Deniz Kenarında Bir Simide Razıysan Gel Benimle

537 13 1
                                    

Arabayı park edecek bir yer buluyorum ‘’Daha otele giriş yapmamıza çok var kahvaltı mı etsek bir yerlerde.’’

‘’Olur da daha saat erken hiç bir yer açılmamıştır.’’

‘’Hadi in deniz kenarında yürüyelim belki bir simitçiye denk geliriz.’’

Arabadan iniyoruz yolun karşısına deniz kenarına geçiyoruz. Güneşle deniz de, Bodrumda aşklarını başka yaşıyorlar ateşler içinde yanan güneş koşuyor buz gibi soğuk aşkına güneş denizi ısıtıyor deniz güneşin ateşini dindiriyor, böyle iyi geliyorlar birbirlerine ikisinin de keyfi yerinde deniz alıyor aşkını dans ediyorlar, izleyen herkesin aşık olası geliyor.

‘’Neredeyse maviyi neden sevdiğimi hatırlayacağım.’’ diyorum.

O anlamıyor beni. Artık ezberden sevmek zorunda kalmayacığım maviyi. Maviyi seviyorum çünkü ateşle aşk yaşayacak, hiç bilmediği kıyılara vuracak kadar cesur. Dünyanın her yerine gidebilecek kadar özgür. Aşkının yansımasıyla bile mutlu olacak kadar aşık aynı zamanda çok güzel dans ediyor.Hangi renk güneşin turuncusuna bu kadar çok yakışabilir ki?

Anlamayan bakışlarına karşılık cevap veriyorum.

‘’Hiçç sanırım ben aşık oluyorum.’’

Şaşkın ‘’Nasıl yani bana mı?’’

Kahakaha atıyorum: ‘’Bilmem belki de, bende bilmiyorum ki.’’

Sessiz kalıyor ama içinden keşke bütün gece uyanık tutmasaydım delirdi kız bu gencecik yaşında diye düşünüyor olabilir.

‘’Aa bak simitçi’’ Şuan dışarıdan bir çocuk gibi görünüyorum herhalde hangi 25 yaşındaki insan simitçi görünce bu kadar mutlu olur. Demir her hareketim de biraz daha afallıyor.

Simitlerimizi aldıktan sonra denizin kenarında oturuyoruz o benim kadar mutlu değil nasıl anlatayım sanki hiç parasız kalmamış öğrenciyken hiç arkadaşalarıyla oturup deniz kenarında bir şeyler yememiş gibi.

‘’Beğenmedin mi simidi niye yemiyorsun?’’

‘’Simitle alakalı bir problem yokta biraz önce söylediğin şeyi düşünüyorum hani aşık olmaya başladım dedin ya böyle şeyler birden olur mu?’’

İnsanoğlu enteresan bir varlık dünyada aşık olunası bir çok şey var ama birisinin yanında aşık olmaya başladım dediğinizde kendi üstüne alınır ,oysa insan uçsuz bucaksız denize, bulutsuz gökyüzüne, gözlere şenlik çiçeklere, içini ısıtan güneşe aşık olamaz mı?

‘’Bence aşk dediğin şey birdenbire olur, ikinci defa düşünmeye ihtiyaç duyuyorsan yeterince olmamışsın demektir.’’

‘’Bende zaman alır böyle şeyler sana yetişemezsem eğer üzülme olur mu?’’

‘’Üzülmem merak etme bende seni ikinci hatta üçüncü, dördünce defa düşünmeye ihtiyaç duydum zaten.’’

Bu sözlerle ne söylemeye çalıştığımı Demir anlayabildi mi bilmiyorum .Toprak olsa hemen anlardı sözlerimin altında yatanı ama ben Toprak’a asla onu sevmediğimi söylemezdim. Demir sessiz, güneşde yükselmeye başladı keyifim de biraz kaçtı açıkçası simidin bile tadı gitti.

‘’Kalksak mı artık? ‘’diyorum.

‘’Tamam.’’

Aslında bu konuşma benim Demir ‘e körkütük aşık olamayacağımı gösteriyor . Ama mantığım hala Demir’in doğru insan olduğu konusunda kararlı. Keşke Demir haklı çıksa da zamanla aşık olabilsem ona.

Ayağa kalkıp yürümeye başlıyoruz. O önden giderken, ben arkada kalıyorum. Biran kendime ikinci defa düşünmek için fırsat tanımadan sertçe tutuyorum kolunu neye uğradığın şaşıran Demir’in yüzü bana doğru dönüyor. Ellerimi, kollarından ellerine doğru kaydırıp yavaşça kendime doğru çekiyorum onu, onun rızasını alıp alamayacağımı görmek için çok yavaş hareket ediyorum kafasını kafama yaklaştırırken gözlerini kapatıyor yeterince dizi film izleyen herkes bilir ki bu bir yeşil ışık. İşareti alınca dudaklarımı dudaklarına bastırıyorum. Beklediğim şimşekler çakmıyor kalbim hızlanmıyor ,öte yandan aşk muhabbetinden pek hoşnut kalmayan Demir bu öpücükten hiçte şikayetçi görünmüyor. Kendimi yavaş yavaş çekiyorum ondan, ben uzaklaştıkça gözleri açılıyor.

‘’Özür dilerim bu çok uygunsuz oldu.’’ O an utanmasam Demir Bey falan diyeceğim çünkü zamanı geriye almak istiyorum ,güzel bir arkadaşlık ilişkimiz vardı onu kendi ellerimle hatta dudaklarımla bozdum . Ben hiç böyle hayal etmememiştim. Demir artık deli olduğuma tamamen emin olmuştur herhalde arkadaşlıktan daha fazlasını bile kaybetmiş olabilirm işim gibi.

‘’Yoo uygunsuz olmadı ben senden çok hoşanıyorum biliyorsun.’’Dudaklarını tekrar bana yaklaştırıyor ama ben kafamı çeviriyorum.

‘’Hadi otele gidelim’’

Demir çok bozuluyor onu reddeşime hatta şuan beni olduğum yerde bırakıp İstanbul’a bile dönebilir bence. Neyseki öyle yapmıyor bu sefer o arka da ben önde arabaya doğru yürüyoruz o direksiyona geçiyor arabada tık çıkmadan otele gidiyoruz. Sabah ki neşemizden eser yok,her şey ne kadar hızlı değişiyor. Otele varınca Demir arabadan inmiyor bile ona bakıyorum.

‘’ Ben İstanbul’ a dönüyorum.’’ diyor .

Sadece ‘’Tamam.’’ diyorum kalmasını bende istemiyorum. Valizim bagajdan alıp resepsiyona doğru yürürken Selen’le karşılaşıyorum. Selen çok heyecanlı uzun süredir görüşmüyorduk onunla beni görünce çok mutlu oluyor koşup boynuma atlıyor . Biraz önce yaşananların etkisi hala üzerimde. Onun bu sevgi gösterisine karşılık veremiyorum ama o sarılınca aklıma birkaç sene önce üniversiteki hallerimiz geliyor çok özlüyorum o günleri her şeyimizi bilirdik birbirmizin. O müstakbel eşi Sinan’la kavga edince bana, ben Toprak’la kavga edince ona koşardım dertleşmek için. Selen için güzel sanatlarda okuyan Toprak hiç bir zaman ideal koca ya da sevgili adayı olmamıştı. Toprak’la ayrılığımızı duyunca da bana çok destek olmuştu, benim için her şeyin yeniden başladığına inanıyordu. Demir’le aramızdaki yakınlaşma da onu çok mutlu etmişti tam onun hayallerindeki damat adayıydı Demir . Selen tepkisizliğimi farkedince bir adım geri çekiyor kendi.

‘’Noldu sana ? Hiç iyi görünmüyorsun. Demir nerede?’’

‘’İstanbul’a gitti.’’

‘’Aa noldu kavga falan mı ettiniz?’’

‘’Selen ben Toprak’ı çok özledim. Uzun süredir de özlüyorum unutmak için zorladıkça kendimi daha da çok özlüyorum onu.’’

Selen bana yeniden sarılıyor ‘’Geçicek birtanem geçicek kendine zaman ver biraz.’’

Selen’e sarılıyorum ağlamak istiyor canım kalbim çok yorgun ama insan içinde ağlamak istemiyorum.

‘’Selen ben odama çıkıp biraz dinleneyim hiç uyumadım dün gece.’’

Chekin işlemlerini tamamlar tamamlamaz odama çıkıyorum ve kendimi yatağa atıyorum biraz uyuyabilmek umuduyla ama ne mümkün şeytan dürtüyor elim telefona gidiyor rehbere girip ‘’Hayatım’’ı arıyorum ancak böyle bir numara kullanılmamaktadır uyarısıyla karşılaşıyorum.

Nasıl yani numarasını mı değiştirdi ona ulaşmayayım diye ben ayrılırken dost kalacağımızı düşünmüştüm oysa 7 aydır konuşmadık birbirimizle ve o benimle konuşmak istemiyor demek ki. Toprak’ın bana yaptığı o teklifi nasıl geri çevirebildim nasıl böyle yanlış bir karar verebildim bilmiyorum hayatımın teklifiymiş oysa. Ben hep benim şehrimin İstanbul olduğuna inandım karmakarışık ruhum için ilacı hep karmakarışık bir şehirde aradım bize öyle öğretmişlerdi çünkü çivinin çiviyi sökmesi gerekiyordu öyle olmadı daha da karıştı her şey birbirine.

Bir Hayal'in Peşinde (Tamamlandı) Where stories live. Discover now