Bölüm 66 ● Beni Sen İnandır (Doğum Günü Part2)

17.1K 927 325
                                    

"Herkes bir saniye beni dinleyebilir mi lütfen?" Erdinç Abi'nin sesi herkesi birer birer susturunca memnun olmuşçasına gülümsedi. Erdinç Abi, Sefa'nın Kadıköy'deki arkadaşlarından biriydi ve bizim partiye Dj olarak gelmeyi kabul etmişti sağolsun.

"Reis müziği niye kestin ya?" Önden bir çocuk sahneye şenlenince Erdinç Abi ona susmasını söyleyen bir bakış attı.

"Sahneyi bir kaç dakikalığına Meray'a emanet edeceğim çünkü. Meray, sahne senindir güzellik."

Güzellik mi? Yutkundum ve derin bir nefes verdim. Erdinç Abi'nin bana inat olsun diye yaptığı belliydi, kabinine dönerken bana bakıp sırıtmasından belliydi. Gözlerimi devirip güldüm ve Meray'a baktım. Boyuyla eşit olan mikrofonu epey kısaltıp kendine göre ayarladı ve tabureyi çektikten sonra kabine gidip elinde gitarıyla döndü.

Hadi canım!

Milleti ite ite en öne gittim, çok geçmeden Arden de yanımda bitmişti. Yanında da Sarp vardı. "Yenge yine döktürecek." Arden bana takılınca sırıttım.

Meray gözlerimin içine bakıp mikrofona yaklaştı.

"Birazdan söyleyeceklerim benim için fazlasıyla özel şeyler olacak. Bu ortamda içimi dökmek pek doğru olmayabilir ama umrumda değil. Bir kaç dakika dinlemeniz benim için yeterli, sıkılacağını düşünen varsa çıkabilir." Deyip bir süre gözlerini gezdirdi. Onunla birlikte ben de baktım. Çıkan kimse olmayınca gülümsedi.

"Henüz beş yaşındayken, annem bana pamuk şeker almadığı için oturup saatlerce ağladığımı hatırlıyorum. Çünkü pamuk şeker dünyanın en özel şeyiydi benim için ve 17 yaşında olsam bile bu değişmedi." Güldü ve devam etti.

"Ben evimin önünde ağlarken biri geldi yanıma. Üst komşum ve en sevdiğim oyun arkadaşım olan Feda." Herkesin gözü bana çevrilmişti hemen. Ama ben onlara bakmadım, dikkatle onu dinliyordum.

O günü hatırlıyordum.

"Neden ağladığımı sordu ve ben de nedenini anlattım. Hiç bir şey söylemeden koşarak yukarı çıktığını hatırlıyorum. Çocukluk aklı işte, ağladığım için çirkin gözüktüğümü ve Feda'nın bundan korkup kaçtığını düşünmüştüm, daha çok ağlamıştım."

Herkesle birlikte ben de güldüm. Bir insan hiç mi değişmezdi ya?

"Her neyse, aradan bir kaç dakika sonra Feda yanıma tekrar geldi ama arkasında bir şey saklıyordu. Hemen yanıma oturdu ve utanarak bana baktı. Ardından dedi ki; Lütfen ağlama Meray, ağlayınca istediğin şeyi elde edemezsin. Bunu bana babam söyledi ve bence de haklı. Ağlamak yerine aklında olan şeyi çok istemelisin. Çok istersen oluyor, bak. dedi ve elinde duran yarışı yenmiş pamuk şekeri bana uzattı. Sefa'nın yatağının altındaki bozuk şekeri getirmiş olsa da, bu bile yetmişti bana." Deyip güldü. Onun gülüşüyle ben de güldüm.

"Bu anıyı neden anlattığımı az sonra anlarsınız. Ama ondan önce..." gözlerime baktı yine. "O yarım ve bozuk pamuk şekeri getirdiğin için teşekkür ederim. O günden beri sana karşı olan düşüncelerim gram değişmedi Feda. Yine bir şey için ağlasam sen yine o şeyi bulup getirirsin bana, biliyorum. Bu yüzden iyi ki varsın. İyi ki hayatımdasın. İyi ki seni sevmişim. İyi ki ilk aşkım ve hayatım boyunca asla unutamayacağım sayılı kişilerden birisin. Hayatımdan bir gün çıksan bile kalbimin merkezi daima sana ait olacak. İyi ki seni seviyorum."

Kalabalıktan 'ooo' lamalar yükseldi hemen. Ona en içten gülümsememle baktım. Söylediği tüm bu şeyler...

Çok özelsin Yarem. Çok güzelsin. İyi ki benimlesin.

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now