34) Seyhan, Müşterilerinden Dayak Yiyor

586 8 0
                                    

Seyhan, hazırlıklarını yapmış, Songül ile birlikte salonda otururlarken kapı çaldı. Seyhan kapıyı açmak için ayağa kalktı.

– Geldiler Songül, sen odaya geç. Yatağın diğer tarafındaki komidinin çekmecesinde telefonun. Bilgin olsun.

– Tamam abla, sağ ol.

Kapıyı açmakta geciken Seyhan'ın karşısında pişkin pişkin sırıtan iki adam vardı. Polat'ı görünce yüzü asıldı. "geldi yine arkacı" dedi içinden.

– Hoş geldiniz.

Mutluluğunu gizlemeyen Baran:

– Hoş bulduk yavru.

Seyhan, ayakkabılarını dışarıda çıkartmaya çalışan Polat'a:

– Dışarıda değil, içeride çıkar. Komşularla aram iyi değil zaten.

Seyhan'ın misafirleri geldiğinde, çıkarttıkları gürültüler yüzünden apartmandakilerle sorun yaşıyordu. Baran ve Polat salona geçtiler, peşlerinden de Seyhan. Salondaki masayı gören Baran:

– Ooo, bu ne güzel bir masa, kız sen bu işi gerçekten iyi biliyorsun.

– On iki yıl oldu bebeğim...

Baran, Polat'a dönerek;

– Seyhan'ı ben Gözde'nin yanındayken tanıyorum. Gözde'nin öğrencileri her zaman müthiş oluyor.

– Biliyorum. Sanki ilk defa geliyorum buraya. Sen de içmeden sarhoş mu oluyorsun?

– Hee, doğru ya.

– Ulan buraya her seferinde başka biri ile geldiğini bu kadar belli etme bari.

Seyhan'a yöneldi Baran.

– Görüşüyor musunuz hâlâ Gözde ile?

– Görüşüyoruz ama merhaba merhaba, hepsi o kadar.

– İyi bari...

Baran'ın lafı bitmeden araya girdi Polat:

– Geleli yarım saat oldu ama bardaklarımız hâlâ boş, bu nasıl misafirperverlik.

Seyhan, eline rakı şişesini aldıktan sonra Polat'a

dönerek;

– Abartma be, daha kıçını yeni koydun koltuğa.

– Seviyorum lan bu karıyı, hiç altta kalmıyor

Sürekli sırıtmakta olan Baran:

– Yok yok asla altta kalmaz, zaten onun en güzel olduğu an, üstte olduğu an.

Seyhan;

– Lan oğlum ikiniz de içip mi geldiniz, bu ne enerji.

Baran:

– Bu akşam çok güzel olacak, sen bardaklarımızı doldur da daha da güzelleşsin.

Rakı bardaklarını doldurdu Seyhan.

– Bugün siz de bir şey var ama hadi hayırlısı.

Seyhan ve Baran, sohbet etmeye başladılar. Polat da telefonu ile ilgileniyordu. Saat 23:47 olmuştu. Songül yüzüstü yatmış Poyraz ile mesajlaşıyordu. Yıllar önce Yasin'le yazıştığı anıları gözünün önünde canlandığı sırada, oda kapısının açılması ile irkildi. Vedat'ın kalın sesini duydu.

– Songül, bana havlu getirir misin?

Songül arkasını dönmeden bağırmaya başladı.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now