Bölüm 30 ● Ölümle Burun Buruna

21.7K 1.1K 136
                                    

Kanser, tüm duyguların bir engeliydi aslında. Basit bir kötü huylu hücrenin üremesi sonucu, sizi bütün sevdiklerinizden koparıp alabilirdi. Tek bir kelime lan, sadece tek bir kelime bile beni öldürecek kadar acı çektirebiliyordu.

  Annemin korkusundan sonra Yarem... Bir de onun hastalığı daha ciddiydi. Ayrıca annemi kurtarmak için deli gibi çabalayan bir babam ve dedem vardı.

  Ama Yarem'in kimsesi yoktu ki. Kardeşini de anlamıyordum. Allah korusun benim başıma öyle bir şey gelse, kardeşlerimden biri hasta olsa ve kurtarmak benim elimde olsa düşünmeden yapardım bunu. Hayatım pahasına yapardım.

  Uykusuzluktan ağrıyan başıma küfrederek alt sokağa adımlamaya devam ettim. Sabaha kadar stadın önünde ne yapacağımı düşünmüştüm. Onu nasıl kurtaracağımı...

  Aklıma Didem Abla'dan başkası da gelmemişti. Telefonumu çıkarıp saate baktım. 8'e geliyordu. Didem Abla kliniğini açmış olmalıydı.

  Kliniğe daha on beş dakika yürüyüş mesafem olduğundan, kafamdaki binlerce düşünceyi susturabilmek için kulaklığımı kulağıma yerleştirip müzik listeme girdim.

  En baştaki şarkıyı açıp telefonu cebime attım.

  Kulaklığımdan bir takım hışırtılar geldiğinde kaşlarım çatılmıştı. Bir gitar sesi girdiğinde, kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Yarem'in güzel sesi kafamda yankılanmaya başlamıştı hemen sonra.

  En son Rize'deyken bana söylediği şarkıyı müzik listeme almıştım, kaydederek.

   Sesinin güzelliğini bir kere daha gelirken nakarata girince başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.

  Koşuyorum ölümle burun buruna...

   O şarkıyı söylerken yaşadığını düşünmüştüm. Gerçekten yaşıyordu. Hissettiğim yoğun duygularla olduğum yerde kaldım. Beynimin içinde onun acılı sesi yankılanıyordu. Sanki kafam patlayacak gibi hissetmiştim.

  Koşuyorum ölümle burun buruna...

  O ölüm dedikçe benim için gidiyordu. Bir de salak gibi kızı dinlemeyip ben de eşlik etmiştim. İlk defa kendi sesim bana iğrenç gelirken onun sesine odaklandım. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.

  Yarem ölüm dedikçe ben ölüyordum. Bu şarkıyı söylüyorsa anlatmak istediği bir şey olmalıydı, değil mi? Ama anlamamıştım. Tam bir gerizekalıydım.

  Uyuşmuş beynim, birinin beni ittirmesiyle sarsılmıştı. Kendimi bir anda zeminle bakışırken bulmuştum. Başımda keskin bir sızı hissedince yüzümü buruşturdum ve hafifçe kaldırdım. Pis kaldırımdaki kırmızı lekenin benden mi bulaştığına emin olamayarak elimi sızlayan alnıma götürdüm. Elime ıslak bir şey bulaşmıştı.

  Siktir, alnım kanıyordu.

  Küfrederek sırt üstü döndüm.  Telefonum ve kulaklığım da itilmenin etkisiyle savrulmuştu. Alnımdan akan kan saçlarımın atasına hızla karışırken ben hala olayın şokundaydım. Canım yansa da beynimde hala Yarem'in sesi vardı.

  "Gerizekalı mısın oğlum sen?" Yan tarafımdan gelen sesle derin bir nefes verdim ve o tarafa baktım. Benim yaşlarımda bir çocuktu ve benden bir metre kadar uzakta benim gibi yerde yatıyordu. Nefes nefeseydik.

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now