24) Vedat; Songül'ü, Gözde Konusunda Uyarıyor

711 11 0
                                    

– Kim o?

– Benim lan ben, bu saatte kim olacak!

Her zaman olduğu gibi iğrendiği kocasına açtı kapıyı. Sinirli ve yorgun olan Vedat'ın yüzüne bakarak:

– Hoş geldin.

– Evet, evet, hoş geldim, anam s*kildi iş yerinde. Şirket arabasını da götürmüşler. Donuma kadar ıslandım. Kıyafet ver, üzerimi değiştireyim.

– İstersen banyoya gir.

– Boş ver şimdi banyoyu, kıyafet getir yeter. Hem senin saçların neden ıslak?

– Yeni banyodan çıktım.

– Sen banyoda buharlar içinde yıkanıyorsun, ben yağmur altında ıslanıyorum. Dışarıdan bakıldığında ikimiz de ıslanmış oluyoruz. Hayat ne kadar güzel değil mi senin için.

Hiçbir şey söylemeden yatak odasına gitti Songül. Vedat'ın giymesi için eşofman takımını yatağın üzerine koydu ve mutfağa gitti. Üzerini giyen Vedat salona doğru yürürken "ne yemeği var" diye bağırdı. Songül, Poyraz ile yaşadığı kısa ama o güzel saatleri düşündüğü için Vedat'ın söylediğini duymadı. Vedat daha yüksek bir sesle tekrar bağırdı.

– Kime diyorum lan ben, alooo...

Kendine gelen Songül, Vedat'ın yanına gitti:

– Bir şey mi dedin, duymadım.

– Eşek gibi çalışıp yorulan benim, aklı bir karış havada olan sensin. Ne yemeği var diyorum?

– Ayran çorbası, pilav, fasulye yaptım, birazdan da salata yapacağım.

– Sen başka bir şey yapmayı bilmiyor musun? Sürekli aynı yemekleri yediriyorsun.

– Evde onlar vardı, ben ne yapayım?

– Hep aynı bahane "yapmayı bilmiyorum" de olsun bitsin.

Songül aslında aynı yemekleri yapmıyordu ama Vedat sinirini çıkarmak için bahane arıyordu.

– Birazdan sofrayı hazırlarım.

Yemeklerini yemişlerdi. Çaylarını içtikleri sırada Songül, Vedat ile konuşmak istedi.

– Bugün, Gözde'nin bahsettiği dükkâna bakmaya gittim. Küçük ve pahalı bir yerdi. Ben de tutmadım.

– Yine aynı konu mu? Hem sen o orospu ile görüşüyor musun hâlâ?

– Ne dedim ki ben şimdi?

– Ben sana demedim mi Gözde ile görüşmeyeceksin diye?

– Yooo, demedin.

– İyi o zaman şimdi söylüyorum. Ulan bir tane normal arkadaşın yok. Hem yaptığın incik boncuk için dükkân tutmaya ne gerek var. Fatma teyze pazarda satıyor, konu komşu da alıyor. Büyük paralar kazansan gam yemeyeceğim.

– Ya niye öyle diyorsun, geçen ayın faturalarını o incik boncuk sayesinde ödedik.

– Duyan da büyük iş başardın sanır. Ne yaparsan yap, ben karışmıyorum. Bu tarz şeyleri de bana anlatma. Sus da şu çayımı rahat rahat içeyim. Bunu bana bir daha söyletme. Gözde denilen kaşar ile görüşmeyeceksin!

Bir süre sonra Songül, hiçbir şey söylemeden çay bardaklarını aldı, mutfağa gitti ve Vedat'ın uyumasını bekledi. Birkaç saat sonra Vedat, yatak odasına gidip yattı. Salona gelen Songül, eline telefonunu aldı. Poyraz'a mesaj yazmak istedi ama o cesareti kendinde göremedi. Sigara paketindeki son sigarasını yaktı ve koltuğa uzandı. Poyraz'ı düşünürken uyuya kaldı. Sürekli kâbus gören Songül, o gece huzurlu bir şekilde uyudu.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now