54) Songül, İşe Başlıyor

516 3 0
                                    

Songül hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Ablasının kanlar içindeki o hali bir türlü gözlerinin önünden gitmiyor, sürekli kâbuslar görüyordu. Sabah gözlerini açtığında elinde poşet olan Gözde ile göz göze geldi.

– Günaydın güzellik.

– Günaydın.

– Bak, kahvaltı için börek aldım. Şunları hazırlayayım da kahvaltımızı yapalım.

Gözde'nin üzerinde askılı tişörtünden göğüs uçları belli oluyordu. Altında da mini şortu vardı. Songül:

– Bu halde mi dışarı çıktın?

– Yok be kızım, bu halde çıkar mıyım, Kemal alıp getirdi.

Kahvaltılarını yaparken Songül, Gözde'ye döndü.

– Gözde, benim iş bulmam lazım. Sürekli burada kalamam.

– Canım biliyorsun, benim yanımda da çalışabilirsin.

– Ben sana bu konudaki düşüncelerimi söylemiştim, normal bir iş bulacağım. Bir süre sonra da kendi evime çıkarım zaten.

– Yanlış anladın, yapmak zorunda değilsin. Teklifimin hâlâ geçerli olduğunu söylemek istedim.

İlaçlarını içen Songül, konuyu değiştirmek için:

– İlaçlarım da bitmek üzere, doktora da gitmem lazım.

– Müsait olduğumuz bir ara gideriz.

Elindeki telefonun arkasını Gözde'ye gösteren Songül:

– Biliyorum, çok masraflı olmaya başladım. Sende bu telefona uygun şarj kablosu var mı? Telefonumun şarjı tamamen bitmiş.

Telefona kısa süre bakan Gözde.

– Müşteriler sürekli burada şarj kablolarını unutuyorlar. Yatak odasındaki çekmece de olması lazım.

Gözde, salondan çıkıp yatak odasına gitti. İçinde çeşit çeşit kabloların olduğu makyaj masasının en alt çekmecesini açtı. Aralarından iki tanesini aldı, salona geri döndü.

– Canım, ver bana telefonu, bunlardan biri olması lazım.

Telefonun şarj kısmına elindeki kablolardan birini soktuğunda olmuştu. Televizyon ünitesinin üzerindeki fişe taktı.

– Oldu. Burada şarj olsun.

– Tamam, çok sağ ol.

Üzerinde sabahlıkları ile oturan Songül ayağa kalktı,

– Gözde bu şekilde sana yük olmak istemiyorum, bugün iş aramaya çıkacağım.

– Ne yük olması, düşünme böyle şeyleri.

– Olsun, benim işe girmem lazım.

– Sen bilirsin, ama önce duş al istersen.

– Evet, duş alıp çıkarım.

Songül banyoya girdiğinde, Gözde de bornoz ve temiz kıyafetlerini banyo kapısının arkasına astı. Banyodayken ablasının dedikleri aklına geldi. Duşunu aldıktan sonra kot pantolonunu ve kazağını giydi. Elinde sigara ile balkonda oturan Gözde'nin yanına geldi.

– Gözde, ben çıkıyorum. Sen bugün evde misin?

– Evet canım, evdeyim. Birazdan arkadaşlar da gelir zaten. Dedikodu yapacağız kızlarla.

– Tamam. Telefonum burada şarj olsun. Ben de geç kalmam zaten.

– Tamam. Dikkatli ol.

Ablasının aldığı montu giydikten sonra dışarı çıktı. Mont çok güzeldi ama sıcak tutmuyordu. Nişantaşı'ndan Şişli'ye doğru yürümeye başladı. Şişli Cami'sinin yanında bulaşıkçı arayan kafenin önüne geldiğinde camdaki yazı yoktu. İçinden "inşallah eleman almamışlardır" diye geçirdi. İçeri girdiğinde kasada kafenin sahibi duruyordu. Dua ederek kasaya doğru yaklaştı. Kafe sahibi Songül'ü tanımış gibi bakıyordu. Songül

– Merhaba.

– Merhaba, buyurun.

Songül direkt konuya girdi.

– Ben birkaç hafta önce iş görüşmesi için gelmiştim. Sizde, beni işe başlamam için çağırmıştınız ama kısmet olmadı. Hâlâ bulaşık yıkayacak elemana ihtiyacınız varsa çalışmak istiyorum.

– Biz bulaşıklar için bir bayan arkadaş aldık. Ama bu ayın sonunda askere gidecek bir personelimiz var. Onun yerine garsonluk yapabilirsiniz.

Songül, bulaşıkçılığa razıyken garsonluk teklifi geldi.

– Garsonluk daha iyi olur.

– Peki o halde. Perşembe günü gelip başlayın. Hem o arkadaş da size işi öğretir.

– Çalışma şartları aynı mı?

– Evet aynı, yine vardiyalı ve hafta içi izin var. Asgari ücret vereceğiz ve bir ay sonra da sigortanı başlatırız.

– Tamam. Perşembe günü kaç gibi geleyim?

– Sabah beş buçukta açıyoruz ama sen altı da gel.

– Tamam, size iyi günler.

– Perşembe günü görüşmek üzere...

Kafeden çıkan Songül çok mutlu olmuştu. Hemen hesaplar yapmaya başladı.

"Ayda 2.000 lira. 3-4 ay para biriktirip ev eşyası alırım. Sonra 500 liralık küçük bir ev buldum mu oldu bu iş. Ama her durumda Gözde'nin evinde en az 3-4 ay kalmam lazım."

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now