İçimdeki Artisti Pisten Alabilirseniz, Anlatacağım Önemli Şeyler Var...

895 29 0
                                    


Yatakta çarşafı üzerime çekerek doğruluyorum. Toprak'ın beni incelediğinin farkındalığıyla yavaş ve elimden gelen en seksi biçimde hareket etmeye çalışıyorum. Çarşaf hala üzerimdeyken yere eğilip, Toprak'ın yerde duran ve benim üzerimde seksi bir elbiseye dönüşen tişörtünü alıp üzerime geçiriyorum, yatağın baş ucundaki komodinde duran paketten bir sigara alıp, yakıyorum. Ağır ağır adımlarla pencereye doğru gidiyor, düşünceli halde dışarısını izleyerek bir yandan da dudaklarımın arasında sıkıştırdığım sigarayı yakıyorum.

Sigarı dumanın üflerken''Sorun ne?'' diye soruyorum boğuk bir sesle, Toprak çok rahatlamış, aklındaki bütün sorunlar uçup gitmiş gibi özellikle de bizimle ilgili olanlar. Sorum, yüzündeki gülüşü biraz hafifletse de; ''Hiç, sadece seni seviyorum. 'diyor. Camdaki yansımamla göz göze geliyorum, birbirimize büyük bir zafer kazanmış gibi gülümsüyoruz. İçinde bulunduğumuz bu an hayal kurmak kadar güzel; o mutlu, ben ondan mutlu demeyi çok isterdim ama bu film sahnesinden alınmış gibi duran an hiç yaşanamadı. Maalesef hayat bir film seti değil. Gelin size o kapıyı kapatıktan sonra gerçekte ne olduğunu anlatayım:

Elimlerim Toprak'ın üzerindeki tişörtü çekiştirmekle meşgul olduğundan odanın kapısını ayağımla kapatıyorum. Kurduğum hayalinin aksine aklı başından alınmış gibi davranan Toprak değil; benim. Toprak'ın bileklerimin etrafına doladığı ve beni durdurmaya çalışan ellerine rağmen vazgeçmiyor, tişörtünü çekiştirmeye devam ediyorum. Elleri, beni durdurmaya yetmeyince konuşarak ikna etmeyi deniyor beni; ''Önce konuşabilir miyiz?''

''Sonra da konuşabiliriz.''

''Şimdi konuşmalıyız.''

Yaşadığınız anın büyüsünü bozmasına izin vermem olanaksız. Onu öpmeye başlıyor ve aynı anda tişörtü çekiştirmeye devam ediyorum.

''Hayal, konuşmamız lazım.''

Yükselen sesi beni ikna ediyor, bu konuşmadan kaçacak başka bir yerim kalmıyor, ne yapsam da vazgeçiremiyorum onu yapacağı konuşmadan. Onun siniriyle yarışır bir hareketle bileklerimi ellerinin arasından hızla çekiyorum .

''Tamamm anlat, dinliyorum. Neymiş bu kadar önemli olan.'' Sesim soğuk ve sinirli, kendimi reddedilmiş ve aşağılanmış hissediyorum.

O da bunun farkında yüzümü avuçlarının arasına alıyor.

''Seni anlamıyorum, söyleceklerimi hiç mi merak etmiyorsun?''

''Ben sadece aramızdaki hiç bir şeyin değişmesini istemiyorum, her şey olduğu haliyle çok güzel değil mi?''

''DEĞİL''

''Peki vereceğin haber her şeyi düzeltecek mi?''

''O sana bağlı''

''Bana bağlı?(Kaşlarım havaya kalkıyor) Peki dinliyorum seni.''

''Arkadaşım Onur'u biliyorsun. Bodrum'da bir otel işletiyordu hani geçen yaz gidelim demiştikte sen izin almamıştın''

(Benim alamadığım izni araya sokmasa olmaz.)

''Evet, Toprak hatırlıyorum detay vermene hiç gerek yok.''

'' Ha işte, o Onur yurtdışına taşınıyormuş çok iyi bir iş teklifi almış.''

Bana ne ki Toprak'ın bilmem nereden arkadaşı olan Onur'dan, tanımıyorum etmiyorum. Ya bu Toprak bana bir şey mi ima etmeye çalışıyor; bak elin oğluna oturduğu yerden ne teklifler alıyor sen anca gece gündüz çalış, çalıştığına değse bari falan mı demek istiyor acaba? Yani ne yapmış olabilir ki bizim hayatımızı değiştirebilecek bu adam? Aklıma başka bir şey gelmiyor doğrusu.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now