Bir Küçük Güvenlik Meselesi...

642 17 0
                                    


Bu Pazartesi önceki pazartesiler gibi değildi ; havada dolanan ve içindekileri dökmeye hazırlanan bulutlara rağmen içimde kıpırdanan bir şeyler vardı biraz daha hevesli biraz daha huzurluydum önceki Pazartesilere nazaran. İçimde yeni yeni yeşermeye başlayan bir şeyler vardı; sabahın bu saatinde uyanmayı, trafikde harcadığım dakikaları, iş yerindeki asık suratları bile gözüme güzel gösteren bir şeyler.

Yüzümde büyük bir gülümsemeyle ofise girerken insanlar rahatsız edici bakışlarını üzerimde hissediyorum. Nasıl yani geçen haftadakinden bile daha fazla mı nefret ediyorlar benden? Yine ne yapmış olabilirim acaba diye zihnimi yoklarken, Fundacığım sağolsun bu merakımı gidermem pekte uzun sürmüyor.

Masama oturur oturmaz başımda bitiyor Funda.

‘’Hayalciğim ya sana bir şey sorucucam en azından bana doğruyu söyle.’’ Diyor Funda sanki benim can dostum, her şeyimi paylaştığım birisiymiş gibi.

Bu cümlesine anlam veremiyorum ‘’Ne söylememi istiyorsun ki anlamadım?

‘’Neyi sorucam ya Demir Bey’i soruyorum . Güvenlik dün senin Demir Bey’le burada buluşup bir yerlere gittiğini söylemiş. Ne oluyor anlatsana, birlikte misiniz siz?’’

‘’Evet Funda birlikteyiz ve özel olarak iş yerinin önünde buluşuyoruz ki çok sevgili güvenlik arkadaş görüp size yetiştirsin. Delirdiniz siz herhalde. Nerden çıkarıyorsunuz bunları? Belki iş için bir yerlere gittik nereden biliyorsunuz ki?’’ Sinirlenmem şaşırtıyor Funda’yı ben bile şaşırıyorum bu kadar sinirlenmem. İnsanları kaale almama kararıma ne oldu, ne diye yükseldim ki birdenbire? Ben başkasını Pazar günü Demir Bey’in arabasında görsem aynı şeyi düşünmez miydim hem? Bu tepkinin tek bir açıklaması var o da ortada gerçekten bir şeyler olması, daha bizde adını koymadık ama ben kendi adıma ondan hoşlanmadığımı söyleyemem, o da benden hoşlanmasa beni sürekli yemeklere, kahvaltılara davet etmezdi herhalde.

Bu tepkim bana pahalıya mal oluyor tabi, gün boyu üzerimdeki meraklı bakışlardan kurtulmayı başaramıyorum. Daha fazla dikkat çekmemek için izin alıp gidemiyorum bile öyle hiç bir şey olmamış gibi davranmak zorunda kalıyorum gün boyu ve Demir Bey’den de köşe bucak kaçıyorum daha fazla dedikoduya sebep olmamak için.

İşten çıkarken bile dikkatli olmak zorunda hissediyorum kendimi. İlk ben çıksam; "müdürün sevgilisi tabi bak nasılda erkenden çıkıp gidiyor." derler, en ben son çıksam "kesin bir şey var aralarında, o yüzden herkes gitsin. " diye bekliyor derler. Bu, iş yerindeki bir üsttünüzlü ilişki yaşama fantezisi hiçte düşündüğüm gibi bir şey değilmiş doğrusu. Kimse kimseye ne hissettiğini söyleyemediği gibi, bir de olmayan ilişkinin dedikodusu çıkmasın diye her hareketinizi kontrol etmek zorunda olmak hiçte eğlenceli ya da heyecanlı değilmiş meğer.

Ben  haftamın geri kalanını da, aslında var olmayan bir ilişkiyi gizlemeye çalışarak geçiriyorum. Ondan köşe bucak kaçmama anlam veremeyen Demir’de benim aramıza koyduğum bu mecburi mesafeyi soru bile sormadan kabulleniyor. Bu beni hayal kırıklığına uğratmıyor dersem yalan olur, acaba hareketlerini yanlış mı yorumladım? Bana sadece yardımcı olmaya çalışıyor olabilir mi? Diye bir kurt kemirmeye başlıyor içimi. Her ne kadar kendimi yeni bir şeyler yaşamak için hazır hissetmesemde (burada biz bizeyiz yalan söylemeye gerek yok) Demir gibi dikkat çekici birisinin benden hoşlanıyor olması fikride hoşuma gitmiyor değildi. Ben ofistekilerin benden hoşlanmadıklarını açıkça belli eden bakışlarına mı, yoksa Demir'le aramıza giren mesafelere mi üzüleceğimi şaşırmışken, normalde gelmek bilmeyen cuma, ben farkına bile varmadan gelip çatmıştı. Tabi ben, iş dışındaki konulara takılıp kalınca hafta boyunca kayda değer hiçbir iş yapmamış, kendimi bir haftasonu mesaisine daha mecbur kılmıştım.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now