28) Songül ve Ablası Kahvaltı Yapıyorlar

701 11 0
                                    

      Songül ertesi sabah kalktı. Mutfakta akşamdan kalan bulaşıkları yıkarken, salondaki telefonunun çaldığını duydu. Arayanın Poyraz olduğunu düşünerek heyecanlı bir şekilde salona koştu. Islak elini mutfak beziyle kuruladıktan sonra telefonu açtı.

– Efendim.

– Songüüll, bacımm.

Arayan ablası Seyhan'dı. Uzun zaman olmuştu ablası ile konuşmayalı. En son aradığında ablası müsait olmadığı için telefonu hemen kapatmıştı. Sonra da ulaşamamıştı.

– Abla sen misin?

– Benim bacım, tanıyamadın mı?

– Numaran değişmiş, nasıl tanıyayım. Nasılsın abla?

– İyiyim bacım, sen nasılsın?

– İyiyim. Sen beni aramazdın, hayırdır abla?

– Kardeşimi aramak için illa ki bir sebep mi olması lazım. Hayatımı düzene soktuktan sonra da senin sesini duymak istedim.

– İyi yaptın abla, sevindim aradığına.

– Bugün boşum, sen de müsaitsen görüşelim mi?

– Biliyorsun abla, ben hep evdeyim zaten.

– O zaman bir saate kadar geliyorum.

– Tamam, bekliyorum.

– Gelirken ne getireyim, var mı benden istediğin bir şey?

– Yok abla, sağ ol.

– Görüşürüz bacım.

Telefonu kapattıktan sonra bulaşıkları yıkamaya devam etti. Kahvaltı için çay suyu koydu. Kahvaltı masasını hazırladı ve mutfak camının önünde ablasını beklerken bir sigara yaktı. Kısa bir süre sonra, Kâğıthane'nin çamurlu sokaklarına yakışmayacak kadar lüks, ateş kırmızısı renginde bir araba apartmanın önüne yanaştı. Arabadan inen, platin sarısı saçları beline kadar uzanan, abartılı ama düzgün yapılmış makyajı ile kırmızı sivri topuklarını yere vurarak gösterişli bir şekilde yürüyen ablası Seyhan'dı. Songül, sigarasını söndürdü ve camı kapattı. Ablasını karşılamak için kapıya geldiğinde zil çaldı.

– Hoş geldin abla.

Elindeki poşetleri kapının girişe bıraktı Seyhan.

– Hoş bulduk güzel bacım benim.

Omuzlarından tuttuğu Songül'e sımsıkı sarıldı,

– Çok özlemişim seni bee.

– Ben de çok özledim abla.

Seyhan ayakkabılarını çıkarırken, Songül'de ablasının bıraktığı poşetleri yerden aldı ve kapıyı kapattı. Birlikte kahvaltı masasının olduğu salona geçtiler.

– Bacım bana kahvaltıda hazırlarmış.

– Hazırlarım tabi, zaten ayda yılda bir geliyorsun evime.

– Sağ ol güzel bacım. Ben de börek ve poğaça almıştım, onları da koyalım bu güzel kahvaltı masasına.

– Yok be abla, ne güzeli. Standart kahvaltı işte.

Seyhan en son bu eve iki yıl önce gelmişti. Songül ablasını yavaş yavaş süzmeye, ondaki değişiklikleri görmeye başladı. Giderek gençleşiyor, güzelleşiyor gibiydi. Kahvaltılarını yapmaya başladıkları sırada Seyhan,

Songül (Kitap Oldu)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang