Bölüm 69 ● Ağla

17.2K 945 192
                                    

"Asel!?" Dedim şaşkınlıkla. Sırıttı ve gelip karşımda durdu. "Evet, benim."

"İalitiraf sen olamazsın!"

"Benim Meray, neden olmayayım?"

"Çünkü sen... Beni sevmezsin. Sen kimseyi sevmezsin!"

Asel ile aynı sınıftaydık ve benden bir farkı yoktu açıkçası. Hatta benden daha beterdi. Arkadaş olmayı geçin, merhabalaştığı kimse bile olmazdı. Buna ben de dahil.

"Bunun nedeni de itiraf sayfasının sahibi olmam olabilir mi? Okuldaki şerefsizlerin gerçek yüzlerini o kadar çok görüyorum ki, karşı karşıya gelince dayanamıyorum bakmaya." Yüzünü buruşturdu. "Hepsi orospu çocuğunun önde gideni."

Haklı isyanına gülmeden edemedim. Ben gülünce o da gülmüştü.

"Peki beni onlardan ayıran ne? Neden beni koruyor ve umursuyorsun?" Diye sorduğumda gözlerini kısıp bir süre beni izledi ve omuz silkti. "Sen onlardan değilsin. Senin için dışın bir, Meray. Aynı sınıfta olduğumuz için seni gözlemleme fırsatım oldu ve... Bilmiyorum, bana benziyorsun sanırım."

"Garip bir kızsın." Deyip tekrar güldüm ve başımı salladım. "Öyle diyorsan öyle olsun."

"Oturalım mı bir yere, zamanın var mı?" Telefonumun ekranını açıp saate bir göz attım ve Asel'e baktım. "Evet, var."

Birlikte ilerideki kafeye doğru yürümeye başladık. "O kızın sen çıkmasını beklemiyordum." Dedim dürüstçe. Aklımın ucundan bile geçmezdi. Asel soğuk bir kız gibi duruyordu ama sosyal medyadan konuştuğumuzda aşırı sıcak kanlıydı.

"Çoklu kişilik bozukluğum olduğu doğrudur." Dedi gülerek.

Çok geçmeden kafeye ulaştık ve bir masaya oturup içecek bir şeyler söyledik. Asel ellerini masanın üzerinde birleştirip bana doğru eğildi. "Meray,ben buraya seni dinlemek için geldim. O gün partide ben de vardım ve... Ozan'ın yaptığı piçliği gördüm. Sonrasında ne oldu hiç bir fikrim yok ama Feda ile sorununuz o günden beri var. Aslında manita olmanızı bekliyordum." Deyip dudaklarını büzdüğünde, onun ne kadar da taş gibi olduğunu düşünüyordum.

"Nedenini bilmesem de sana güveniyorum." Gülümsedim. "Belki de bana yardim edebilirsin, çünkü ben ne bok yiyeceğimi şaşırmış vaziyetteyim."

"Bunun için buradayım, dökül." Dedi heyecanla.

O gün olanların üzerinden kısa bir özet geçtiğimde şaşkınlıkla beni dinliyordu. "Feda'yı öldürmemem için tek bir sebep söyle."

İç geçirdim. "Onu hala köpek gibi seviyorum. Malım galiba."

Asel gülümsedi ama gözlerinden şefkat fışkırıyordu sanki. Onu daha önce böyle görmediğim için şaşkındım haliyle.

"Sadece çok seviyorsun, mallık denilmez buna bence."

"Ne yapmalıyım, Asel?" Cidden çaresizdim ve şu bir haftada bana yardımcı olan kimse yoktu. Ablam da dahildi buna. Sürekli ders çalışıyor, sevgilisiyle dışarı çıkıyordu. Cefa'nın derdi başından aşkındı, ablam yüzünden. O yüzden ona da laf edemezdim. Rapor alıp okula da gitmemiştim, sadece bir gün gitmiştim ve onda da Feda'yı görmemek için elimden geleni yapmıştım ve görmemiştim de.

Sarp bile benimle konuşmuyordu .

Asel bir süre düşündü ve az önce gelen kahvesinden bir yudum aldı. "Bence onunla konuşmalısın. Kendini ona anlatmak zorundasın."

"Zorunda değilim! Anlamadan dinlemeden beni hayatından kovan o'ydu. Ben kendi hazırladığım partiyi ağlayarak terk ettim ya!"

Asel uzanıp ellerimi tuttu ve şefkatle baktı yine. Garip hissediyordum.

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now