25) Songül, Fatma Ablasına Poyraz'ı Anlatıyor

695 8 0
                                    

Sabah olduğunda telefonunun sesi ile uyandı. Arayan Yasemin'di.

– Alo.

– Efendim Yasemin?

– Sen hâlâ uyuyor musun, saat on oldu kızım.

– Uyuyakalmışım ama çok huzurlu uyudum bu gece.

– Aaa, çok sevindim.

– Sağ ol canım.

– Vedat evde mi?

– Çoktan gitmiş olması lazım ama bakayım.

Yatağından kalkıp açık olan yatak odasının kapısından içeri baktı ve konuşmasına devam etti:

– Yok evde canım.

– İyi o zaman, sen niye mutlusun bakayım. Sesin kıpır kıpır geliyor

– Biriyle tanıştım.

Şaşkınlığın gizleyemedi Yasemin, sorularını peş peşe sıraladı:

– Kim bu adam? Nerede tanıştınız? Ne iş yapıyor?

– Yavaş ol kız, bir ara anlatırım. Kendime daha gelemedim, sonra konuşalım mı?

– Olur. Kendine dikkat et Songül'üm. Sen benim için değerlisin.

– Sağ ol canım, görüşürüz.

Songül, yorgan ve yastığını topladıktan sonra, kendisine kahve yaptı ve eline oyasını aldı. Birkaç dakika sonra kapı çaldı.

– Kim o?

– Benim canım, Fatma ablan.

Yaptığı dantel ve oyaları pazarda satan Fatma ablası gelmişti. Kapıyı açtı:

– Hoş geldin abla, gelsene içeri.

– Hoş bulduk canım.

Birlikte salona geçtiler.

– Songül, biliyorsun iki gün sonra kermes var. Tülbent kenarlarından kaç tane yaptın?

– Çok yaptım abla, yeterince zamanım da vardı zaten. Sen gelmeden önce de Yasemin'le telefonda konuştum biliyor musun?

– Lütfen canım, başlama yine.

– İnanmıyorsun değil mi hâlâ. Ben yaseminle görüşüyorum abla.

– Neyse artık canım, bana kahve yok mu?

– Kusura bakma abla, kafam başka yerde olduğu için soramadım, hemen yapayım.

Mutfağa gitti Songül. Hazır olan sıcak su ile iki tane daha kahve yaparken, salondan bağırdı Fatma.

– Songül, bugün farklı gördüm seni, gözlerinin içi parlıyor. Hayırdır?

Elinde kahvelerle gelirken.

– Dün biri ile tanıştım, kafamı allak bullak etti.

– Ciddi misin sen? Neci bu herif? Nerede tanıştınız ki?

Olan biteni anlattı Songül.

– Kızım, dikkatli ol. Sen dışarıdaki hayatı fazla bilmiyorsun, senin bıraktığın gibi değil artık. Şu adamın kartını ver bakayım.

Çantasından çıkarttığı kartı uzattı Songül.

– Poyraz Adalı. İş yeri numarası 216 ile başlıyor. Anadolu yakasında değil mi?

– Evet abla, bizim bu tarafa iş için gelmiş. Normalde karşıda iş yeri.

– Dediğim gibi kızım dikkatli ol.

– Tamam ablam.

– Sen oyaları hazırladıysan getir de kermes için ayarlayayım, daha çok yere uğramam lazım.

– Poşete koymuştum, hemen getiriyorum.

Fatma'yı yolcu ettikten sonra ev işlerini yapmaya başlamadan önce, aklından çıkaramadığı Poyraz'ı aradı.

– Alo.

– Merhaba.

– Nasılsınız Poyraz Bey?

– İyiyim, siz nasılsınız Songül Hanım?

– Sağ olun. Önceki gün teşekkür edemedim, benim için kısa bir görüşmeydi ama çok değerli bir akşam oldu.

– Asıl ben teşekkür ederim, güvenip teklifimi kabul ettiğiniz için.

Bu gibi durumlarda ne konuşulacağını, nasıl devam etmesi gerektiğini bilmediği için Songül'ün söyleyecek bir şeyi kalmamıştı. Birden:

– Kocam hafta içi Giresun'a annesinin yanına gidecek. Tekrar çay içmemiz mümkün mü?

dedi ama hemen pişman oldu.

"Gelecek cevap ya olumsuz olursa, kendi kendime gelin

güvey olmuş olurum."

– Bu hafta içi yurtdışına çıkıyorum, hafta sonu döneceğim, lütfen kusuruma bakmayın. Döndüğümde ben de sizinle çay içmeyi, sohbetimize kaldığımız yerden devam etmeyi çok isterim.

"İstemiyordu işte. Kim ne yapsın ki beni. Evliyim, çirkinim, bakımsızım ve hastayım."

– Sağlık olsun, size şimdiden iyi yolculuklar dilerim.

– Teşekkür ederim, şimdi kapatmalıyım. Sesinizi duymak güzeldi.

Songül (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin