Bölüm 41 ● Bitti

20.2K 1.1K 127
                                    

Feda: Annemi çıkarıyorlar

  Bunu yazar yazmaz telefonu aceleyle cebime sıkıştırdım ve herkes gibi ayaklandım. Etrafında bir sürü hemşire vardı, annemin üzerini tamamen örtmüşlerdi. Bir tek güzel yüzünü görebiliyorduk. Mışıl mışıl uyuyor gibiydi.

  Babam hemen sedyenin bir kenarına geçip annemin elini tuttu.

  "Bitti güzelim, her şey bitti." Elini yanağına yaslayıp derin bir nefes aldı ve öptü. Daha fazla durmasına hemşireler müsade etmemişlerdi. Bu yüzden biz de gidemedik yanına. Kısa süre içinde onu yoğun bakıma aldılar.

Sonra Didem Abla yanımıza geldi zaten, haber vermek için. Cümbür cemaat onun etrafına toplandık. Fazla kişi yoktu. Necip ve Oğuzhan Amcamlar vardı. Bir de babam annemi dinlemeyip Can Dayımı çağırmıştı. Dayım, annemin öz kardeşi olmasa da öz gibiydi. İkisinin arkadaşlığı sayesinde dedem ve anneannem evlenmişlerdi. Annemin herkesten saklayıp dayıma söylemesini bekliyordum aslında ama cesaret edememişti. Babam da herkese tamam demişti ama sayımı dışarıda tutmuştu bu sözünde. Sonuçta kardeşiydi ve bence de haberi olması gerekiyordu. Annem ameliyata girmeden yarım saat önce ta İtalya'dan gelmişti ve kırgın olmasına rağmen anneme uzun uzun sarılmıştı. Geldiğinde yanında Çisem yengem ve küçük kızları Çisil de vardı.

  Elimi çekiştiren küçük kıza gülümseyip onu sandalyeye otutturdum ve babamların yanına gittim.

  "Dediğim gibi, ameliyat başarılı geçti." Diyerek başladı Didem Abla, gülümsüyordu. Bu içimi rahatlatmıştı.

  "İngiltere'den getirdiğin doktor cidden işini çok güzel yaptı Emir. Onunla da konuşmak istersen yarın için ayarlayabilirim. Ameliyatı robot üzerinden yaptığımız için enfeksiyon riski yüksekti ancak çok iyi dezenfekte ederek, steril bir ortamda yapıldı. Bu yüzden enfeksiyon riski oldukça düşük şu an. Deniz'i yoğun bakıma aldık ki bunu her ameliyattan sonra yaparız, kontrol altında tutulabilmesi için. Büyük ihtimalle sabah odaya alırız." Uzanıp babamın omzunu sıvazladı. "Geçmiş olsun kardeşim," dedi. Babam güldü ve Didem Ablaya sarıldı sıkıca. Ben daha fazla duramayıp sandalyelerden birine oturdum.

  Annem iyiydi. O hastalıktan kurtulmuştu. Benim annem kanseri yenmişti.

  Kendimi çok tuhaf hissediyordum. Haftalardır o kadar çok baskı altında kalmıştık ki hepimiz, sinirlerimiz alt üst olmuştu.

  Omzumda bir el hissettiğimde başımı kaldırıp baktım. Necip Amcam elini omzuma koymuş gülümseyerek bakıyordu bana.

  "Gözün aydın paşam," dedi. Bence de, gözümüz aysındı artık.

  "Sağolasın amca," diyerek gülümsedim. Elini çektikten sonra bir şey demedi.

  "Feda Abi," yüzüme yasladığım ellerimi çekiştiren Çisil'e baktım. "Efendim abim?"

  "Deniz Halamı özledim ben sanırım," deyip dudak büzünce gülümsedim ve tutup kucağıma oturttum.

  " Ben de çok özledim, ama Deniz Halan sabaha gelecek yanımıza. Uyuyacağız, uyanacağız ve onu görebileceğiz." Gülümseyerek sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım.

  "Ben de uslu uslu uyuyayım o zaman, Deniz Halam hemen gelsin yanıma." Böyle söylerken ki tatlılığına karşın sıkı sıkı sarıldım Çisil'e. Normalde çocuk sevmezdim ama Çisil'e karşı çok farkıydım. Öz kardeşim gibiydi. Beş yaşında falandı ve çok tatlıydı.

  "Hih!" Çisil birden çekilince kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ne?"

  "Meray Abla! Ona bir şey söylemem gerek." Kucağımdan atlayıp Meray'a doğru koşturunca ister istemez göz göze gelmiştik. Güzel bir gülümsemeyle bir bana bir Çisil'e bakıyordu. Ben de ona hafifçe gülümsedim ve kalkıp babamın yanına gittim, belki yapacak bir şey falan olurdu.

  Annemin haberini alınca babam herkesi haberdar edeceğini söylemiş ve göndermişti. Malûm, saat geç olmuştu artık. Bizi de gönderecekti aslında ama biz direnince vazgeçmişti. Annemin kaldığı yoğun bakımın önüne gittik hep birlikte. Dedem ve anneannem burada kalmak isteyince bir oda ayarlamıştı Didem Abla onlar için. Bu yüzden babam ve biz üçümüz kalmıştık. Yoğun bakımın geniş camını görünce Sefa önüne koşturdu hemen. Peşinden de bizler tabii... Annemi yeni yatırmışlardı,makinaları bağlıyorlardı. Yatağının hemen yanındaki kalp atışlarını gösteren ekrana bakıp binlerce kez şükrettim. O zik-zakları görmek bile yeterdi benim için.

  "Annem bizi bırakmadı," diye mırıldanan Sefa'yı duyunca gülümseyip başımla onayladım. "Bırakmadı."

   Babam, ben ve Cefa'nın arasında duruyordu. Cefa'nın yanında ise Sefa vardı. Zor da olsa iki kolunu da omuzlarımıza uzattı babam. "Bırakmayacaktı lan tabi, aksini düşünebilir miyiz hiç?" Babamın resmen gözlerinin rengi yerine gelmişti. Annemin iyi haberini aldığımızdan beri haftalardır olan o hüznü biraz da olsa dağılmış gibiydi. Sevince böyle mi oluyordu?

  İç geçirip anneme baktım. "Çok korktuk baba. Size bir şey olursa biz ne yaparız?" Bunu söyleyen Cefa idi. Babam gülümseyerek ona baktı.

  "Vademiz yettikçe her daim yanınızda olacağız biz. Aklınıza sakın kötü şeyler getirmeyin. Anneniz haftalardır kim için ayakta durmaya çalışıyordu sanıyorsunuz?" Babam üçümüze birden sıkı sıkı sarıldı. "Annenizin de benim de sizden başka bir şeyimiz yok."

  İçim huzurla dolarken babamın beline sıkı sıkı kolumu doladım. "Lan eşek sıpaları, boyuma geldiniz resmen." Babam ayrılınca onunla aynı boyda olan benim saçlarımı karıştırdı. "Hele sen! Basketbol oynamanı yasaklıyorum." Ortamı yumuşatmaya çalıştığını anlayınca ben de ayak uydurdum gülerek.

  "Valla reyiz, sen ne zaman futbolu bırakırsan ben de basketbolu bırakacağım. Hadi bakiyiiim!" Bizimkiler gülünce babam başını iki yana salladı. "Aman bırakma. Ama o boy beni geçerse evlatlıktan reddederim."

  "Baba!" Gülerek gözlerimi anneme çevirdiğimde, yüzündeki makinaya rağmen gülümsediğini ve yarı açık gözleriyle bizi izlediğini gördüm.

  "Annem uyanmış lan!" Hepimiz aynı anda cama yapışınca daha çok güldü. Didem Abla da bize bakıp güldükten sonra annemin parmağındaki aleti gevşetti. Annem de elini halsizce kaldırıp salladı.

  Omzularımdaki öküzün büyük bir kısmı kalkarken ellerimle kalp yaptım anneme. Normalde nefret ettiğim bu hareketleri bir anneme yapardım zaten. Mutlu olsun diye.

  Annem son bir bakış attıktan sonra gözlerini kapattı ama yüzündeki gülümseme hala silinmemişti. Başımı cama yaslayıp elimi de cama yasladım, sanki ona dokunabilecekmişim gibi.

  Teşekkür ederim Allah'ım, dedim içimden, bu hayattaki en kıymetli varlığımı elimden almadığın için teşekkür ederim.

●●●

Bu bölüm içime sinmedi ama sonunda o güzel haberi verebildim cjzlxkzlcjxkzjsh

  Bir sonraki bölüme gönlümü verdim arkadaşlar. Ama siz okumadınız daha. 😈😈

  Ben çok kötü bir yazar oluyorum, niye böyle oldu? Ahsuchxjshs

  Neyse hadi eyw

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin