Bölüm 12 ● Kan

21.7K 1.2K 446
                                    

  Bugün yayımladığım ikinci bölüm, 11'i okumayı unutmayın,keyifli okumalar 💖

●●●

"Feda!" Dedemin seslenmesiyle yatağımdan zar zor kalktım ve salona gittim. "Efendim en kral dedem?"

  "İşine gelince nasıl da yalakalık yapıyorsun,aynı anan gibisin." Diye söylenip güldü. Ben de gülerek yanına oturdum,televizyonun karşısında oturuyordu.

  Anneannem ve Sefa da akşam yemeğini hazırlıyorlardı.Cefa hala uyuyordu muhtemelen.Sabaha kadar ders çalışıyordu hain. O yüzden bu saatte kadar uyuduğunu tahmin etmek zor değildi.Ayı işte n'olacak?

  "Bu akşam şöyle kalabalık bir yemek yiyelim. Gülümser'le çok güzel şeyler hazırladık." Diyerek anneanneme gülümsedi. Onların aşkına da ayrı bir hayrandım. Annem 18 yaşındayken evlenmiş bu ikisi, annem ve Can dayım aynı mahallede oturuyorlarmış ve çok yakın arkadaşlarmış. Onlar sayesinde anneannem ve dedem tanışmışlar. Birbirlerine aşık olup evlenmeye karar vermişler. Evlenir evlenmez de İstanbul'a taşınmışlar. O zamanlar anneannem yürüyemiyormuş. Ama dedem ona doktor bulup yurtdışında tedavi ettirmiş. Anneannem hep "Dedeniz bana önce sevmeyi,sonra sevilmeyi sonra da yürümeyi öğretti. Bana hayatımı verdi," der. Onlarınki de böyle bir aşk işte.

  Allahım,önümde o kadar güzel aşklar var ben neden sürekli sapım?

  "Annemleri mi çağırayım,dede?" Diye sordum düşüncelerimden ayrılarak. "Doğan'ları da çağır." Dedi. Aklıma Meray gelmişti hemen. Kız nasıl olmuştu acaba?

  "Tamam dede,giderim hemen." ve hızla evden çıkıp önce bizim eve gittim. Kapıyı babam açmıştı ve uykusundan uyanmıştı sanırım. Antrenmandan gelir gelmez uyuyordu çoğunlukla çünkü yoruluyordu.

  " Ne var lan?" Dedi gözleri yarı kapalı. Sırıttım. Kimin babası be?

  "Peder,dedem sizi yemeğe çağırdı." Babamın uykusu hemen açılırken yüzünü ovuşturdu. "Tamam,anneni çağırıp geliyorum."

  "Tamam reyiz, ben Doğan Abi'leri çağıracağım." Cevap vermesini beklemeden merdivenlere yönelip hızlı hızlı aşağı kata indim. Asansörden daha hızlı olduğu kesindi.

  Kapıyı çalarken garip bir şekilde kalbim hızlanmış ve içim bir tuhaf olmuştu. Koşturdum ya,ondandı muhtemelen.

  Kapı açıldığında başımı yerden kaldırıp açan kişiye baktım. Meray açmıştı ve... Siktir,her tarafı kandı.

  "Bu ne hal?" Diye sordum telaşla. O da beni görünce birden paniklemişti. "Burnum kanıyor." Dedi elindeki peçeteyi burnuna bastırırken. Akmasını engellemek için de başını geriye yatırıp duruyordu.

  "Lan ne yapıyorsun?" Bir adımda yanına gidip başını dikleştirdim. "Başını arkaya yatırma,kan beynine giderse görürsün ebeni. Annenler nerede?"

  "Babam ve Yaren markete gittiler,annem de komşuda."

"Çağır o zaman,bu kadar kanaması normal değil."

  "Yok yok,çağırmayalım. Boşuna telaşlanır şimdi. Ben hallederim." Dedi yine panikle. Küfür ederek terliklerimi çıkardım ve yanlış tuttuğu peçeteyi biraz yukarı kaldırıp tam burun kemerine bastırdım. Meray gözleri kocaman bana bakıyordu. Elim elinin üzerine kapanmıştı,utandı sanırım.

  Lan biz bu kızla iki gündür ne demeye saçma sapan yakınlaşıp duruyoruz?

  Meray utanarak elini çekince ben de kendime geldim ve içeri girip onu banyoya götürdüm. Lavabonun üzerinde bir sürü kanlı peçete vardı. Şok olsam da çaktırmadım ona. Babamdan öğrendiğim gibi önce başını lavaboya eğdim. Saçlarını geriye attım. Epeyce uzun saçları vardı ve çok güzel kokuyorlardı. Tabii konumuz bu değil.

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu