Bölüm 33 ● Kıskanç

20.5K 1.1K 246
                                    

  Meray'dan

  "Meraaaay, yemek hazır hadi gel!" Annemin seslenmesiyle Feda ile olan konuşmamdan çıktım ve sırıtarak salona girdim.

   "Oo Doğan Başkan hoşgeldin." Deyip yerime oturdum ve babama öpücük attım. Babam da güldü ve o da bana öpücük attı.

  "Hayırdır bakalım, Cadı? Nereden geliyor bu mutluluk?" Annem hep siyah giyindiğim ve saçlarım bile simsiyah olduğu için bana böyle seslenirdi küçüklüğümden beri.

  Anneme sırıttım.

  Müstakbel damadın bana 'güzelim,' 'seni bırakmayacağım' dedi ana.

   Tabii onun damat olduğundan haberi yoktu ama olsundu be. İlerde öğrenirdi.

   "Size bir şey söyleyeceğim ben." Deyip heyecanla yutkundum. Ailem günlerdir kulağımı kurutmuştu tedavi olmam için. Babam zorla hastaneye götürmeye çalışmış, ben sert bir dille reddedince sinirlenmiş ve bir kaç saatliğine evden uzaklaşmıştı. Tedavi olmamı çok istiyorlardı ama beni üzmek de istemiyorlardı. Canım ailem benim. Şimdi çok sevineceklerine adım kadar emindim.

  "Ne anlatacaksın bakalım?" Diye sordu Yaren.

   "Ben tedavi olmaya karar verdim." Babamın yemeği boğazına kaçarken annem ve Yaren şoka girmişlerdi. Bense sırıtarak bakıyordum onlara. Ama Yaren'e bakınca gülüşüm silindi.

  "Abla," diye mırıldandım. "Eğer senin için bir sorun olacaksa-"
 
  "Kızım sen salak mısın!? Boş yapma Meray." Ablam gülerek bana sarıldığında ben de ona sarıldım. Babam zar zor sakinleşince bana gözleri ışıl ışıl baktı. "Güzel kızım benim, çok iyi bir şeye karar vermişsin."

  "Annem benim," annem yanağına kocaman bir öpücük bırakıp ayrıldı. Onların sevinçlerini biraz dindirdikten sonra annemin garip bakışlarıyla karşılaştım.

  "Bana bak kız, haftalardır ısrar ediyoruz o kadar tedavi yok diye direndin. Şimdi ne oldu da fikrin değişti?" Dedi annem. Gülümsedim ve lokma almak istemediğim yemeği bıraktım. Ki zaten yiyeyememiştim.

  "Deniz Ablanın arkadaşı Didem Abla var ya, onunla konuştuk. Bana umut verdi anne. İyileşebilirsin dedi."

Annem ve babam sevinçle Didem Abla ile konuşmaya gideceklerini söyleyip ayaklanırlarken biz de kalktık. "Baba, biz de ablamla sahildeki sahaya gidebilir miyiz? Biraz yürüyüş yapmak istiyorum." 

  "Gidin kızım." Babam ikimizi de öpüp kalktı. Yaren de reddetmemiş ve kalkmıştı. Hem benimle konuşmak istediğine emindim.

   Üzerimi giyindikten sonra çıkmadan önce Yaren şekerli parfümümü istedi. Geçen gün denemiş ve çok beğenmişti. Bu yüzden anca benden otlanıyordu pislik.

  Annemler çıktıktan sonra biz de çıktık. Siteden çıkana dek konuşmamıştık. Sahil yoluna girince Yaren bana döndü. "Feda'lar orada, değil mi?" Deyip imalı imalı sırıttığında gözlerimi kaçırdım. "Özledim abla."

  "Daha dün beraberdiniz."

   "Olsun, özledim işte." Omuz silktiğimde Yaren koluma girdi. "Sen bana şu tedavi meselesini baştan anlat bakayım."

  Tabii ki Didem Abla yalanına inanmamıştı. O yüzden geceden beri olan her şeyi anlattım ona. Şok içinde dinlemişti beni. Ama tepki verememişti çünkü çoktan sahildeki sahaya gelmiştik bile.
 
   Feda, Cefa ve Sefa vardı sadece. Sahanın yanındaki küçük tribünlere oturduk. Onlar bizi görmemişlerdi henüz.

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon