Herkesler Gidiyor Bir Ben Kalıyorum...

799 23 0
                                    

Bütün geç kalmama çabalarıma rağmen; kendimi Toprak’ı izlemeye kaptırınca biraz geç geliyorum ofise herkes gelmiş masalarında en az 20 liralık kahvelerini yudumlamaya başlamışlar bile. Kapıdan içeri girişimle bütün kafaları kendime çevirtmeyi başarıyorum. Dün erkenden çıkmış, üzerinde dünkü kıyafetleriyle işe berbat ve geç gelen bir insan hakkında yazılacak çok hikaye var ne de olsa.

Bugün de dün olduğu gibi sadece çalışıyormuş gibi gözükmeye çalışıyorum belli bir süre daha düzgün bir şekilde çalışacak durumda olacağımı da hiç sanmıyorum. Umarım bu süreci işten kovulmadan atlatabilirim.

Ben bilgisayar ekranına boş boş bakıp çalışıyormuş gibi gözükmek içinde ekranı sürekli  aşağıya doğru kaydırırken masamın başında diklen Suzan Hanım’ı farkediyorum.

‘’İyi misin sen? Kaç dakikadır burada dikiliyorum; bakalım ne zaman farkedeceksin diye?’’

‘’Kusura bakmayın lütfen, dalmışım.’’

‘’Bir problem mi var?’’

‘’Hangimizin yok ki Suzan Hanım.’’ (Ayy bunu dışımdan söylemiyecektim ben ya yoo iyiyim falan diyecektim aslında neyse geri dönşü yok artık.)

‘’Hadi kalk seni öğle yemeğine çıkarayım belli ki işler yolunda değil biraz rahatlarsın.’’(Allah Allah bu kadına noldu böyle melek gibi bir şeye dönüştü.)

‘’Ben pek aç değilim.’’( Normalde böyle müdürler tarafından gelen teklifleri reddetmek pek huyum değildir ama bugün normal bir gün değil.)

Hayırı cevap olarak kabul etmiyor.Israr edince çokta üstelemiyorum. Ne de olsa açık havada olmak, bu dört duvar arasında olmaktan bin kat daha iyi.

Geçen akşam ki kadar olmasa da beni civardaki en lüks mekana götürüyor. Ya bu kadın niye beni o lüks mekan senin bu lüks mekan benim gezdiriyor hiç anlamıyorum. Zaten şu an ki tipimde malum, onun için hava hoş tabi hep bakımlı, hep şık. Sahi o nasıl oluyor? Beni 4,5 yıllık sevgilim terk etti diye ben böyle at tepmiş gibi dolanıyorum ortalıklarda seni 25 yıllık eşin terk etmiş, çocukların sırtını dönmüş şu haline bak.
Yok mümkün değil anlayamıyorum böyle insanları ben, bu tarz insanlar benim bir üst modelim falan bence.

‘’Ee anlat bakalım noldu?’’

Bugün 2 gün önceki halinden eser yok bir neşeli, enerjik falan hayırdır inşallah.

‘’Gönül işleri işte nolsun? ’’

‘’Erkek arkadaşınla mı kavga ettin noldu? Doğru düzgün anlatsana kerpetenle alıyoruz lafı ağzından’’ (Hani nerde o kerpeten göstersene bana bir ben şu dili komple sökeyimde kimse Toprak hakkında bir şey soramasın.)

Suzan Hanım cevap bile beklemden devam ediyor:’’Ama ben geçen gece senin içişinden anlamıştım ilişkinizde problemler olduğunu keyifli insan öyle hızlı hızlı içmez çünkü tadını keyfini çıkarır her yudumun.’’diyor. (Sanki günümüzde bir şeylerin tadını çıkaran insanlar hala varmış gibi.)

‘’Konuşmak istemiyor musun?’’(istemediğimi yeterince hissettiremedim mi cidden?)

‘’Konuşucak pek bir şey yok ayrıldık bitti.’’

‘’Aa neden çok üzüldüm valla.’’ (Ya sen 2 gün önce sakın evlenme kariyerin falan hep mahvolur diye tavsiye vermiyor muydun? Şimdi niye üzülyorsun ki ?)

‘’Neden mi? Farklıyız çünkü olmuyor.’’(Ayy ne çok soru sordu biz ne zaman özel hayatlarımızı konuşucak kadar yakınlaştık hiç anlayamadım ben)

‘’Hayırlısı olsun ne diyeyim? Gençsin güzelsin kim bilir kimleri bulursun hiç takma kafaya. Aslında sana bir haber vermek için çağırdım seni yemeğe.’’

‘’Ne haberi?’’

‘’Biz eşimle barıştık.’’

‘’Aa çok güzel haber çok sevindim.’’(da banane ne diye bunu söylemek için beni yemeğe davet ediyorsun ?)

‘’Barıştık ama bir şartla o da benim aileme daha çok vakit ayırmam şartı.’’

Ne kadar garip bakıyorsam artık kadın beni ‘’Öyle bunları bana niye söylüyor bakışı atma bana’’ diye uyarıyor.

‘’Yo bakış falan atmıyorum ben zaten.’’

‘’Neyse demek istediğim şu ben şirketten ayrılacağım, bu iş ve aile aynı anda yürümüyor malasef emekliliğime de çok bir şey kalmadı o zamana kadar daha lokal yoğunluğun az olduğu bir kanalda çalışmaya karar verdim.’’

(24 saat içerisinde bir şok daha sanki herkes gidiyor ben kalıyorum burada.)

‘’Valla Suzan Hanım (burada biraz kekeledim sanırım şaşkınlıktan farkında bile değilim.) sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ben. Yani şey sizin gibi bir yöneticiyle çalışmak çok güzeldi ama önemli olan sizin mutluluğunuz...’’ Böyle bir şeyler zırvaladım işte.

‘’Bırak şimdi sizinle çalışmak zevkti zırvalıklarını son 2 gündür halin ortada ben seni biliyorum ama şimdi yeni bir yönetici gelicek başına, ilk izlenimini böyle yaratma tamam özel hayatın yolunda değil ama madem bir şeyler feda ettin bu iş için en azından buna değmesini sağla.’’

Şuana kadar Suzan Hanım’dan duyduğum en bilgece söz.

‘’Elimden geleni yapacağım.’’

‘’Daha bile iyisini yap. Şimdi eve gidebilirsin bu haftanın geri kalanında izinlisin Pazartesiye kadar süren var toparlanmak için. Demir Bey gelince eskisi haline dönmüş olmalısın.’’

Bu teklif güzel teklif hem Toprak’la daha fazla vakit geçirmiş olurum.

‘’Anlayışınız için çok teşekkür ederim Suzan Hanım.’’

‘’Hadi git şimdi.’’

Görüşmek üzere deyip ayrılıyorum yanından.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now