Episode 13. "My darling."

22K 814 86
                                    

Bu bölüm hiç içime sinmedi. Beğenmedim. Olmadı. Batırdım. 

Multimedia'da bölüm şarkısı (DEV ft Enrique Iglesias - Naked) ve Arabell ve Zayn'in kıyafetleri var. -Zayn'in su içtiği şişe bendim- 

Bölüm 13 "Sevgilim."

"Arabell! Uyan." Gözlerimi açtım. "Defol git Jason." "Defolamam!" Yatağa atladı ve zıplamaya başladı. "Siktir git o zaman." Yorganı kafama çekmeye çalıştım ama engel oldu. "Tanrım bu gün büyük gün. Hadi uyan." Derin bir nefes bıraktım. "Bak eğer o gün annem fırında tavuk yapmadıysa, televizyonda sevdiğim bir film yoksa ve bir yerlerde Demi konser vermiyorsa, benim için büyük gün falan değildir. Şimdi gidebilirsin." "Doniya bu gün beni Jessica ile buluşturacak."  

Jason'ın lafını duymamla ayılmam bir oldu. "Aman tanrım. Şaka yapıyorsun!" "Hayır." dedi hızlıca. "Hadi kalk. Gidiyoruz." Odadan çıktı. Jason evde kalmaktan kurtuluyordu ve bu kesinlikle büyük bir gündü.

**

"Vay canına. Bunu kullanmak için babamdan izin aldın mı?" Hayretle arabaya bakarken Jason gülerek şoför kapısına yöneldi. "Tabii. İzin vermesi o kadar da kolay olmadı." Güldüm. "Burada olsaydı sana asla izin vermezdi, haberin olsun. Kredini bol bol kullan." Büyük bir kahkaha patlattı. "Emin olabilirsin."

Doniya Jessica'yı da beraberinde getirip bizi kafede bekleyecekti. Annemler gittiğinden beri kahvaltı düzenim bozulmuştu. Bu iyi değildi. Bazı günler üşengeçliğimizden kahvaltı bile yapmıyor, dolaptaki abur cubur veyahut kahvaltılık gevrekler ile doyuyorduk. Ya da doymaya çalışıyorduk.

Mekon çok hoş bir yerdi. Buraya daha önce ailecek kahvaltıya geldiğimizi anımsadım. 

Jason oldukça heyecanlı görünüyordu. Otoparkta araba için neredeyse yer yoktu. Uzun bir süre aradı ve bu sırada yaklaşık 4 tane boş yer kaçırdı.

Dışarıdaki masalardan birini seçip oturduk. Otoparka kıyasla burası oldukça sakindi. Jason sürekli bacağını titretip duruyordu. "Sakin olur musun biraz?" dedim sinirli bir şekilde. "Bu biraz zor." dedi. Ve ardından masaya eğildi. "Ya beni beğenmezse?" Gözlerimi devirdim. "Eğer seni beğenmeyecek olsaydı, seninle dans etmezdi." Gülümsedi. 

"Merhaba!" Tanıdık sesle kafamızı çevirdik. Doniya yanında Jessica ve tanımadığım bir erkekle gelmişti. Jason'a baktım. Tepki verir diye. Beklentilerim boşa çıkınca Doniya'ya döndüm. "Merhaba." Bana sarıldı. Geri çekilirken kulağıma fısıldadı. "Her şeyi biliyorum küçük hanım. Şu iş bitsin. Seninle de görüşeceğiz." Sesi sinirli değil, aksine sevecen çıkmıştı. Gülümsedim ve Jessica'ya yaklaştım. "Hoş geldin Jessica." Tatlı bir şekilde gülümsedi. "Hoş bulduk Arabell." 

"Bu Kevin. Erkek arkadaşım." Doniya tanımadığım erkeği gösterirken, Kevin elini uzattı. "Merhaba." dedi. "Merhaba." 

Selamlaşma faslı bitince oturduk. Masanın üstündeki çantamı yanımdaki boş sandalyeye koydum. 

"Kusura bakmayın bayanlar. Otoparkta boş yer yoktu. Dışarı park etmek zorunda kaldım."

Hayır ya..

"Bayanlar? Bizi adamdan saymıyor musun?" Kevin'ın sorusu üzerine dudakları kıvrıldı. "Bayanlar ve diğerleri." Yanımdaki sandalyeyi çekip çantamı eline aldı. Sandalyeye oturdu. Gözümdeki güneş gözlüğü biraz olsun mimiğimi saklıyor diye düşündüm.

"Alacak mısın?" Kafamı yan tarafa çevirdim. Üzerinde gri, yakasız bir tişört vardı. Altında da siyah keten pantolon. Siyah bir ceket giymişti ve kollarını el bileklerine kadar kıvırmıştı. Saçları dağınıktı. Güneş gözlüğü asi görüntüsünü tamamlıyordu.

Never Been HurtWhere stories live. Discover now