Tam Sevicem, Akıp Giden Zaman Tutuyor Beni...

1.6K 43 0
                                    

Duştan çıkıp yeniden odaya geliyorum, havlu yardımıyla kuruladığım bedenime canım istemeye istemeye bir tişört ve pantalon geçiriyorum. Beni bıraksalar saatlerce bornozumun içinde oturabilir, hatta yatağıma uzanıp dün gece uyuyamamış olmanın acısını çıkarabilir ve günüme dünyanın en huzurlu insanı olarak devam edebilirim. Son dönemlerde benim için huzurun tanımı yatağımda geçirdiğim fazladan bir kaç dakika anlamına geliyor.Ne yazık ki bu kadar basit bir şeyi bile yapacak zamanı bulmakta zorlanıyorum. Yine bir sabah, yine uykulu gözlerimle kaderime razı olup mutfağa doğru yürüyorum içeri girdiğimde onu kendisine kahvaltı hazırlarken buluyorum tek kişilik servis açmış, bu normal bir kişiyi sinirlendirebilir benim içinse bu durum ''ayy canım ya nasılda iyi tanıyor beni'' demek. Çünkü ben ayaküstü yapılan kahvaltılardansa aç kalmayı tercih edecek kadar nefret ederim aceleye getirilmiş kahvaltıdan. Güzel şeyler için vakit ayırmak gerekir. İşte tam da bu yüzden ona ayıracak vakit bulamadığından Toprak'a bile dokunamaz oldum son zamanlarda.

Duştan önce hazırladığım kahvemi alıp bana uzatıyor, uzattığı kahveyi elime alırken ellerimiz birbirine değiyor. Dört buçuk senelik birlikteliğimize rağmen hala elinin elime değmesi heyecanlandırıyor beni, zaten birlikte konuşamamıza, uyuşmayan fikirlerimize hatta aynı evin içinde ondan kaçmama rağmen ondan vazgeçememe nedenim de tam olarak bu; içimde hala ona karşı var olan bu heyecan, onunda benden vazgeçmemesi ''ne olur biraz daha uyuyayım'' dan sonraki en büyük dileğim bu aralar. Birbirine değen parmaklarımız yüzümde yayılan bir gülümsemeye neden oluyor, ona doğru bir adım daha yaklaşıyorum artık birbirimizin nefesini soluyacak kadar yakınız, kalbim daha hızlı atmaya başlıyor parmak uçlarımda yükselip dudaklarımı dudaklarına bastırmak istiyorum ancak parmak uçlarımda yükselince duvardaki saat görüş alanıma giriyor, planladığım ateşli öpüşme, yanağına kondurduğum sıradan, hızlı bir öpücüğe dönüşüyor. Daha bir yudum bile alma fırsatı bulamadığım kahveyi ellerinin arasında hızlıca çekip alıyor ve sıcak fincanı tezgâhın üzerine bırakıyorum.

Bir bardak kahvenin ısıttığı ortam buz gibi bir hal alıyor ama umursamıyorum suratında benim hızıma yetişememenin verdiği şaşkın ifadeyle onu mutfakta öylece bırakıp çıkıyorum. Tabi ki koşturmanın arasında onu ne kadar çok sevdiğimi söylemeyi de ihmal etmiyorum. Bu sefer sözlerine cevap alamayan benim...

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now