Bölüm 57 ● Korkuyorum

20.9K 1K 196
                                    

"Günaydın lan ezik," Sarp yine her zamanki sabah enerjisiyle çantasını soraya bıraktığı gibi kafasını da üzerine koydu. "Kanka bir uykum var,anlatamam. Dün gece abin yine parti parti gezdi." Gevşekçe sırıtınca ben de sırıttım. "ve kalkıp okuluna geldi, tıpkı uslu bir çocuk gibi."

Sefa dediğime kahkaha atarken Sarp da söylenerek montunu çıkarmaya girişmişti.

Biz ona gülerken telefonum çaldığında cebimden çıkarıp baktım. Didem Abla arıyordu.

Sabahın köründe?

Bir sorun olmadığı sürece o beni aramazdı ki!Allah kahretsin!

"Didem Abla? Meray iyi mi?" Diye sorarken çoktan montumu giymeye başlamıştım bile.

"Feda, Meray yine ateşlendi ve kanaması var, burnu kanıyor. Babana ulaşamadım, o yüzden seni-"

"Çıktım bile." ve telefonu kapatıp aceleyle cebime attım.

"Ne oldu lan? Meray iyi mi?"

"Sikeyim, hayır! İyi değil!" Çantamı takıp sınıftan çıktığımda arkamda çoktan bir hareketlenme olmuştu. Sarp ve Sefa tek kelime etmeden çantalarını alıp yanıma gelmişlerdi. Sınıfının önünden geçerken Sefa, Cefa'yı da çağırdı.

Hadi kardeşlerim neyse de, Sarp'ın bizimle gelmesi ilginçti. Yine de çok takılmadım çünkü daha önemli olan şeyler vardı.

Daha ders ziline çok olduğundan kolayca çıktık okuldan. Hiç olmadığım kadar hızlıydım ona koşarken. Yemin ederim,o on dakika nasıl geçti bilmiyorum. Aklımda olan tek şey Meray'ı kaybetme korkusuydu. Şu sikik nakilin artık olması gerekiyordu yoksa onu kaybedecektik.

Hastaneye gelir gelmez Meray'ın odasına çıktık ama orada yoklardı. Yine yoğun bakıma kaldırılmış olmalıydı. Ona geldiğim ilk gün de yaşamıştım bunları ve ağır geliyordu.

Doğan Abi ve Zeynep Abla yoğun bakımın önünde perişan halde bekliyorlardı ve Yaren yanlarında değildi.

"Doğan Abi?" Seslendiğimde bizi görüp ayağa kalkmıştı.

"Hoş geldiniz çocuklar," dedi bitkin bir sesle. Bu adamı ilk kez böyle çökmüş görüyordum.

"Bir problem yok, değil mi?" Cefa sormuştu bunu. Doğan Abi yutkundu. "Meray'ın ateşi düştü ve normale döndü ama Didem daha fazla beklemeyeceklerini söyledi. Birazdan ameliyata alacaklar, Yaren'i de hazırlamaya götürdüler."

Yani bu demek oluyordu ki, artık nakil gerçekleşecekti. Derin bir nefes verdim. Zaten ben de bunu istiyordum. Daha fazla bu kaybetme korkusuyla yaşayacak gücüm kalmamıştı. O da annem gibi iyileşsin istiyordum. Meray'la yaşayacağımız çok şey vardı, olmalıydı.

Daha 'Ölmeden Önce Yapılacaklar' listesindeki maddelerin üzerini çizmemiştik mesela. Onları yapmadan ölemezdi.

Ölüm... O şair haklı falan değildi. Meray'ın yüzü çok güzeldi, ama ölüm onun güzel yüzünde güzel durmayacaktı. Meray bir ölümle yarıştırılamayacak kadar güzeldi, tam da bu yüzden yenmeliydi. Yanımda olmalıydı.

Mecazen demiyorum, baya yanımda olmalı ve elimi tutmalıydı.

Bir süre sonra bize haber verildi ve ameliyathanenin olduğu koridora gittik. Annemin de ameliyat olduğu yerdi burası.

Kalbim hiç olmadığı kadar sıkışırken yüzümü buruşturdum. Daha önce hissetmediğim hislerdi bunlar. Allah biliyor ya, daha önce ailem dışında kimseyi kaybetmekten korkmamıştım.

Bence buradan çıkarmam gereken bir sonuç vardı. 5 yaşımdan beri hayatımda olan ama henüz bir kaç aydır yanımda hissettiğim bu kız ailemden biri oluyordu. Ama ne annem gibiydi, ne de kardeşim. Meray hepsi olmuştu benim için. Hem annemdi, hem kardeşimdi, hem de...

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now