Birlikte Nice Yalnız Sabahlara

736 23 0
                                    


Dondurmamı afiyetle yedikten sonra artık kan şekerim mi yükseldi ne olduysa? Koltukta sızıp kalmışım, kapalı göz kapaklarımdan sızan güneş ışığıyla uyanıyorum uykumdan. Böylece evdeki ilk yalnız gecemi atlatmış oluyorum( Bir ara kutlayalım bunu.)

      Haftanın geri kalını da aşağı yukarı aynı şekilde geçiyor; geçmişte yaşadığımız her detayı bir kez daha gözden geçiriyorum, her olayda da kendimi hatalı buluyorum. Hatta bana soracak olursanız çok bile dayanmış Toprak bana.

       Bu hafta izinli olduğumdan yalnızlığı iliklerime kadar hissediyorum ve yalnızlık hakkında söyleyebileceğim tek şey; yalnızlığın insanı öldürmedigi ancak yine de kendisiyle çokta iyi anlaştığımızı söyleyemesemde de, bu hafta başıma gelen her şeyin çok kötü olduğunu da söyleyemem. Mesela bazı hayallerimi gerçekleştirebilirdim bu hafta. (sonuçta hayal kurmanın büyüğü küçüğü olmaz.) Mesala Toprak'ın beni sinsice terk ettiği o gün, hayalini kurduğum ayrılık sahnesini, elimdeki imkanlar el verdiğince yaşayabildim. Geçen gün evde yalnız olmaktan çok sıkılınca ee madem gökyüzünü, denizi görmüyorum uzun süredir, bir deniz kenarına gidip yürüyüş yapayım dedim ama İstanbul’da yaşamanın bir başka olumsuz yanı da öyle her sokağın denize çıkmaması. Şöyle yürüyüş yapabileceğiniz, sakin bir deniz kenarı bulmak için birkaç aktarma yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla deniz kenarına ulaştığınızda yürüyüş yapmaya haliniz de isteğiniz kalmıyor, en azından bana böyle oldu.
   
    Otobüsten inip; şöyle bir denize baktım, beş dakika çimlerde oturdum oturmadım kendimi  yorgun hissetmeye başladım. Ben evden çıkarken güneşli olan hava da gri bulutlarla kapanınca, bunu bir işaret kabul edip, eve dönmeye karar verdim ama o kadar yolu yeniden çekecek halim kalamadığından bu sefer taksiye bindim.(Ayrlık acısı çekerkende paraya kıyamazasak, ne zaman kıyacağız  değil mi?)

    Sokağın başında taksiden inip, eve doğru yürürken aklıma geçen gün hayalini kurduğum sahne geldi birdenbire. Ayrılık sürecinin günahı olmaz; ne kadar komik görünürsem görüneyim önemi yok diyerek markete girip bir paket sigara, bir şişe şarap alıp, eve geçtim. Üzerime tişörtümü geçirip, şarap şişesini zorlanarak da olsa açmayı başardım. Kırk yılda bir kullandığım kadehlerden birini alıp elime, doldurdum şarabımı, sonra paketten bir sigara alıp dudaklarımın arasına sıkıştırdım ama normalde evde sigara içilmediği için çakmak bulamadım. Neyle yaksam bunu diye aranırken  mutfaktaki çekmecede unutulmuş bir kibrit çıktı karşıma, kibrit kullanmaya alışık olduğum da söylenemez ama şanslı günümdeydim o gün, elimi yakmadan, sigarımı  yakmayı başardım. Üzerimde tişörtüm, bir elimde kadeh, bir elimde sigara geçtim camın karşısına; karşı binanın manzarası eşliğinde yudumlamaya başladım şarabımı. Şansıma televizyonundan gelen ışığı izleyip, efkarlanacağım komşumda evde yoktu herhalde. Ee ne yapalım bize yine ışıklar yerine, karanlıklar düştü.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz