Ertesi gün...
Songül, Alışveriş merkezine geldiğinde Vedat'la buluşmasına yarım saat vardı. AVM'nin en üst katına çıktı ve Vedat'ın söylediği kafeye girdi, masalardan birine oturdu. Birkaç dakika sonra da Vedat kafeden içeri girdi. Songül'ün karşısındaki sandalyeye oturur oturmaz:
– Bu halin ne lan senin? Götüme dönmüşsün.
– Merak etme Vedat, hiçbir şey senin götün kadar iğrenç olamaz. Ne istiyorsan söyle!
Masaya gelen garsona siparişlerini verdikten sonra Vedat, konuşmaya başladığı sırada; Songül, elinde ters tuttuğu telefonun ses kayıt yerine bastı. Vedat'la konuşmalarını kaydetmeye başladı.
– Boşanma ve ev konusu.
– Onu konuştuk ya.
– Konuştuk ama evi Mine'ye vermen bana mantıklı gelmedi. Hem zaten evi bana versen bile ben onu yemeyeceğim ki, eninde sonunda Mine'ye kalacak o ev.
– Bu konuda sana son kararımı söyledim. Evi sana değil, kızıma vereceğim.
Songül'ün söylediklerinden sonra Vedat gerçek niyetini belli etmeye başladı.
– Songül, aylardır işsizim, dünya kadar da borcum var.
– Bu ne demek şimdi? Sen benim evimi satmak için mi istiyorsun?
– Ne yapacağım Allah'ın dağındaki evi, satacağım tabi. Hem kalan parayı da Mine'nin eğitimi için harcayacağım.
– Sen nasıl bir canlısın be! Geçen sene Mine'nin öğretmeni; "kızınız halk oyunlarında çok iyi, kursa gönderirseniz iyi yerlere gelir" demişti. Senin o dönemde paran olduğu halde kızı kursa göndermedin. Ben kazandığım paraları sana verip kızımı kursa yazdırdım. Sen mi kızın eğitimi için para harcayacaksın?
– Songül, çok sıkıştım. Alacaklılar sürekli arıyorlar. Bu kadar kısa sürede para bulma şansım da yok.
– Paraları, zamanında yediğin kadınlardan iste, onlar belki verir. Giresun'da sevgilin olduğu dönemde ayda birkaç kez onun yanına gidiyordun. Benim her şeyden haberim var Vedat...
– Ağzımı bozdurma Songül! Para lazım diyorum.
– Bana tecavüz ederek sevgilimden, ailemden ayıran birine yardım edeceğimi nerden çıkarttın?
– Lan bari sevgilim deme. O adamın ne mal olduğunu senden iyi biliyorum.
– Nesi varmış Yasin'in? Sen bana tecavüz etmeseydin, biz belki de onunla mutluyduk.
– Senin orospu olacağın, onun da seni satacağı kesindi ama mutlu olmanız konusunda bir şey diyemem.
– Ağzımı bozma! Herkesi kendinle karıştırıyorsun.
Vedat masanın ortasına doğru eğildi ve Songül'ü iyice yaklaştı.
– Dur sana ağzından düşürmediğin Yasin'i anlatayım. Hani size geldiğim gün, Yasin'le buluşmak için süslenip püslenmiştin.
– Bana tecavüz ettiğin gün yani?
– O gün işte. Sen o günün akşamında neden Yasin'e ulaşamadın?
Songül, biran duraksadı ve Vedat'ın söylediklerine odaklandı.
– Şarjının bittiğini söylemişti.
– Nah şarjı bitmişti. Yasin o gün seni benim altıma vermek için benden para aldı.
Duydukları karşısında Songül, şok olmuştu ve o anı hayal etmeye başladı. Vedat devam etti.
YOU ARE READING
Songül (Kitap Oldu)
General Fiction"Baba, ben geldim, küçük kızın. Hani hasta olduğunda başında beklediğini söylediğin, dokunmaya bile kıyamadığın kızın. Baba biliyor musun? On beş yaşına kadar babam varmış gibi hissettim ama son zamanlarda o hissin nasıl bir duygu olduğunu hatırlamı...
