Bir Eski Sevgilinin Yapmaması Gereken Her şey...

525 21 0
                                    

İddialı sözlerimle gerdiğimi ortamı yumuşatmayıda kendime görev biliyorum biraz önceki konuşma hiç yaşanmamış, biraz önce sevgilisinin önünde Toprak'ı hala sevdiğimi ima etmemişim gibi gayet normal ve neşeli bir halde bir soru soruyorum hiç bir eski sevgilinin sormaması gereken:
''Ee siz ikiniz nasıl tanıştınız anlatsanıza.''(Biliyorum çok yüzsüzüm ama merak ediyorum ne yapayım) İkisi de birbirine bakıyor anlatsalar mı, anlatmasalar mı bilemiyorlar hadi Toprak beni tanır absürt anlarda sorduğum absürt sorulara alışıktır da benimle yeni tanışan Pelin böyle bir anda gelen,böyle bir soruya alışık değil cevap verip ortamı yumuşatma girişimime destek mi olsun, yoksa daha da mı sinirlensin bilemedi kızcağız. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Pelin'de oyunuma eşlik etmeye karar veriyor.

''Bir kaç ay önce masamın üzerinde biriken dosyalara baktım ve dedim ki bu mu ya? Böyle mi geçecek benim hayatım ? Hep yorgun, hep bir şeyleri koştur koştur yaparak. Mesainin bitmesini bile bekleyemedim. Müdürün yanına gittim dedim : ben birikmiş yıllık izinlerimin hepsini kullanmak istiıyorum (istifa bile değil ne kadar garantici) adam şaşırdı tabi. Baştan bu yoğunlukta olmaz öyle şey diye çıkıştı bana ama vazgeçmedim tabi ki. Dedim olmak zorunda tükenmiş hissediyorum kendimi(nasıl popüler kültür insanı ama tükenmişlik sendorumu çekiyormuş böyle koymuş tehşisini günümüzün en populer cümleleriyle anlatıyor hisslerini) bir arkadaşımla buluştum akşam, dedim böyle böyle bunaldım tatile ihtiyacım var o önerdi bana burayı İstanbul'da iyileşilmez git buraya dedi. Onu dinledim geldim Toprak bütün misafirleriyle çok ilgilenir, benimle de ilgilendi sağolsun. Derdimi dinledi bazen de dertlerini (kelimeyi vurgulu söylüyor eliyle değil ama sözleriyle beni işaret ediyor ) anlattı öyle öyle yakınlaştık, paylaşımlarımız artıkça yavaş yavaş aşık olduk birbirimize. Aradım patronu ben geri dönmeyeceğim dedim. Biz sensiz yapamayız sen şimdi dinlen dönmeye hazır olunca konuşuruz yeniden dedi ''

''Güzelmiş'' diyorum güzel değil bir kere aşk hakkında görüşlerim belli aşk öyle yavaş yavaş gelişecek bir şey değil bence .Onu da geçtim ben Toprak'ı ben seni yavaşlatıyorum sen daha iyilerini yapabilirsin bensiz diye yolladım , onu o kadar severken git dedim o gitmiş yine benim gibi gece gündüz çalışan bir kız bulmuş ben o konuşurken bile anladım bu kız eski hayatından kopmamış daha ,geri dönmem diye gelmemiş buraya bir gün dönecek geri bu çok  belli , bu hayata alışmamış bile herkes evde gibi rahat kıyafetleriyle makyajsız dolaşıyor Pelin saçını başını yapmış beachler deki kızlar gibi giyinmiş süslenmiş tükendiğini iddia eden bir insan nasıl bu kadar bakımlı oluyor anlamadım, onun bu hali benim bunalmış hallerime iç benzemiyor. 

Bu sefer ben sessizliğe gömülüyorum tabağımı doldurduğum lezzetli yemeklere yumuluyorum şuan ki ruh halime rağmen iştahımı kabartıyor yemekler. Elimden uçup gitmesine izin verdiğim güzellikleri izliyorum denizi, sahili, çok neşeli insanları, deniz kenarında esen, ağaç yapraklarını dans ettiren rüzgarı, Toprak'ı .Bunların hepsi benim olabilirdi bir gün eski hayatına dönecek olsun ya da olmasın Pelin'in yapabildiği şeyi Toprak'a zaman tanımayı onun hayallerine ortak olmayı ben nasıl becerememiştim? Gerçekten bu kadar mı korkaktım? Yaşadığım hayatın hangi yönü vazgeçilmezdi de vazgeçememiştim ? Kalbim ağırmaya, ağırlaşmaya başladı acaba bir gün hayat karşıma aynı fırsatı çıkarıp kazanamadan kaybetiğim her şeyi yeniden önüme serecek kadar bonkör olacak mıydı? Son pişmanlık eski huyunu terk edip fayda etmeye başlayacak mıydı? Sanırım bekleyip görmekten başka çarem yok.

Dönüp onlara hafifçe gülümsüyorum. İlk defa Toprak'la oturduğumuz bir masada fazlalık olan bendim, kendimle ne derim varsa bir de nasıl başladıklarını, ne zaman başladıklarını öğrenmek istedim. İnsanında böyle bir huyu var işte canını acıtacağını bile bile merak ediyor, soruyor sorguluyor. Neden bir türlü öğrenemiyoruz bilmemenin mutluluk olduğunu? Daha fazla durmak istemiyorum yanlarında durdukça daha fazla koyuyor gerçekler, izin isteyip kalkıyorum masadan elimde kendi ellerimle yeşerttiğim bir kucak dolusu mutsuzlukla. Zaten kimse de dur , nereye demiyor ,kolumdan tutup nolur kal diye ısrar etmiyor ; sadece git artık diyorlar gözleriyle mutsuzluğundan bulaştırma bize de saçma saçma konuşup, sorular sorup huzursuzluğunu yayıyorsun her yere. Haklılar yayıyorum. Bu huzur bozmak isteyeceğim en son şey, gerçek dünyanın arasında sıkışıp kalmış bir vaha gibi burası insanların nefes almak için ihitiyacı var şahşahadan uzak basit şeylere.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now