Seyhan, hazırlıklarını yapmış, Songül ile birlikte salonda otururlarken kapı çaldı. Seyhan kapıyı açmak için ayağa kalktı.
– Geldiler Songül, sen odaya geç. Yatağın diğer tarafındaki komidinin çekmecesinde telefonun. Bilgin olsun.
– Tamam abla, sağ ol.
Kapıyı açmakta geciken Seyhan'ın karşısında pişkin pişkin sırıtan iki adam vardı. Polat'ı görünce yüzü asıldı. "geldi yine arkacı" dedi içinden.
– Hoş geldiniz.
Mutluluğunu gizlemeyen Baran:
– Hoş bulduk yavru.
Seyhan, ayakkabılarını dışarıda çıkartmaya çalışan Polat'a:
– Dışarıda değil, içeride çıkar. Komşularla aram iyi değil zaten.
Seyhan'ın misafirleri geldiğinde, çıkarttıkları gürültüler yüzünden apartmandakilerle sorun yaşıyordu. Baran ve Polat salona geçtiler, peşlerinden de Seyhan. Salondaki masayı gören Baran:
– Ooo, bu ne güzel bir masa, kız sen bu işi gerçekten iyi biliyorsun.
– On iki yıl oldu bebeğim...
Baran, Polat'a dönerek;
– Seyhan'ı ben Gözde'nin yanındayken tanıyorum. Gözde'nin öğrencileri her zaman müthiş oluyor.
– Biliyorum. Sanki ilk defa geliyorum buraya. Sen de içmeden sarhoş mu oluyorsun?
– Hee, doğru ya.
– Ulan buraya her seferinde başka biri ile geldiğini bu kadar belli etme bari.
Seyhan'a yöneldi Baran.
– Görüşüyor musunuz hâlâ Gözde ile?
– Görüşüyoruz ama merhaba merhaba, hepsi o kadar.
– İyi bari...
Baran'ın lafı bitmeden araya girdi Polat:
– Geleli yarım saat oldu ama bardaklarımız hâlâ boş, bu nasıl misafirperverlik.
Seyhan, eline rakı şişesini aldıktan sonra Polat'a
dönerek;
– Abartma be, daha kıçını yeni koydun koltuğa.
– Seviyorum lan bu karıyı, hiç altta kalmıyor
Sürekli sırıtmakta olan Baran:
– Yok yok asla altta kalmaz, zaten onun en güzel olduğu an, üstte olduğu an.
Seyhan;
– Lan oğlum ikiniz de içip mi geldiniz, bu ne enerji.
Baran:
– Bu akşam çok güzel olacak, sen bardaklarımızı doldur da daha da güzelleşsin.
Rakı bardaklarını doldurdu Seyhan.
– Bugün siz de bir şey var ama hadi hayırlısı.
Seyhan ve Baran, sohbet etmeye başladılar. Polat da telefonu ile ilgileniyordu. Saat 23:47 olmuştu. Songül yüzüstü yatmış Poyraz ile mesajlaşıyordu. Yıllar önce Yasin'le yazıştığı anıları gözünün önünde canlandığı sırada, oda kapısının açılması ile irkildi. Vedat'ın kalın sesini duydu.
– Songül, bana havlu getirir misin?
Songül arkasını dönmeden bağırmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/176442248-288-k514577.jpg)
YOU ARE READING
Songül (Kitap Oldu)
General Fiction"Baba, ben geldim, küçük kızın. Hani hasta olduğunda başında beklediğini söylediğin, dokunmaya bile kıyamadığın kızın. Baba biliyor musun? On beş yaşına kadar babam varmış gibi hissettim ama son zamanlarda o hissin nasıl bir duygu olduğunu hatırlamı...