "Second kiss."

22.4K 875 106
                                    

Bölümün ithafı @bazinga000 için. Desteğin için teşekkürler. <3

Bölüm şarkısı; Demi Lovato - Unbroken. (Multimedia)

Bölüm 9. "İkinci öpücük."

"Arabell!" Gerilerden biri adımı sesleniyordu.

"Arabell! Uyan." Seslenmeyi aşmış, dürtme basamağına atlamıştı. "Tanrı aşkına bu ne kadar derin bir uyku. Uyan!" Bu sefer bedenimi sarıp sallamaya başlamıştı. Kıpırdandım. 

Ve ardından yüzüme sert bir tokat indi. Gözlerimi aniden açtım. Karşımda annem bütün bakımlı haliyle ve marka kıyafetleriyle duruyordu. Gözlerindeki sinir görülmeye değerdi. "Anne?" dedim ellerimle gözümü ovuştururken. "Saat kaç?" Komidine uzanacakken bana engel oldu. "Bırak şimdi saati. Teyzen rahatsızlanmış. Bir kaç günlüğüne Liverpool'a gitmem gerekiyor." Teyze lafını duyar duymaz ayağa fırladım. İyiydi değil mi? "Nesi varmış?" dedim heyecanla. "Bilmiyorum." "Anne, iyi değil mi?" Teyzemi çok severdim. Her türlü konuda, bizden uzakta da olsa başım sıkışsa onu arardım ve bana yardımcı olurdu.

"İyi olacak. Merak etme." Boğazını temizledi. "Babanla gidiyoruz." Dolabıma doğru adımladım. "Bizde gelelim." Beni bu sabah ikinci kez engelledi. "Hayır. Babanın yerine şirkete Jason bakacak ve seninde burada olman gerek. O kendine bakamaz." "Anne." sesim titremişti. Teyzeme bir şey olmazdı. Olamazdı.

Bana sıkıca sarıldı. "Merak etme. İyi olacak. Dua et ve sevgin onda olsun." Alnıma ufak bir öpücük kondurdu. "Geç kalmak istemiyorsam çıkmalıyız. Üzülme, prenses." 

Aşağıya onunla indim. Babam kapıda bana sıkıca sarıldı. "İyi misin?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hannah'ı arayacağım." dedi beni öperken. 

Evden çıktılar ve Bob onları havaalanına götürmek için arabaya bindirdi. 

Odama çıktım. Saat 07.47'ydi. Uyumam gerekiyordu ama içimde endişe taneleri kıpırdarken yapamadım.

Yazarın ağzından.    

Bernard Barnes, Bob'un yönetimindeki lüks arabanın içindeyken cebinden telefonun çıkardı.

"Ah, Bernard amca?" Hannah'ın uykulu sesiyle gülümsedi. "Merhaba, Hannah. Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bana yardım etmen gerekiyor?" Karşıdaki güzel bayan yatağında oturur pozisyona geldi ve boğazını temizledi. "Tabii ki de. Nedir?" 

Bernard, Hannah'a olayı kısaca özet geçti. Özet olarak yapması gereken, Arabell'in yanına gidip iyi hissetmesini sağlamaktı. 

Baba Barnes telefonu kapattı ve yeni bir numara tuşlamak için rehberine girdi. Büyük elleri ekranda kaydı ve telefonu kulağına götürdü. "Merhaba evlat." dedi gülümserken. "Merhaba?" dedi karşı taraf. "Sizi tanıyor muyum?" Bernard güldü. "Ben Bernard. Arabell'in babası." Karşı tarafta güldü. "Ah, merhaba." Güleç bir tavırla cevap verdi.

"Açıkcası bu saatte uyanık olmanı beklemiyordum ama beni şaşırttın. Sana bir işim düştü." Karşı taraf boğazını temizledi. Bu gün ne kadar çok insan boğazını temizlemişti böyle?

"Önemli bir meselem vardı onun için kalktım. Yoksa asla bu saatte kalkmam." Güldü ve devam etti. "Yapabileceğim bir şeyse neden olmasın?" 

Bernard'da esmere olayı kısaca özet geçti. "Yani istediğim Jason'la birlikte Arabell'a güzel bir gün geçirtmen. Teyzesi kızım için oldukça önemli ve rahatsızlanması onun canını epey sıkmış olmalı." "Tabii ki de." dedi esmer hiç beklemeden. "O'na yardımcı olacağımdan emin olabilirsiniz." Sanki yıllardır bu anı bekliyor gibiydi.

Never Been HurtOù les histoires vivent. Découvrez maintenant